Suriye’de tek başına yol almanın sınırları

Suriye’de tek başına yol almanın sınırları

Sınırlı bir ABD saldırısının Suriye sorununu çözebileceğine dair beklentileri azaltın.

Dalia Dassa Kaye 

Sivillere karşı yapılan kimyasal silah saldırısından sonra geçtiğimiz haftalarda Suriye hükümetine ait bir hava üssüne yapılan füze saldırısı, ABD’nin bölge politikalarına dair en yeni Rorschach testi hâline geldi.

Suriye’de daha güçlü bir ABD müdahalesini savunanlar için bu saldırılar -doğrudan veya Rusya ve Esed arasına takoz koymak suretiyle- Suriye Devlet Başkanı Beşar Esed’ı iktidardan devirmek için Amerika tarafından daha kuvvetli çabaların başladığının işareti olarak görüldü. Diğerleri ise saldırıyı Esed ve hatta muhtemelen İran gibi diğer bölgesel aktörler tarafından olası kimyasal silah kullanımına karşı caydırıcı bir hamel olarak görüldü.

Trump yönetiminden farklı yetkililerce verilen karışık mesajlar, sınırlı bir saldırının kazandırabileceklerine dair gerçek dışı beklentileri şişirerek gözlemcileri yalnızca istedikleri şeyi görmeye yöneltiyor. Gerçekte ise füze saldırılarından ve Trump yönetimi hem Esed hem de ona arka çıkan Ruslara yönelik yeni birhasmane duruş sergiliyormuş gibi gözüken mevcut durumdan sonra Suriye sahasında çok az şey değişti.

Saldırıların en temel hedefiyle -Esed’i gelecekte kimyasal silah kullanmaktan caydırmaktan- başlayalım: Hiç kimse Esed’in ne düşündüğünü tam olarak bilmiyor ancak varlığını sürdürmenin onun ilk hedefi olduğuna yeterince emin olabiliriz. Muhalif bölgelere tam da ABD füzeleri tarafından vurulan alandan hızlı bir şekilde saldırılmasından anlaşıldığı üzere ABD’nin saldırısı, Esed’in varlığını tehdit etmedi. Rejimin varlığını ciddi bir şekilde tehdit etmeyen bir ABD saldırısının ise Esed’i, ülkede kontrolü tekrar kazanmaya çalışırken halkına karşı terör estirme şansı bulursa kimyasal silaha başvurmaktan caydırmaya yeterli olup olmayacağı belirsiz.

Ayrıca Esed, eğer nihai amaç kendisini iktidardan düşürmekse, Trump yönetiminin Rusya ile karşı karşıya gelmek için daha büyük bir nedene ihtiyaç duyacağına (aynı eski Başkan Barack Obama döneminde olduğu gibi) güveniyor. Bazı Amerikalı ve Batılı yetkililerin Rusya’nın Esed’e arka çıkmayı bırakacak bir noktaya geleceğine dair ümitlerine rağmen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Esed’i Birleşmiş Milletler’de daha da fazla savunmaya devam ederek ve Esed’in kimyasal silah saldırısından sorumlu olduğuna dair açık delilleri reddederek nasıl bir tutum takınacağına dair bazı sinyaller verdi.

Esed’in öteki destekçisi İran da Rusya’yı takip etti ve İran, kendi bölgesel hırsları için Esed’i iktidarda tutmakta Rusya’dan daha büyük fayda dahi görebilir.

ABD’nin BM Temsilcisi Nikki Haley gibi bazı ABD’li yetkililerin açıklamaları Esed’in günlerinin sayılı olduğunu öne sürse de diğer ABD’li yetkililer, ABD’nin Suriye politikasının değişmediğinde ve Esed’i devirmek yerine (DEAŞ) IŞİD’i mağlup etmeye odaklandıklarında ısrarcı oldular. Ruslar bu saldırıdan pek memnun olmasalar da onların nihai hedefi olan Suriye rejimini muhafaza etme meselesi tehdit altına girmemiş gözüküyor.

Bu arada, saldırılar Esed’in sivilleri konvansiyonel silahlarla katletmeye devam etme arzusunu ve kapasitesini değiştirmedi, ülkedeki savaşta hâlihazırda 400 binden fazla Suriyeli öldürüldü ve ülkenin yarısı göçe zorlandı.

Bir askeri saldırının, Esed’i uyguladığı acımasızlığın hesabını vermek durumunda bırakması tatmin edici olacakken mevcut saldırı hamlesi, Suriye’deki altı yıllık vahşi iç savaşa dair dinamikleri kökten değiştirmedi. Ayrıca Rusya ile yükselen gerilim, gelecekte olası bir ateşkesi ve nihayetinde savaşın sonunda politik bir uzlaşmaya varmayı daha zor hale getirdi.

ABD’nin askeri hamlesinin ulaşılabilir politik kazanımlara dönüşmesi için, füze saldırısını uluslararası ortaklar ve kurumlarla arttırılmış bir diplomatik koordinasyonun takip etmesi gerekecek. İran ve Rusya gibi hasımların, sırf füze saldırıları yüzünden ABD taleplerine boyun eğmeyeceğini ve Suriye savaşını bitirecek bir politik çözüme eleştirel yaklaşacaklarını, bunu sevsek de sevmesek de, kabullenmek önemli.

Silahların yaygınlaşmasının önlendiği dönemde konvansiyonel olmayan silahlara karşı mücadele tecrübesi, çok taraflı bir yaklaşımı ve askeri ile askeri olmayan araçların bir arada kullanımını telkin ediyor ki böylesi de bu silahların yarattığı tehlikeyi azaltmak ve nihayetinde ortadan kaldırmak için en etkili yol.

Örneğin, Körfez Savaşı sonrasında BM Özel Komisyonu’nun kurulması, Irak’taki kimyasal ve biyolojik silahları ortaya çıkarma ve bunların askeri saldırılarda kullanılmasının önüne geçme hususunda büyük katkı sağlamıştı. Savaş bittikten sonra keşfedilen devasa cephanelik, bu tip bir tehdide tam çözüm bulmak için sahada uluslararası müffetişlerin kalıcı olarak varlığına duyulan ihtiyacı gösterdi. Irak’ın eski lideri Saddam Hüseyin’in uluslararası müfettişleri yanıltmaya dair mükerrer çabalarına rağmen Özel Komisyon ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı, 1990’larda Irak’ın kimyasal silah üretimini, konvansiyonel olmayan cephaneliğinin çoğunu ortadan kaldırmak konusunda başarılı oldu. Bu vb. vakalar gösterdi ki bu tip kötücül silahları yok etmek için başvurulabilecek askeri seçenekler sınırlı.

Füze saldırılarının ardından kararlı ve sürekli uluslararası bir çabanın başarıya ulaşması çok daha muhtemel, ayrıca böylesi bir çabanın silahların yaygınlaşmasının önüne geçilmesi çabalarına daha fazla meşruiyet ve kaynak getirecek olması da cabası. Eğer Amerika’nın Suriye’deki tek taraflı saldırılarını böyle kalıcı bir çaba takip etmezse Suriye’de gelecekte konvansiyonel olmayan silahların kullanılması tehdidi muhtemelen devam edecek.

İşin asıl zorlu kısmı diplomatik kısım, hele ki Dışişleri Bakanlığı'nda eleman eksiği varken bilhassa zor. 2013’te kimyasal silahlarını yok etmeyi kabul etmesini takiben Suriye’nin katılmaya zorlandığı Kimyasal Silahlar Anlaşması öne çıkarılmalı. ABD ve diğerleri böyle anlaşmaların uygulanması için Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’ne daha fazla yatırım yapmalı.

Bunlara ek olarak, ABD müttefikleriyle beraber çalışmalı ve Rusya’ya, aracılık yaptığı, 2013’teki anlaşma çerçevesinde Esed’in sorumlu davranmasını sağlaması için daha fazla baskı yapmalı. Rusya için, Esed rejiminin varlığını sürdürmesine arka çıkmak bir yanda ancak öte yandan kendi desteklediği uluslararası silah kontrol antlaşmalarının açık bir şekilde ihlaline suç ortaklığı yapması da söz konusu. Suriye’de yasaklı kimyasal silahlar öylece kaldığı müddetçe Esed’in bu silahlara başvurma ihtimali ortadan kaldırılamaz.

Silahların yaygınlaşmasının önlenmesine dair endişelerin ötesinde,ABD, Suriye’deki çatışmaya son vermek için uluslararası ortakları ve Rusya’nın dahlini içerecek bir stratejiye ihtiyaç duyacak. Amerika’nın ve Rusya’nın Suriye’deki çıkarları muhtemelen birbirine zıt olarak kalacak fakat sınırlı bir ateşkesin daha büyük istikrarsızlığı engelleyecek olmasındaki çıkarları dahi keşfetmeleri, savaşı sona erdirmek için daha geniş planları sahneye çıkarabilir. Suriye’ye saldırı yapmaya dair hızlı kararın, daha geniş bir strateji bağlamında yapıldığına dair çok az emare var. Ve maalesef, tek başına bu saldırı, ABD öncülüğünde IŞİD’e karşı yürütülen savaşı hızlandırmak yerine ancak ve ancak daha karmaşık hale getirebilir.

Bu yüzden, evet, savaş suçlarının cevapsız kalmadığı olgusundan mutlu olun. Ancak sınırlı bir ABD saldırısının Suriye sorununu çözebileceğine dair beklentileri azaltın.

Kaynak: Dalia Dassa Kaye / RAND Corporation

Tercüme: Deniz Baran

HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.