Teoman Duralı'nın dilinden: Batı kültürü, Afganistan ve okullaşma

Teoman Duralı'nın dilinden: Batı kültürü, Afganistan ve okullaşma

Teoman Duralı, yıllar önce katıldığı bir televizyon programında, Batılılaştırma sürecinde okulların payını, Afganistan'a yaptığı bir seyahatten örneklerle anlatmıştı.

Teoman Duralı, yıllar önce katıldığı bir televizyon programında, Batılılaştırma sürecinde okulların payını, Afganistan'a yaptığı bir seyahatten örneklerle anlatmıştı.

Duralı'nın söz konusu programda yaptığı konuşmanın ilgili kısmının metin dökümünü ilginize sunuyoruz:

"Sizi rahat bırakmayacaklar"

71'de ben, yolda tanıştığım bir Alman ve bir Amerikalıyla Afganistan'a girdim. İlk durağımız Herat oldu.

Herat'ta, çok gencim, çok, talebeydim daha. Genç insanlarla karşılaştık, çoğu da bunların orada ortaöğretim bitirmiş, üniversiteyi filan bekleyen gençlerdi.

"Bizi nasıl görüyorsunuz?" dediler. "Nasıl Afganistan?"

Afganistan'ı hakikaten gördüğümde çarpıldım. Hayran oldum. Nefis bir memleketti. 13'üncü yüzyılı yaşayan bir ülkeydi. Kendi kılıkları, halis kılıkları. Yedikleri, içtikleri, bütün her şeyleriyle farklıydılar. Değişikler.

Bunlar ikisi, Amerikalıyla Alman "Sürünüyorsunuz." dediler.

Ben, "Çarpıldım" dedim ya "Bu kadar güzel bir şey olamaz." dedim adamlara, çocuklara işte yaşıtlarıma.

"Değiştirmeyin" dedim, "Ama şunu da göz önünde tutun, bu adamlar" Almanla Amerikalı, işte yol arkadaşlarımı gösterdim, "Bu adamlar sizi rahat bırakmayacaklar" dedim.

"Sömürüye açılan kapı"

'Niye?' dediler.

Aynen bu şeyden dolayı, burada eksik gördüklerini, sizde olmadığını gördükleri şeyleri size kakalayacaklar. "Ve bunu önce" dedim, "Okulla yapacaklar, okul açacaklar."

Nitekim dediler "Sizden alalım Almanya'ya, Amerika'ya işte İngiltere'ye oraya buraya götürelim eğitelim" filan falan fişmekan bir şeyler dediler.

Bu eğitim seferberliği, sömürüye açılan kapıdır. En güçlü kültür aşısı eğitim yoluyla veriliyor.

"Zorla kendi değerlerini benimsettiler"

Gandi de harmanisine sarılıp geziyordu ortalıklarda. Hatta İngiliz kralının karşısına o kılığıyla çıkmıştır. "Bu benim milletimin kılığıdır" demiştir ve "Herkes, her Hintli kendi harmanisini kendisi dokusun" demiştir.

İşte bunun kadar kapitalizme aykırı gelen bir şey yoktur. Ve sen, iyilikle, güzellikle benimsemezsen bunları, seni döverler. E buna "top teknesi siyaseti" demişlerdir. "Gunboat policy" demişlerdir İngilizler 19'uncu yüzyılda.

Günümüzde de işte bombalar atıyorlar. Afganistan 'adam' olmamıştı. Girmedi bu yola.

Ben Afganistan'a gittiğimde 13'üncü yüzyıla döndüm sandım ve çok hoşuma gitti. Çok da pişman oldum döndüğüme. Keşke kalsaydım orada diye şey yapmışımdır.

Çok sakin bir hayat. İhtiyaç yok bir şeye. Dediğim gibi insanlar atalarından tevarüs ettikleri kılıklarla dolaşıyorlar ortalıklarda. Gayet rahat bir şeydi.

Ama satamıyorsun. Ne bileyim Dior giremiyor işte Coca-Cola bilmem neydi öbürüsü hamburgerler filan falan yoktu öyle bir şey. Rahat basit bir hayattı.

Nuh-u Nebî'den kalma taşıtlarla, çoğunlukla develerle şey yapıyorlar işte çok eski otobüsler filan vardı. Tıngır mıngır çocukluğumdan hatırladığım köy otobüsleri filan gibi şeyler.

E bunu kabul ettirecek yani zorla, döve döve, vura vura, sonra şey yaptı.

Ve ilk yaptıkları iş okul açmaktır. Ve bununla övünüyorlar. "Biz Afganistan'ın her tarafına okullar açtık."

Kaynak: Mepa News

twtbanner-001.jpg

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.
2 Yorum