Tom Barrack'ın İsrail, Lübnan ve Müslümanlar üzerine verdiği dikkat çekici röportaj

Tom Barrack'ın İsrail, Lübnan ve Müslümanlar üzerine verdiği dikkat çekici röportaj

ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi ve Ankara Büyükelçisi Tom Barrack gündeme dair dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

Rayhan Uddin | Middle East Eye | Tercüme: Mepa News

ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi ve Türkiye Büyükelçisi Tom Barrack, The National'a verdiği mülakatta farklı konuların yanı sıra İsrail, Lübnan ve Katar'la ilgili bir dizi açık sözlü ve dikkat çekecek açıklamada bulundu.

Büyükanne ve büyükbabası Lübnanlı olan Barrack, Mayıs ayından bu yana Başkan Donald Trump'ın Suriye özel temsilcisi olarak görev yapıyor.

Gazeteci Hadley Gamble ile yaptığı ve Pazartesi günü yayınlanan 23 dakikalık geniş kapsamlı röportajda bölgedeki barışı “bir yanılsama” olarak nitelendirdi ve İsrail'in Suriye, Lübnan ve Tunus da dahil olmak üzere “herkese saldırdığını” söyledi.

İsrail'in bu ayın başlarında Katar'ı vurmasının da “iyi olmadığını” söyleyen Barrack, Hamas ve Taliban gibi grupların Amerika'nın isteği üzerine Doha'da bulunduğunu da sözlerine ekledi.

Bu içerikte Barrack'ın röportajından dikkat çeken kısımlar yer almakta.

"İsrail farklı bir hikaye"

Trump'ın Orta Doğu'daki genel doktrini konusunda ise Barrack, yönetimin geri adım atmaya istekli olduğunu söyledi.

"Başkan Trump zekice bir şekilde ‘Bakın, daha fazla Amerikalının hayatını kaybetmesine müsade etmeyeceğim’ dedi. Biz zaten oradaydık. Daha fazla ülkeyi ele geçirip onlara sömürge yöntemini öğretmeye çalışmayacağım. Bu hiçbir zaman işe yaramadı" dedi.

Barrack, bölgedeki ülkelerle terörle mücadele gibi konularda işbirliği yapacaklarını, ancak “hepsi bu kadar” diye ekledi. İsrail dışında yani.

"İsrail [farklı bir hikaye]. İsrail değerli bir müttefikimiz. Onlara yılda 4 ya da 5 milyar dolar yardım yapıyoruz. Amerika'nın kalbinde özel bir yeri var. Ve bu geçiş sürecinde yaşananların yarattığı kafa karışıklığıyla yaşıyoruz. Yani durum biraz karışık."

"Barış bir yanılsama"

ABD yönetimi için bölgedeki oyunun sonunun ne olduğu sorulduğunda, barış fikrini reddetti.

"Barış dediğimiz zaman bu bir yanılsamadır. Hiçbir zaman barış olmadı. Muhtemelen hiçbir zaman da barış olmayacak çünkü herkes meşruiyet için savaşıyor" ifadelerini kullandı Barrack.

"Bu yüzden insanlar sınırlar ve sınırlar için savaştıklarını söylüyorlar. Oysa buldukları şey bu değil. Sınır ya da hudut bir müzakerenin para birimidir.

"Sonuç olarak birileri hakimiyet istiyor, bu da birilerinin boyun eğmesi gerektiği anlamına geliyor. Dünyanın o bölgesinde boyun eğmek kelimesine karşılık gelecek Arapça bir kelime yok. Boyun eğmeyi akıllarına sığdıramıyorlar. Sonuç olarak, refah bunun tek cevabıdır."

"İsrail herkese saldırıyor"

Röportajın Lübnan'daki durumla ilgili bölümünde Barrack'a Hizbullah'ı silahsızlanmaya teşvik edecek unsurun ne olduğu soruldu. O da cevap verdi: “Sıfır”.

"Sorun bu, özellikle de İsrail herkese saldırırken. Yani İsrail Suriye'ye saldırıyor. İsrail Lübnan'a saldırıyor. İsrail Tunus'a saldırıyor" diye devam etti.

Barrack, Beşar Esed hükümetinin Aralık ayında devrilmesinden bu yana İsrail'in Suriye'de sık sık düzenlediği saldırılara ve İsrail'in Kasım ayında Lübnan'da kabul edilen ateşkesi neredeyse her gün ihlal etmesine atıfta bulunuyordu.

Tunus'a gelince, Barrack muhtemelen şu anda Gazze'ye doğru ilerlemekte olan Sumud Filosu'na yönelik bir insansız hava aracı saldırısına atıfta bulunuyordu. İsrail saldırının sorumluluğunu üstlenmiş değil. Ancak reddetmedi de.

"[Hizbullah'ın] argümanı gittikçe daha iyi bir hal alıyor: 'Lübnanlıları İsrail'den korumak için buradayız'. İsrail'in [Lübnan'da hala işgal altında tuttuğu] beş nokta var ve geri çekilmiyor."

"Kendi halklarıyla savaşabilsinler diye Lübnan'ı silahlandırmak"

Lübnan'la ilgili tartışmanın başka bir yerinde Barrack, Hizbullah'ın silahsızlandırılmasının Lübnan hükümetinin sorumluluğunda olduğunu tekrarladı.

"Biz öncülük edeceğiz. Tavsiyelerimizi vereceğiz. Yardım edeceğiz ama bunu çözmek zorundalar" dedi.

“Lübnan hükümeti, eğer yoluna devam etmek istiyorsa, ‘Hizbullah'ı silahsızlandıracağız’ demelidir.”

LAF olarak kısalttığı Lübnan Silahlı Kuvvetlerini “iyi niyetli” ancak “iyi donanımlı değil” olarak tanımladı.

"Çünkü kiminle savaşacaklar? Onları silahlandırmak istemiyoruz... İsrail'le savaşsınlar diye mi? Hiç sanmıyorum" dedi Barrack ve ekledi:

"Yani onları kendi halkları olan Hizbullah'la savaşsınlar diye silahlandırıyorsunuz. Hizbullah bizim düşmanımız. İran bizim düşmanımız. Bu yılanların kafalarını kesmemiz ve fon akışını kesmemiz gerekiyor. Hizbullah'ı durdurmanın tek yolu bu."

"Kudüs Hizbullah'ın icabına bakacak"

Barrack, Amerika'nın Lübnan'daki Hizbullah sorununa doğrudan müdahale etmeyeceğini, ancak İsrail'in müdahale edeceğini söyledi.

“Lübnanlıların, bunu saygısız bir şekilde söylemiyorum ama tek yaptıkları konuşmak” dedi.

"Onlara 'Yardımımızı mı istiyorsunuz? Size yardım edeceğiz' dedik. Onlara bir oyun kitabı verdik. Oraya ulaşamıyorlar. Biz de diyoruz ki, 'Tamam, biz uygulamayacağız. Kim infaz edecek biliyor musunuz? Şu sınırdan geçin. Kudüs'ün nerede olduğunu görüyor musunuz? Kudüs sizin için Hizbullah'ın icabına bakacak."

Hizbullah'ın mevcut ateşkes sırasında yeniden toparlandığını ve “bir yerlerden ayda 60 milyon dolar geldiğini” söyledi.

Ayrıca bir Hizbullah savaşçısı için Lübnan ordusu askerinden daha fazla teşvik olduğunu öne sürdü.

"Bir Hizbullah askeri ayda ortalama 1000 ila 2000 [ABD doları] kazanıyor. Lübnanlı bir asker ise ayda 200 ila 300 dolar kazanıyor, yani Lübnanlı bir askerseniz savaşmak için Uber şoförü, barista olmanız ve hafta sonları çöp toplamanız gerekiyor" dedi.

"Hizbullah aynı zamanda en iyi belediyeleri yönetiyor. Suyu var, elektriği var, atık yönetimi var, çünkü İran bu parayı finanse ediyor. Dolayısıyla Hizbullah'tan kurtulmak istiyorsanız İran'ı boğmalısınız."

Barrack bir kez daha sahada ABD botlarının olmayacağını yineledi.

"Hizbullah'ı askerlerimizle ya da CENTCOM'la birlikte ortadan kaldırmayacağız. İsrail sadece devam edecek. Her gün bombalıyorlar çünkü Hizbullah roketler, füzeler ve farklı silah sistemleri taşıyor."

Gazze'de 'ateşkes işe yaramayacak'

Barrack Gazze'deki savaşın “tedirgin edici” olduğunu söyledi.

Gazze'deki ölümlerin Hamas'ın bölgede “iki milyon insanı rehin almasından” mı -ki bunun doğru olduğuna inandığını söyledi- yoksa “İsrail'in aşırı saldırgan olmasından” mı kaynaklandığının önemli olmadığını ve bunun “sona ermesi gerektiğini” söyledi.

ABD'nin ateşkesi desteklemeyerek bu pozisyonu zayıflatıp zayıflatmadığı sorulduğunda ise ateşkes fikrini reddetti.

"Sanırım 27 ateşkes yapıldı. Hiçbiri işe yaramadı. Ateşkes işe yaramayacak."

Barrack'ın söz konusu 27 sayısıyla neyi kastettiği net değil. İsrail'in Gazze'ye yönelik soykırımının başladığı Ekim 2023'ten bu yana çatışmaların kırılgan bir şekilde durduğu iki kısa dönem oldu.

Bunlardan biri Kasım 2023'ün sonlarında yaklaşık bir hafta, diğeri ise Ocak ve Mart 2025 arasında, İsrail ateşkesi tek taraflı olarak sona erdirmeden önceydi.

Barrack daha sonra Gazze'deki durumun “tüm taraflar” için kötü olduğunu da sözlerine ekledi.

"Gazze'de olanlardan tüm taraflar için nefret ediyorum. Filistinliler için, İsrailliler için, Ürdünlüler için, Lübnanlılar için, Suriyeliler için, Türkler için" dedi ve ekledi: “Bu bir karmaşa.”

Ayrıca bölgedeki diğer ülkelerin Filistinlileri neden “kabul etmediğini” de sorguladı.

"Neden Araplar onları almıyor? Mısır neden almıyor, Suudi Arabistan neden almıyor. Neden kimse onları almıyor, bu gerçek bir ikilem" dedi.

Gamble bunun sebebinin Filistinlilerin kendi topraklarında kalmak istemeleri olduğunu söylediğinde Barrack şunları söyledi “Herkesin kendi toprağında kalması fikri sonsuza dek sürebilir.”

"Mesele toprak değil, mesele meşruiyet ile ilgili. Onların kimliklerini ellerinden alıyorsunuz ve bu kimseyle müzakere etmek için iyi bir yol değil."

Katar Hamas ve Taliban'ı ‘bizim isteğimiz üzerine’ ağırladı

İsrail'in Hamas yetkililerini hedef alan Katar saldırısının etkisi sorulduğunda Barrack “İyi olmadı” dedi.

“Katar ilk günden bu yana bizim için büyük ve değerli bir müttefik oldu” dedi.

ABD'de insanların Katar için “Hamas'a ev sahipliği yapıyorlar, Taliban'a ev sahipliği yapıyorlar” dediğini de sözlerine ekleyen Barrack, farklı zamanlarda Filistin ve Afgan hareketlerinden üst düzey yetkililerin Doha'da üslendiğine atıfta bulundu.

"Bunu bizim isteğimiz üzerine yaptılar. Eğer onlarla konuşabilmek için bir kanalımız olmasaydı, oraya asla ulaşamazdık."

Bu tutum, saldırının ardından saldırının yapıldığı yeri eleştiren ancak bu şekilde “Hamas'ı ortadan kaldırmanın” “değerli bir hedef” olduğunu öne süren Beyaz Saray Basın Sekreteri Karoline Leavitt ile çelişiyor gibi görünüyor.

Barrack'a İsrail'in Doha'daki saldırıyı Washington'un izni olmadan gerçekleştirerek haddini aşıp aşmadığı soruldu.

“[İsrail'in] yaptığı pek çok şeye katılmıyorum ama onlara saygı duyuyorum” dedi. “Çünkü size tam olarak ne olacağını söylüyorlar.”

“Eğer [Başbakan Binyamin Netanyahu] sınırlarının ya da halkının tehdit altında olduğunu hissederse, her yere gider ve her şeyi yapar, nokta.”

Doha saldırısının ardından bölge ülkelerinin yeni bir güvenlik garantörü olarak Çin'e yönelmesinden korkup korkmadığı sorulduğunda ise bu soruyu yanıtsız bıraktı.

Barrack, “Bence bunu söyleyip yapmadıklarını göreceğiz” dedi ve ekledi: "Ticarette taleplerimizden biri... Çin ve Rusya ile aranıza mesafe koymanız ve bizimle yol yürümeniz."

"Burası İsrail Birleşik Devletleri değil"

Özel temsilci bölgedeki hiçbir aktöre güvenmediğini söyledi.

"Hiçbirine güvenmiyorum. Çıkarlarımız aynı doğrultuda değil. Müttefik yanlış bir kelime" dedi.

Barrack'tan bunun İsrail'i de kapsayıp kapsamadığını açıklaması istendi.

"Kesinlikle. Çıkarlarımız bir etkendir değil mi? Ölçütler var" dedi.

"Hemfikir olduğumuz şeyler de var olmadığımız şeyler de. Yani oybirliği yok, bu İsrail Birleşik Devletleri değil. Körfez Birleşik Devletleri değil. Türkiye'nin Birleşik Devletleri değil.

"Çıkarların gerekliliği konusunda bir uyum buluyoruz ve birbirimize bağlanıyoruz. Ama bunlardan herhangi birine körü körüne güvenmek?

Şimdiye kadar kimsenin bunu yaşadığını sanmıyorum."

"2045'e kadar 5 milyar Müslüman olacak"

Röportajın bir bölümünde, Barrack'a küresel toplumun çoğunluğunun desteklediği hatırlatılan Filistin devleti soruldu.

“Dünya bunu uygulamak ya da kimseyi ikna etmek konusunda çok iyi bir iş çıkarmıyor” dedi ve ekledi:“Dünya dediğiniz zaman, İsrail ve bizim dışımızda kimsenin bu oyunda bir payı yok.”

"İslam ve Doğu ile dostluk kuruyoruz ve kurduk da. Ve bu arada siz de buna mecbursunuz" diye ekledi.

"Demografik verilere bakacak olursanız, 2040-2045 yılları arasında dünyada 10 milyar insan olacak. Beş milyar Müslüman olacak. Peki biz küçük İsrail'den beş milyar Müslüman'a vurmaya devam mı edeceğiz?"

Şu anda dünyada yaklaşık iki milyar Müslüman var. Barrack'ın bu sayının yirmi yıldan kısa bir süre içinde iki katına çıkacağını hangi kanıtlara dayanarak söylediği açık değil.

Daha sonra kendisine, Müslüman nüfusun arttığı göz önünde bulundurulduğunda, İsrail'in Gazze'deki askeri eylemlerini finanse ettiği için ABD'de bir tepki olup olmayacağı soruldu.

“Bence Amerika bu konuda ikiye bölünmüş durumda” dedi ve ekledi: "Ya insanların buna değdiğini söylediği bir çözüm olacak ya da buna değmeyen bir çözüm olacak.

Gelecek sefer insanlar ayaklarıyla oy verebilirler."

Gelecekteki İran saldırısını 'göz ardı etmem'

Röportajın sonunda Barrack'a, Haziran ayında İsrail ve İran arasında günler süren çatışmanın ardından ABD'nin İran'a yönelik bir başka “kesin saldırı” ihtiyacı hissedip hissetmediği soruldu.

Sözlerine İran halkının “heyecan verici” olduğunu söyleyerek başladı.

"Eğitimli, düşünceli, medeni. Onların hiçbir şekilde zarar görmesini istemiyorum" dedi.

"İsrail'in ne yapacağı ayrı bir soru, ancak görünen o ki tüm sorunun çözümüne doğru ilerliyorlar, ki Gazze de bu değil mi?"

"İran rejimini kontrol altına almadan sadece Gazze'yi kontrol altına almanın, Hizbullah'ı kontrol altına almanın ve Husileri kontrol altına almanın sonuç vermeyeceğini tahmin ediyorum. Ne yapacaklarına dair bir bilgim yok ama ihtimalleri göz ardı edemem.”

Kaynak: Mepa News

uyg.gif

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.
1 Yorum