Van'daki İslam alimi ve kanaat önderlerinden Gazze için cihat çağrısı

Van'daki İslam alimi ve kanaat önderlerinden Gazze için cihat çağrısı

Van'da kanaat önderleri ve sivil toplum kuruluşları temsilcileri Gazze konulu bir genel istişare toplantısı düzenledi.

İsrail'in Gazze Şeridi'nde sürdürdüğü soykırıma karşı Van'da bir araya gelen İslam alimleri, kanaat önderleri ve sivil toplum kuruluşları temsilcileri, Gazze için yapılan cihat çağrısını desteklediklerini açıkladı.

Van'ın İpekyolu ilçesi Güzel Camii konferans salonunda düzenlenen istişare toplantısında, Dünya Müslüman Alimler Birliği Başkanı Şeyh Ali Karadaği’nin sosyal medya hesabından paylaştığı fetva okundu.

Dünya Müslüman Alimler Birliği, Gazze halkına yönelik devam eden işgal saldırılarına silah ve askeri teçhizatla karşılık vermenin, İslam dünyasındaki her sağlıklı Müslümanın görevi olduğunu belirten bir açıklama yayınlamıştı.

Gazze'ye yönelik saldırıların devam etmesi ve ateşkesin ihlal edilmesi üzerine, Dünya Müslüman Alimler Birliği İçtihat ve Fetva Komisyonu da İslam ümmetine yönelik dini sorumlulukları hatırlatan bir fetva yayınlamıştı.

Fetvanın önemli maddeleri şöyle sıralandı:

"1- Filistin topraklarındaki siyonist işgale karşı silahlı cihat, gücü yeten her Müslümana farzdır.

2- Arap ve İslam ülkelerinin, işgale karşı derhal askeri müdahalede bulunmaları dini bir zorunluluktur.

3- Siyonist işgalci rejim; kara, deniz, hava, su yolları, boğazlar ve Arap-İslam ülkelerine ait hava sahaları da dahil olmak üzere her yönden abluka altına alınmalıdır.

4- Filistin direnişi; askeri, mali, siyasi ve hukuki açıdan desteklenmelidir. Bu, dini bir vecibedir.

5- Ümmeti savunmak ve saldırıları durdurmak amacıyla, İslam ülkeleri arasında askerî bir ittifak kurulması acil bir dini yükümlülüktür.

6- Siyonist rejimle her türlü normalleşme ilişkisi haramdır.

7- İşgalci rejime petrol, gaz ve benzeri enerji kaynakları temin etmek haramdır.

8- Bazı Arap ülkelerinin işgalci rejimle imzaladığı barış anlaşmaları yeniden gözden geçirilmelidir.

9- Gazze halkına destek amacıyla mâli cihad farzdır. Sınır kapıları derhal açılmalıdır.

10- Amerika Birleşik Devletleri'nde yaşayan Müslüman topluluklar, Trump ve hükümetine baski yaparak saldırıların durdurulması ve barışın sağlanması yönündeki seçim vaatlerinin yerine getirilmesini talep etmelidir"

İstişare toplantısının ardından söz konusu cihat fetvasının altına imza attıklarını ifade eden istişarenin katılımcıları, okunan basın bildirisiyle programı sonlandırdı.

Basın bildirisini okuyan İmam Hatip Davut Biçer şu ifadeleri kullandı:

Yaklaşık iki asırdır İslam coğrafyalarında kaos, kan ve gözyaşı hiç dinmediğini ve 7 Ekim’den bu yana Gazze’deki İsrail zulmünün devam ettiğini vurgulayan Biçer, “Ümmetin parçalanmışlığı, batının vahşice saldırıları ve Müslümanların zihin dünyasında mağlubiyet algısı ve korku İslam dünyasını korkunç katliam ve işkencelerle karşı karşıya bıraktı. Küresel şeytani cenahın İslam’a savaş açması, İslam dünyasının böl-parçala-yönet zihniyetiyle işgal edilmesi, ne yazık ki Müslümanlarda, 'bu güçlere karşı zaferin mümkün olmadığı' düşüncesini ortaya çıkardı.

Yine malumunuzdur ki, 70 yılı aşkın bir süredir, İslam dünyasının bağrına saplanan siyonizm hançeri, İsrail denen terör şebekesinin mezalimi, Filistin ve civar İslam bölgelerinde devam etmekte. Batının teknolojik imkanlar ve sosyal medya gücüyle oluşturduğu İsrail’in mağlup edilemeyeceği düşüncesi, halkı Müslüman olan ulus devletlerin başına yerleştirilen kukla yöneticiler ve Müslümanların İslam’ı yaşama adına düştüğü zafiyet bu mezalimi körüklemekte, çözüm noktasında ümmeti çıkmaza sokmaktadır.

Bununla beraber son iki yıldır siyonizmin Gazze’ye yönelik mezalimi dayanılmaz bir hal almış olup, terör şebekesinin kuduz bir canavar gibi tüm İslam alemine pervasızca saldırıları ve tehditleri izzet dini olan İslam’a mensup olan bizler için ne yazık ki tam bir zillet halini almıştır. Hal böyle iken sadece durum değerlendirmesinden ileri gitmeyen söylemlerin artık anlamı kalmamıştır. Eylem boyutuna geçme zamanı çoktan geldi de geçiyor.” dedi.

Biçer sözlerine şöyle devam etti: “Evvela sözümüzün birinci muhatabı olarak devlete, onun temsilcisi unvanı ile hükümete ve hükümetin başı olarak da Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a sesleniyoruz. 7 Ekim sürecinin öncesinde ve sonrasında Kudüs’ün, Gazze’nin yanında olduğunuzu, Gazze’nin kırmızı çizginiz olduğunu her vesile ile söylediniz ve söylüyorsunuz. Fakat son iki yıldır İsrail mezalimi karşısında yüzde seksenlere varan yerli silah ve savunmasına sahip olan devletimiz, Ortadoğu’nun en iyi ordusuna sahip olması ve caydırıcı gücü olmasına rağmen maalesef İsrail üzerinde yaptırımı olacak, mazlumların yüreklerine su serpecek adımların atılmaması Müslümanları üzmekte ve Gazze’yi yok olma sürecine götürmektedir.

İsrail'in artık kınamadan anlamadığı anlaşılmıştır. İşte tam bu noktada bizler devletimize sesleniyoruz. Derhal somut adımlar atılması, israil ile yapılan direkt ya da dolaylı ticaretin kesilmesi, vatandaşlık verilen siyonistlerin vatandaşlıktan çıkarılması, askeri siyası ve ekonomik tüm ilişkilerin kesilmesi, büyükelçilerin gönderilmesi ve boykotun devlet eliyle yapılmasını talep ediyoruz.”

Biçer, “Ey peygamber varisi olan alimler! Bu mezalim karşında susmak Ebu Ubeyde’nin “siz bizim hasmımızsınız” tehdidinin muhatabı olmak demektir. Şu halde kalkın ve sizlerde illerinizde toplanıp çağrıda bulunun. Yaptığınız eylemleri, konuşmaları, çok kıymetli bulmakla beraber Gazze için çok daha fazlasının yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Devletin Gazze’yi kurtarmak adına atacağı her adımın arkasında duracağınızı deklere edin. Milletimizin Gazze hassasiyetini ve Müslümanların dertleriyle dertlenme bilincini kazanabilmeleri adına konferanslar, vaaz ve irşat faaliyetleri düzenleyin.” şeklinde konuştu.

Biçer Müslüman halklara seslendiği kısımda sözlerini şu şekilde tamamladı:

“Siyonizmin korkunç mezalimi karşısında yapılan her türlü etkinlik, eylem ve yürüyüşe katılmak üzerinize dini, insanı ve vicdani bir vecibedir. Boykota ara vermeden, gevşemeden, tam bir ciddiyetle devam etmek Gazze’deki kardeşlerinize borcunuzdur. Eylemlerinizle, duanızla, boykotunuzla ve en önemlisi İslam’ı hayatınıza ve toplumunuza hakım kılmayla kardeşlerinizin yanında olun.

Son olarak devlete, alimlere ve ümmete diyoruz ki: Allah'tan korkun. Mazlumların hasmı olmaktan korkun. Yalnız Allah’a kulluk eden ve yalnız o'ndan yardım isteyen müminler olarak kuldan korkmayın. Ölmekten korkmayın. İzzetle, ölümlerin en güzeli olan şehadetle bu dünya sürgününü tamamlamayı şeref bilin ve yarışacaksanız bunun için yarışın...”

Kaynak: Mepa News, Vanolay

wp.gif

HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.
3 Yorum