"Veliaht prensin kaderi Erdoğan'ın ellerinde"

"Veliaht prensin kaderi Erdoğan'ın ellerinde"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman arasındaki ilişkinin incelendiği bir analiz, İngiltere'de yayımlanan Guardian gazetesinde yayınladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman arasındaki ilişkinin incelendiği bir analiz, İngiltere'de yayımlanan Guardian gazetesinde yayınladı.

Gazete editörü Patrick Wintour'un imzası olan incelemede "Türkiye, diplomatik protokollerin farkında ve Suudi konsolosluğunu yasa dışı yollarla dinleyerek elde edilmiş kanıtlara referans verme konusunda gergin gibi gözüküyor" değerlendirmesi yapıldı.

"Türkiye kimliği belirsiz kaynaklardan basına bilgi sızdırıyor"

Wintour'a göre Türkiye bu nedenle bilgileri anonim kaynaklardan hükümet yanlısı basına sızdırmayı tercih ediyor. Prens Muhammed'in yakın danışmanı Suud el Kahtani'nin cinayeti Skype'tan yönettiğine dair haberler de buna örnek olarak gösteriliyor.

Wintour'un analizi şöyle devam ediyor:

Erdoğan kamuoyunda Suudi Arabistan'ın düştüğü zor durumdan keyif alıyor gibi gözükemez. Türkler karmaşık bir soruşturma yürütüyor ve kendini İslami dünyanın lideri haline getirmek için uğraşan Erdoğan adımlarını çok dikkatli atıyor. Erdoğan dünkü konuşmasında sadece kesinleşen kanıtlar üzerinden konuşacağını söyledi. Fakat Erdoğan'ın yönelttiği, Kaşıkçı'nın bedenine ne olduğu veya Suudi Arabistan'ın İstanbul'daki yerli işbirlikçisinin kim olduğu gibi sorular tam da Kral Selman'dan oğluna sormasını istediği sorulardı.

"Erdoğan'ın dünkü konuşması belki de daha yalnızca açılış salvosuydu"

Erdoğan Kral Selman'ın soruşturma için işbirliği gösterdiğini ve samimi olduğunu söylese de Veliaht Prens için aynısını söylemedi. Erdoğan'ın konuşması, dikkatli okunduğunda Veliaht Prens hakkında bir iddianame gibiydi. Amacı ise Kralı, Suudi Arabistan'ın itibarını kurtarmak için yapılması gereken şeyin Veliaht Prensi görevden almak veya en azından gücünü dizginlemek olduğuna ikna etmek.

İngiltere Dışişleri Bakanı Jeremy Hunt'ın Erdoğan'ın cinayetin önceden planlı olduğuna dair sözlerini vurgulaması anlamlıydı. Hunt otokrasilerin istikrarsız olduğunu söyleyerek İngiltere'nin bu hikayeden sonucunda hedeflediği reformlara işaret etti. İç politikada hiçbir şey İngiltere'nin bu istikamette bir politika izlemesine engel değil. Suudilerin en yakın dostları olan Muhafazakar partideki Sir Nicholas Somaes gibi isimler Veliaht Prensi çoktan terk etti, bu korkunç suçun emrinin en tepeden verilmiş olması gerektiğini söyledi.

Bazı AB ülkeleri silah satışını durdurmak istese de Suudi Arabistan'a en fazla silah satan ülkeler olan İngiltere ve ABD buna direnmekte kararlı ve bunun yerine bireylere yaptırım talep ediyor.

Sonunda muhtemelen Veliaht Prensin kaderini belirleyecek kişi Erdoğan ve araştırmacılarının ortaya koyacağı kanıtlar olacak. Dünkü konuşma belki de daha yalnızca açılış salvosuydu.

İlgili Haberler
HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.