ABD İslam dünyasındaki insansız hava aracı saldırılarını artırmaya hazırlanıyor

ABD İslam dünyasındaki insansız hava aracı saldırılarını artırmaya hazırlanıyor

"Kuralların gevşetilmesi, ABD'nin Somali ve Yemen gibi bölgeler hava saldırılarını daha sık gerçekleştirebileceğini gösteriyor."

Eric Schmitt, Charlie Savage | New York Times | Tercüme: Mepa News

Konuyla ilgili bilgi sahibi yetkililere göre ABD Başkanı Donald Trump, Biden döneminde konvansiyonel savaş bölgeleri dışında "terörle mücadele" amaçlı drone saldırıları ve komando baskınlarına getirilen kısıtlamaları iptal ederek ilk döneminde kullandığı daha gevşek kurallara geri döndü.

Biden yönetimi tarafından getirilen kısıtlamalar uyarınca, ABD ordusu ve CIA insansız hava aracı operatörleri, geleneksel bir savaş bölgesi dışında şüpheli bir kişiyi hedef almak için genellikle Beyaz Saray'dan izin almak zorundaydı. Artık sahadaki komutanlar bir saldırı gerçekleştirip gerçekleştirmeyeceklerine kendileri karar vermek için daha fazla serbestliğe sahip olacaklar.

Kuralların gevşetilmesi, ABD'nin Somali ve Yemen gibi geleneksel savaş alanı olarak kabul edilmeyen ve kötü yönetilen yerlerde "terör" şüphelilerini öldürmeyi amaçlayan hava saldırılarını daha sık gerçekleştirebileceğini gösteriyor. Bu aynı zamanda siviller için daha büyük bir risk olabileceği anlamına da geliyor.

Trump yönetimi, içeriği daha önce CBS News tarafından bildirilen değişikliği resmi olarak duyurmadı. Haberde ayrıca Savunma Bakanı Pete Hegseth'in geçen ay Almanya'daki karargahta yapılan bir toplantıda ABD ordusunun Afrika Komutanlığı (AFRICOM) için değişikliği uygulayan bir yönerge imzaladığı belirtildi. Hegseth CBS'in haberiyle ilgili olarak sosyal medyada yaptığı paylaşımda sadece "Doğru" ifadesini kullandı.

Ancak konuya aşina olan ve hassas bir konu olduğu için isminin açıklanmaması kaydıyla konuşan bir başka kişi, Trump'ın Ekim 2017'de koyduğu kuralları yeniden yürürlüğe koyduğunu, özellikle de Biden'ın Ekim 2022'de imzaladığı bir dizi kuralı iptal ettiğini açıkladı. Üst düzey bir Pentagon yetkilisi de bu açıklamayı doğruladı.

Trump'ın bu değişikliği ne zaman yaptığı net değil ancak 1 Şubat'ta Somali'de IŞİD üyelerini hedef alan bir hava saldırısından sonra olduğu anlaşılıyor. Ulusal Güvenlik Konseyi'nin "terörle mücadeleden" sorumlu kıdemli direktörü Sebastian Gorka 21 Şubat'ta Muhafazakar Siyasi Eylem Konferansı'nda yaptığı bir konuşmada Trump'ın bu operasyonu bizzat onayladığını çarpıcı bir şekilde anlattı. Değişimden sonra bu adıma artık gerek kalmayacaktı.

Hegseth 11 Şubat'ta Almanya'daydı. ABD Afrika Komutanlığı'na göre 16 Şubat'ta IŞİD üyelerini hedef alan bir saldırı düzenlendi. Gorka konuşmasında bu saldırıdan bahsetmedi ama şu açıklamayı yaptı: "IŞİD'in üzerine cehennemin çekiçlerini saldık."

Hem Trump'ın ilk dönem kurallarının hem de Biden kurallarının redakte edilmiş versiyonları, New York Times'ın Bilgi Edinme Özgürlüğü Yasası kapsamında dava açmasının ardından kamuoyuna açıklandı. Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği de Trump dönemi kuralları için ifşa yasası kapsamında ayrı ve paralel bir dava açtı.

Trump'ın ilk dönemindeki sistemde hükümet, terörle mücadelede "doğrudan eylemin" (genellikle hava saldırıları, ancak bazen de komando baskınları) gerçekleştirilebileceği bir dizi genel işleyiş ilkesi belirledi. Bu koşullar sağlandığı sürece, operatörler belirli "militanları" hedef alıp almayacaklarına kendileri karar veriyordu. Buna karşılık Biden sistemi bu tür her bir saldırı için Beyaz Saray'ın onayını gerektiriyordu.

Dahası, Trump sistemi "militanların" sadece "terörist bir grubun üyesi olup olmadıklarına" bakılarak hedef alınmasına izin veriyordu. Yani komutanlar politik nedenlerle isterlerse düşük seviyeli kişileri de vurabiliyorlardı. Başkan'ın şahsi onayını gerektiren Biden sistemi ise esasen saldırıları belirli yüksek değerli hedeflerle sınırlandırıyordu.

Her iki kurallar dizisi de istisnalara izin verirken hiçbir sivilin öldürülmeyeceğinin "neredeyse kesin" olması gerektiğini söylüyordu. Biden döneminde yapılan bir inceleme, Trump'ın belirli ülkelere yönelik kurallarının sivil kadın ve çocukların korunması söz konusu olduğunda "neredeyse kesinlik" standardını korurken, yetişkin sivil erkekler için genellikle daha düşük bir kesinlik derecesine izin verdiğini ortaya koydu.

Ulusal Güvenlik Konseyi sözcüsü Brian Hughes, değişikliklerle ilgili yorum talebine komutanlara hareket özgürlüğü tanıyan geniş bir açıklamayla yanıt verdi:

"Başkan Trump Amerikalıları öldürmeyi planlayan hiçbir teröristi ortadan kaldırmakta tereddüt etmeyecektir. Biden döneminden kalma bürokrasinin savaşçılarımızın işlerini yapmalarını engellemesine müsamaha göstermeyeceğiz. Amerika terörle mücadele ve cihatçıları öldürme işine geri dönmüştür."

Biden kuralları halihazırda komutanların üst düzey izne ihtiyaç duymadan "meşru müdafaa" kapsamında saldırılar gerçekleştirmesine izin veriyordu. Somali'de ABD'nin partner güçlerini korumak için Eş Şebab üyelerine ve Yemen'de tehdit ettikleri gemileri korumak için Husilere saldırmak gibi son yıllarda "terörle mücadele" kapsamında yapılan hava saldırılarının çoğu bu kategoriye giriyor.

"Küresel terör" tehdidi geliştikçe, bilinen savaş bölgeleri dışında "terörle mücadele" baskınları ve insansız hava aracı saldırıları da azaldı.

Silahlı insansız hava aracı teknolojisinin 21. yüzyılın başlarındaki yükselişi, 11 Eylül 2001 saldırılarıyla başlayan geniş çaplı savaşla aynı döneme denk geldi ve konvansiyonel savaş bölgelerinden uzakta hedefli öldürmeler silahlı çatışmanın merkezi bir özelliği haline geldi.

Silahlı gruplar, Amerikan askerlerinin az olduğu ya da hiç olmadığı, bir kolluk gücünün bulunmadığı, kötü yönetilen alanlarda ya da başarısız devletlerde faaliyet gösterme eğilimindeydi. Pakistan'ın aşiret bölgeleri, Yemen'in kırsal kesimleri, Somali ve Libya bu tür yerler arasındaydı.

Bu tür yerlerde terör şüphelilerini hedef alan insansız hava araçları saldırıları Başkan George W. Bush döneminde başladı ve Başkan Barack Obama'nın ilk döneminde sıklığı arttı. Sivil kayıplara ilişkin hukuki ve siyasi kaygılar da arttı. Hükümetin 2011 yılında "terör" şüphelisi bir Amerikan vatandaşı olan Enver Evlaki'yi yargılamadan kasten öldürmesi tartışmaları yoğunlaştırdı.

Mayıs 2013'te Obama, ordunun ya da CIA'in bu tür operasyonları sıcak savaş alanlarından uzakta ne zaman gerçekleştirebileceğini düzenlemek ve aşırı kullanımı kısıtlamak için ilk sistematik kurallar dizisini uygulamaya koydu. Onun sistemi, bir şüphelinin Amerikalılar için tehdit oluşturup oluşturmadığına dair üst düzey bir kurumlar-arası incelemeyi içeriyordu.

Trump 2017'de bu kuralları kendi merkezi olmayan çerçevesiyle değiştirdi. Biden bu sistemi askıya aldı ve birçok açıdan Obama'nınkine benzeyen ve şimdi kendisi de iptal edilen kendi versiyonunu dayattı.


New York Times'ta yayınlanan bu değerlendirme Mepa News okurları için Türkçeleştirilmiştir. Değerlendirmede yer alan ifadeler yazarın kendi görüşleridir ve Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.