Analiz | Hizbullah'ın Nasrallah'ı İsrail'e karşı ne kadar direnecek?

Analiz | Hizbullah'ın Nasrallah'ı İsrail'e karşı ne kadar direnecek?

"Hizbullah kesinlikle hazır ve her an İsrail'le dikkatli bir dozda, tam bir savaşın hemen dışındaki bir noktaya kadar gerilimi tırmandırma kapasitesine sahip."

İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının ilk dört haftasında Hasan Nasrallah'ın sessizliği dikkat çekiciydi. Bir hafta önce nihayet konuştuğunda ise dünya merakla onu dinledi: Bölgenin en güçlü milis gücü olan Lübnan Hizbullah'ının lideri İsrail'e karşı geniş çaplı bir savaş ilan edecek miydi?

Çok fazla bir şey olmadı. Nasrallah bilinen ateşli üslubuyla Hizbullah'ın bölgesel meselelere ilişkin görüşlerini yineledi ve İsrail'i tehdit etti.

Büyük bir duyuru yapılmadı ve konuşmayı İsrail'e saldıran savaşçılar ya da göstermelik bir füze saldırısı dahi takip etmedi. Açmaz her zamanki gibi devam etti: Gerilim, çatışmalar ve ara sıra alevlenmeler, hepsi ölçülebilir ve kontrol altına alınabilir.

Savaş ilan etmenin zamanı değil

Cumartesi günü yaptığı ikinci konuşma da büyük ölçüde aynıydı. En azından iki şey Cumartesi günkü konuşmanın da İsrail'e karşı önemli bir savaş ilanı olmayacağını gösteriyordu.

Birincisi, konuşmanın güncel olaylarla değil 40 yıl önceki olaylarla ilgili zamanlamasıydı: Cumartesi günü Hizbullah Şehitler Günü'dür ve 1982 yılında Güney Lübnan'da İsrail askerlerinin arasında kendini patlatarak en az 80 kişinin ölümüne neden olan ilk ve en saygıdeğer canlı bombalardan biri anılmaktadır.

İkinci gösterge ise İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin Cumartesi günü Riyad'da Gazze konulu Arap-İslam zirvesine katılacak olmasıydı ki bu, iki ülkenin diplomatik ilişkilerini yeniden başlattığı Mart ayından bu yana Suudi Arabistan'a yaptığı ilk ziyaretti.

Tahran birçok kez İsrail ile doğrudan savaş istemediğini, bunun daha geniş bir çatışmaya dönüşebileceğini ve ABD'yi de içine çekebileceğini söyledi. Washington da kendi adına aynı mesajı verdi.

Ancak hiçbir şey yapmamak ile "doğrudan angajman" arasında İran'ın orta yollu bir seçeneği vardı ve hala var: İsrail'e dişlerini göstermekten memnuniyet duyacak olan Hizbullah ve Husiler aracılığıyla vekaleten angajman.

Araplar savaşa girmeyecekse, İran tek başına girmeyecekse, pek çok insanın aklındaki soru, vekillerinin girip herkesin itibarını kurtarıp kurtaramayacağıydı.

Cevap her zaman şuydu: Evet ve hayır. Ya da daha doğrusu, hayır ve evet.

Hizbullah hiçbir zaman tam ölçekli bir kara saldırısı düzenlemek istemedi ve Husiler de isteseler bile bunu 2000 kilometre öteden gerçekleştiremezdi.

Ancak her iki grup da kendilerine başlangıçta eğitim, ekipman ve ev yapımı roketlerden çok daha sofistike silahların yerli üretimi için gerekli teknik bilgiyi sağlayan Tahran'a bağlı kalmaya devam ediyor.

Cephanelikleri

Hizbullah'ın cephaneliği eski ve yeni, Doğu, Batı, İran ve yerel üretim silahların bir karışımından oluşuyor. Bunların bir kısmı grubun 21 Mayıs'ta Güney Lübnan'da düzenlediği "törende" sergilendi.

Bu silahların birçoğunu zaten görmüştük ama bu karışım ilginçti. Elektronik tüfekler, omuzdan ateşlenen füzeler ve hafif silahlı ATV'ler Hizbullah'ın nasıl savaşacağı konusunda bize çok şey söyleyebilir.

En az iki tür elektronik anti-drone silahı gösterildi, bunların daha küçük taktik insansız hava araçlarını bloke ederek düşmelerine neden olduğu düşünülüyor.

QW-18 olarak da bilinen Çinli SK-18 gibi omuzdan ateşlenen uçaksavar füzeleri alçaktan uçan uçak ve helikopterlere karşı güçlü bir caydırıcıdır, ancak drone'ları vurmaları zordur.

Hizbullah, hantal ve iyi zırhlı araçlar yerine, hızlı, hareketli ve İsrail'in kuzeyindeki her türlü arazide konuşlanabilen, pratik dört tekerlekli, hafif silahlı arazi araçlarından oluşan bir filo sergiledi. Bazıları makineli tüfek, bazıları da Kornet ya da İran kopyası Dehleviyeh gibi tanksavar füzeleri taşıyor. Bu timler fark edilmeden pusu kurabilir ve hızla geri çekilebilirler.

Deniz hedeflerine karşı Hizbullah, 2006 yılında bir İsrail korvetini vurmak ve neredeyse batırmak için kullandığı Çin gemisavar seyir füzesinin İran versiyonu olan Noor'a sahip. Güvenilir kaynaklar milislerin artık çok daha güçlü ve uzun menzilli Rus yapımı Yakhont'a da sahip olduğunu söylüyor.

Son olarak, Husilerin yakın zamanda sergilediği bir ateş gücü gösterisi bize Hizbullah'ınki hakkında bir ipucu veriyor. Yemenli grup, iddiaya göre eski Sovyet AA-10 Alamo havadan havaya füzesinin yerel bir modifikasyonunu kullanarak ABD'nin en büyük silahlı keşif dronlarından biri olan MQ-9 Reaper'ı düşürdü. Eğer AA-10'u yerden ateşlenebilecek ve hedefe kadar takip edilebilecek şekilde dönüştürebiliyorlarsa, Hizbullah da bunu yapabiliyor olmalı.

Yapabilecekler mi, yapamayacaklar mı?

Hizbullah kesinlikle hazır ve her an İsrail'le dikkatli bir dozda, tam bir savaşın hemen dışındaki bir noktaya kadar gerilimi tırmandırma kapasitesine sahip.

Bu tür bir eylemden siyasi olarak daha ne kadar ve ne ölçüde geri duracağı İran'a ve askeri eylemin ayrıntılarına girmesi gerekmeyen Nasrallah'a bağlı olabilir.

Sözler, uyarılar ve tehditlerle yetinebilir. Gerisini Hizbullah'ın askeri kanadı halledecektir.

Şu ana kadar çatışmaların çoğu insansız hava araçları, füzeler ve topçu birlikleri ve düşman topraklarına birkaç kilometre girip sonra geri çekilen sınırlı küçük birlikler tarafından yürütüldü. Tipik bir keşif harekatı. Kayıplar, 60'tan fazla milisin kaybı buna dahil edilebilirse, kontrol altına alındı.

Hizbullah, 500 kilograma kadar patlayıcı taşıyabilen "Burkan" kısa menzilli roketlerini ve İran'a ait intihar drone'larını kullanarak İsrail'in Lübnan'da keşif yapmak için sınır boyunca yüksek yerlere inşa ettiği gözlem kulelerine zarar verdi ya da yıktı.

Bugüne kadar ilk gerçek tırmanma Hizbullah'tan değil İsrail'den geldi: Cumartesi günü bir İsrail savaş uçağı Lübnan'ın 45 km içindeki Zahrani'de bir aracı ve Tyre bölgesinin derinliklerinde henüz tanımlanamayan başka hedefleri vurdu.

Hizbullah'ın misilleme olarak, büyük ihtimalle Hamas roketlerinin ulaşamadığı şehirleri hedef alan uzun menzilli roketlerinden bazılarını İsrail'in derinliklerine göndereceği kesin.

Ancak Nasrallah'ın Cumartesi günü dünyaya duyurduğu gibi, büyük bir savaş olmayacak.


Al Jazeera için Zoran Kusovac tarafından kaleme alınan bu analiz Mepa News okurları için Türkçeleştirildi. Analizde yer alan ifadeler Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.