Analiz | İsrail'in Batı eliyle ürettiği 10 medya propagandasını çürütmek

Analiz | İsrail'in Batı eliyle ürettiği 10 medya propagandasını çürütmek

İsrail Gazze'deki Filistinlilere karşı soykırım kampanyasını başlattığından bu yana, Batı medyası bir dezenformasyon savaşı veriyor.

Fotoğraf: Güney Afrika'nın başkentinde düzenlenen Filistin'e destek yürüyüşünden

İsrail güçleri 8 Ekim'de Gazze'yi gece gündüz bombalamaya başlar başlamaz, New York Times ve BBC gibi önde gelen medya kuruluşları, kısa süre sonra ortaya çıkacak dehşeti meşrulaştırmak için büyük bir dezenformasyon kampanyası yürütmek üzere tam gaz çalışmaya başladı.

Batı medyası tüm haber döngüsünü, İsrail yanlısı propaganda ile İsrail'in bütün bir halkı barbarca soykırıma uğrattığı ve küstah "batı medeniyeti" ve "demokrasi" kavramlarının koca bir yalandan ibaret olduğu gerçeğinden uzaklaştıracak bir anlatı ile doldurdu.

İşte batı medyasının sevgilisi Yahudi yerleşimci kolonisi adına öne sürdüğü en önemli 10 propaganda noktası:

1) Çatışma 7 Ekim'de Hamas'ın İsrail'e saldırmasının ardından başladı

Başkan Joe Biden 7 Ekim saldırısını İsrail için "15 tane 11 Eylül" ile eşdeğer ilan etti ve batılı yayın organları da benzer şekilde bunu savundu. Ancak öyle değil. 7 Ekim'den önce 6 Ekim vardı ve ondan önce de 1948 Nekbe'si ya da büyük felaketine kadar uzanan ölümcül bir sömürgeci tahakküm ve yerinden etme projesinin gerçekleri birbirini izliyordu.

Ondan önce, Avrupalı Yahudilerden kurtulmak için kasıtlı olarak tasarlanmış olan 1917 tarihli ırkçı Balfour Deklarasyonu vardı. Bu deklarasyondan önce Avrupa'nın Arap ve Müslüman dünyasının kalbine yönelik yanlış maceraları ve Siyonizmin bir yerleşimci-sömürgeci hareket olarak yükselişi vardı. Ondan önce de Mesihlerinin gelişini hızlandırmak için Yahudileri Filistin'e geri dönmeye zorlamak için lobi yapan Hıristiyan Siyonist bağnazlığı vardı.

Savunmasız Filistinli sivillere yönelik Siyonist terör saldırıları, Deir Yassin (1948), Kefr Kasım (1956), Han Yunus (1956), Sabra ve Şatilla (İsrail'in yardım ve yataklık ettiği 1982) ve sayısız diğer katliamları kapsamaktadır.

İsrail, 7 Ekim 2023'ten çok önce Filistinlilerin kanları ve kemikleri üzerine kurulmuştur. Bu durum, İsrail'in Gazze'deki 2.3 milyon Filistinliye yönelik bir başka soykırım saldırısı başlattığı 7 Ekim'den sonra da devam etmiştir.

İsrail hükümeti ve onun Siyonist propagandacıları 7 Ekim'i fetiş haline getirmek isteseler de, biz onu bu fetişten arındırmak ve tarihselleştirmek için buradayız.

2) Filistin Hamas'tır

Hamas, Filistin ulusal kurtuluş mücadelesinin ayrılmaz bir parçası olsa da Filistin Hamas değildir. İsrail ile ABD ve Avrupalı müttefikleri, adından da açıkça anlaşılacağı üzere Filistinli İslami bir direniş hareketi olan Hamas'ı şeytanlaştırmak için seferber olmuşlardır. İsrail ile ABD'li ve Avrupalı suç ortakları "Hamas" kelimesini bir saplantı haline getirmiş ve tüm direniş ve kurtuluş mücadelelerini itibarsızlaştırmak için onu tüm Filistin'le bir tutmuştur.

3) Hamas IŞİD'dir

Öyle değildir. Hamas, Filistin halkının anavatanlarındaki sömürgeci tahakkümden kurtulmaya yönelik en derin arzusuna dayanan siyasi bir oluşumdur. IŞİD ise ABD'nin Irak'ı işgaliyle yaratılmış ve koşullanmış köksüz, şiddet yanlısı bir örgüttür. Neyse ki Filistin için Hamas, anavatanlarının kurtuluşu için mücadele eden tek Filistinli grup değil. Çok daha fazlası var.  Hepsi de anavatanlarının Siyonistlerce yağmalanmasına kolektif olarak direnen, kültürlü ve tarihsel bilince sahip Filistinli nüfusu temsil etmektedir.

Filistin Hamas değildir. Filistin, kahraman halkı, nesiller boyu yetiştirdiği akademisyenleri, tarihçileri, sanatçıları, romancıları, oyun yazarları, şairleri, sinemacıları, bilim insanları, doktorları, mühendisleri, devrimci düşünürleri ve aktivistleri olan bir ülkedir. İsrail ve onun Amerikalı ve Avrupalı destekçileri Filistinlilerin dengi değildir.

4) Filistin'deki durum insani bir krizdir

Öyle değil. Bu, hayranlık uyandıran bir ulusal kurtuluş hareketidir ve İsrail, ABD ve Avrupa tarafından daha fazla mülteci kampına bölünmesi ve parçalanması için komplo kurulmaya devam edilse bile bu şekilde kalmaya devam edecektir.  Filistinliler insani bir krize sürüklenerek tasfiye edilmeyecektir.

İsrail ve ABD onları Lübnan'a, Suriye'ye, Ürdün'e ya da diğer komşu ülkelere zorla gönderdikleri gibi Mısır'a da gönderebilirler. Ancak yok olup gitmeyecekler. Anavatanlarını yeniden kazanacak ve geri döneceklerdir.

Propaganda makineleri

5) BBC ve New York Times objektif gazeteciliğin en iyi örnekleridir

Öyle değiller. İsrail'in sömürgeci projesinin hizmetinde olan, derin bir şekilde iflas etmiş ve itibarını yitirmiş propaganda mekanizmalarıdır. Filistin'den gelen her haberi çarpıtarak İsrail'in yararına çevirmektedirler. Neyse ki dünya artık kendi gerici okur kitlelerine konuşan bu iki hayalperest kuruluşun insafına kalmış değil. Göze batan gerçekler ve küresel kanaat önderlerinin üstün analizleri, New York Times'ın uzlaşmacı köşe yazarlarından ve BBC'nin muhabirlerinden çok daha etkilidir.

6) Filistinli savaşçılar sivil nüfus arasında saklanıyor

Bir başka yanlış daha. Hamas ve diğer Filistinli direniş grupları Filistin halkının kalbinde, zihninde ve umutlarında derin köklere sahiptir. Hamas gökten zembille inmemiştir. Hamas ve diğer Filistinli direniş grupları halkın arasında saklanmıyor. Onlar bu halkın içinden çıktılar ve onların oğulları ve kızları, karıları ve kocaları, çocukları ve torunlarıdır.

Sivillerin arasında saklandıkları varsayımı, Filistinlilerin insan olmadığına inananların ortaya attığı apaçık ırkçı bir iddiadır. İsrail bir ulusun kararlılığıyla karşı karşıyadır, münferit gerilla örgütlerinin bir araya gelmesiyle değil.  

7) Filistinlilerin kayıpları abartılı ve güvenilmezdir

Amerikalılar için New York Times ve Washington Post'un, Avrupalılar için ise BBC'nin propaganda noktası budur; sanki İsrailli kayıpların ayrıntıları Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından bağımsız olarak doğrulanıyormuş gibi "Hamas kontrolündeki Gazze Sağlık Bakanlığı" ifadesini oluşturmuşlardır.

New York Times ya da BBC "Hamas kontrolündeki Gazze Sağlık Bakanlığı" ifadesini kullandığında, biz de bu ifadeyi onlara geri okuyoruz: İsrail yanlısı haber kuruluşları, Avrupalı Yahudi yerleşimci kolonisinin ırkçı beyaz üstünlükçü destekçileri oldukları için Filistinlilerin acılarını itibarsızlaştırıyorlar.  

Gerici yalanlar

8) New York Times için yazan gerici Siyonistler şimdi okuyucularını 'Batı'nın içinde bir Arap sokağının ortaya çıkması' konusunda uyarıyor.

Bu ne anlama geliyor peki? Şöyle diyorlar: "Özellikle Avrupa başkentlerindeki son protestolar, radikalleşmiş bir ilericiliğin uzantısından ziyade, Ortadoğulu göçmenler ve onların soyundan gelenlerin Filistinlilerle etnik ve dini dayanışmasının açık bir ifadesidir."

Bu, ABD ve Avrupa'da yepyeni bir vatandaşlık olgusunu yaftalamaya ve yabancılaştırmaya yönelik ırkçı ve yabancı düşmanı bir girişimdir. İsrail'i protesto eden ve Filistinlilerle dayanışma içinde olan milyonlarca insan "Arap Sokağı" değildir. Bu cesur göstericiler Amerikalı, İngiliz, Alman, Fransız, İtalyan vs. kendi adlarına soykırım yapılmasına izin vermemek için oradalar.

Ve sadece sokaklarda değiller. Üniversite kampüslerinde, hukuk bürolarında, araştırma ve bilim merkezlerinde, fabrikalarda ve atölyelerde ve elbette yayın kurullarında ve üniversite yönetimlerinde görev yapıyorlar.  

9) Aynı gericiler 'ilerici Yahudilerin ve Siyonist demokratların çıkmazları' konusunda uyarıda bulunuyorlar

Tekrar soruyorum, bu ne anlama geliyor? "Avrupalı elitler üzerindeki baskılar birden fazla yönden geliyorsa, Demokrat koalisyon içindeki Amerikalı Yahudiler ve Siyonistler üzerindeki baskılar tek bir yöne doğru yöneliyor: Sağa doğru" diye belirtiyorlar.

Oysa ortada böyle bir ikilem yok. Eğer bir Siyonistseniz, ırkçı, apartheid bir devlete inanıyorsunuz demektir. Nokta. Filistinlilerin yanında her zaman eleştirel ve vicdanlı Yahudiler olmuştur ve İsrail'in yanında da milyonlarca Hıristiyan ve Müslüman Siyonist vardır.

Siyonizm Yahudilerden çok Hıristiyanların sömürge projesidir ve pek çok Arap devletinin yönetici sınıfında çok sayıda Müslüman Siyonist vardır. "İbrahim Anlaşmaları" adını verdikleri özel bir kulüpleri dahi mevcuttur.

10) New York Times'ın gerici uzmanları okuyucularını 'ilericiliğin radikalleşmesi' konusunda uyarıyor

Burada şöyle yazıyorlar: "'Sömürgesizleştirme' retoriğinin doğal olarak kültürel ve psikolojik projelerden... silahlı mücadeleye gerçek desteğe ve antisemitik terör için örtülü özür dilemeye kadar uzanması hala önemli bir ifşaat gibi görünüyor." Bu, durumun hatalı ve tehlikeli bir okumasıdır. İsrail, Filistin'in tamamını yutmayı amaçlayan ve nihayetinde kendi kendini yok edecek olan beyaz üstünlükçü bir askeri tesistir.

Dünya uyanmaktadır ve New York Times için yazan Amerikalı sağcı uzmanlar tarafından meşrulaştırılan ırkçı, yabancı düşmanı ve hepsinden önemlisi İslamofobik terör aygıtını parçalayacaktır.  

İsrail, iflas etmiş bir Avrupa sömürge projesidir ve ancak ABD'den gelen muazzam askeri yardım ve onu olduğu gibi ifşa edenleri susturmak için sahte antisemitizm suçlamalarından oluşan zorba bir rejimle bir arada tutulabilir.

Filistin'de bir Yahudi devleti, Filistin'de bir İslam Cumhuriyeti ya da etrafındaki dünyayı yönetmek isteyen bir Hıristiyan imparatorluğu kadar temelden kusurludur. Tüm dünyanın görmesi için 8 Ekim'den bu yana sahneledikleri son soykırım gösterisi, yanlış bir Avrupa fetih ve egemenlik ideolojisi olarak Siyonizmin, dünya için en tehlikeli tehdit kaynağı olan hasta ve işlevsiz bir imparatorluk tarafından hareket halindeki bir zombi gibi tutulan niteliksiz bir fiyasko olduğunu her zamankinden daha fazla kanıtlamaktadır.

Batılı yayın kuruluşlarının en titiz çabalarına rağmen, dünya bu tür kuruntulardan arınmış durumda.


Middle East Eye için Hamid Dabashi tarafından kaleme alınan bu yazı Mepa News okurları için Türkçeleştirilmiştir. Yazıda yer alan ifadeler Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.