El Kaide lideri: Kardeşlerimi yeni bir başlangıca çağırıyorum

El Kaide lideri: Kardeşlerimi yeni bir başlangıca çağırıyorum

El Kaide lideri Eymen ez Zevahiri, Mısır konulu yeni bir ses kaydı yayınladı.

El Kaide lideri Eymen ez Zevahiri, Mısır konulu yeni bir ses kaydı yayınladı.

El Kaide'ye yakınlığıyla bilinen sosyal medya ağları üzerinden yayınlanan ve örgütün medya kanalı olan "As Sahab" tarafından servis edilen yaklaşık 10 dakikalık ses kaydında Zevahiri, Mısır'ı konulu bir mesaj veriyor.

Eymen ez Zevahiri'nin ses kaydından satırbaşları şu şekilde:

"Dünyanın her yerindeki Müslüman kardeşlerim!

Şerefli ve hür ruhlu olup İslam’a, dinlerine ve Müslüman Mısırımızdaki dokunulmaz değerlerine gönülden bağlı bulunanlara kısa bir mesaj yöneltmek istiyor, şöyle diyorum:

Bu konuşmamı; hizipçilikten, taassuptan ve gruplara aidiyetten uzak bir şekilde bir Müslüman kardeşiniz tarafından sizlere söylenen sözler olarak kabul etmenizi dilerim.

Sizden ricam şudur: 

Sözlerimde doğru ve gerçek namına ne varsa onu alın. Doğru olmayanları ise bir tarafa atın.

İzzet ve şeref sahibi Müslüman kardeşlerim!

Öfkeli Mısır halkının devrimi, zarar ve kayıpla sona erdi. Mürtet ve suçlu olan tağuti düzen, suçluluk, dinden uzaklık ve yolsuzluk bakımından daha fena bir biçimde geri döndü. Bütün bunlar, halkın öfkesine hakim olan ve devrimin dalgasına binen ancak zalim ve batıl tağuti rejimlerle yüzleşemeyecek kadar küçük olan liderlikler yüzünden gerçekleşti.

Hatta daha açık bir şekilde söyleyeyim: Bu liderlikler, batıl tağuti sistemle anlaşma, birlikte yaşama ve özdeşleşmek üzere ortaya çıkmış ve yetiştirilmişti. Birçoğu belki de geneli, söz konusu sistemin meşruiyetini tanıyordu. Bahsedilen kadrolar, İslam’a düşman olan sistemin kanunları dahilinde çalışıyor, onun laik anayasasını kendilerine referans belirliyor, onun izin verdiği hususlara bağlı kalarak işlerini yürütüyordu. Çoğu zaman sisteme boyun eğiyor, sistemin emniyet teşkilatından çıkarılan emirleri yerine getiriyordu.

Bu  liderler, İslam düşmanı olup Amerika’yı dost edinerek İsrail’e teslim bayrağını çeken, ümmetin servetlerini yağmalayan tağuti bir düzenle mücadeleyi “barışçıl yollar” şeklinde isimlendirdikleri araçlarla kısıtladıklarını vurguluyordu. Sözü edilen şahıslar, kendi aralarında şiddetli tartışma ve anlaşmazlıklar yaşamalarına rağmen konu tağuti düzene karşı cihat etmeye ve cihat ilan etmeye çağıranlara, eli ve diliyle direnmeye gayret edenlere gelince birleşiyorlardı. Ağız birliği ederek onları suçlulukla yaftalıyorlardı.

Bu yöneticiler, İslam akidesindeki şeriatın hakimiyeti gibi temel sabitelerden taviz vermenin dinin ve dünyanın yitirilmesine yol açacağını anlamamış veya anlamak istememişlerdi.

Anlatılan kişiler, herhangi bir devrimin eski düzeni köklerinden söküp atmadan başarılı olamayacağını ya kavramadılar ya da kavramak istemediler. Oysa bu, tarihi bir hakikattir. Dolayısıyla liderlerinin Hüsnü Mübarek’in ürünü olan Amerikalaşmış Askeri Konsey ile barış yaptığı bir devrimden netice alınmasının artık mümkün olmadığı, onun kendi iflasına hükmettiği anlaşılmalıdır.

Ordunun kendilerini korumak üzere etraflarını kuşattığını söyleyerek kitleleri aldatan bu liderler, şeriatla savaşan laik düzenin Amerikalaşmış ordusunun göstericileri kollamak için değil, efendilerinden talimat bekleyerek gerektiğinde imha etmek amacıyla onları çevrelediğini ya anlamadılar ya da anlamak istemediler. Ancak Amerika bu işi sakince yaptı. Ayaklanan halkı aldattı ve devrimi akamete uğrattı.

İlgili önderler, Amerikalı başta olmak üzere dünyanın büyük suçlu ve zalimlerinin sadece kendilerine kul köle olanlardan ve dünyalarını onların önüne serenlerden razı olacağını ya anlamadılar ya da anlamak istemediler. Yüce Allah’ın şu buyruğunu görmezden geldiler: Dinlerine uymadıkça ne Yahudiler ne de Hristiyanlar asla senden razı olmayacaktır. (Bakara 120)

"Amerikalılaşmış Ordular"

Dile getirdiğimiz önderler, İçişleri Bakanlığı’nın cellatlarına güven vermenin, şeriatla savaşan Amerikalaşmış tağuti ordunun idarecileri ile anlaşmanın ve yolsuzluğa batmış laik yargıyı saygıdeğer bir makam gibi sunmanın, kızgın Müslüman halkın ayaklanmasını boşa götürdüğünü anlamadılar veya anlamak istemediler. İşte bu gün İçişleri Bakanlığı’ndan eman verdikleri suçlu memurların ve cellatların, uzlaştıkları askeri otoritelerin ve saygı gösterdikleri hukukçuların, yolsuzluk, suç ve dinden dönmeye bulaşmış yargıçların ateşi altında dağlanmaktalar.

Buraya kadar söylediklerimizin tamamı, artık herkes tarafından ayan beyan görülmektedir.  Ancak yine de çok sayıda hareket önderi,  netleşen bu gerçeğe karşı gözlerini yummaktadır.  Onlar hala Amerika’nın ve takipçilerinin hoşnutluğunu kazanmayı beklemektedir. Özünde iyi olan toplulukları aynı yolla bir kez daha saptırmak için kendilerine yeni bir fırsat sunulmasını ummaktadırlar.

Bu tip önderlerin durumuna bir bakın. Öncelikle şeriat talebinden vazgeçtiler. Muhammed Mursi’nin yasal yönetici olduğunu ve görevinde kalmaya devam etmesi gerektiğini dillendirmekle yetindiler. Ardından Mursi’nin düşmanları ile ittifaklar kurdular. Sonunda sadece Sisi’nin yönetimden alınmasını talep eder hale geldiler.

"Kardeşlerimi yeni bir başlangıca çağırıyorum"

Şimdi şerefli kardeşlerimi yeni bir başlangıca çağırıyorum: Geçmişin hatalarından kurtulacağımız yeni bir başlangıca…

Her şerefli Müslümanın kelime-i tevhit çatısı altında ve şeriatın hakimiyeti düşüncesi etrafında birleşeceği, bozuk düzeni kökünden yıkmaya çalışacağı ve ona karşı canıyla malıyla diliyle, söz ve amelleriyle cihat edeceği yeni bir başlangıç.. Pusularla, baskın ve saldırılarla, tutsakları kurtarmakla, propaganda, açıklama ve yayınlarla, grevler ve gösterilerle mücadele edeceğimiz yeni bir dönem…

İsrail’le teslimiyetçi anlaşmalarının ve Amerika ile güvenlik işbirliğinin yapılmasını her şerefli Müslümanın reddedeceği yeni bir başlangıç…

Müslüman Mısır’daki batıl tağuti rejimi köklerinden sarsmaya çalışacağımız, kendisiyle adaletin yayıldığı, şuranın her yanı sardığı, hürmetlerin korunup hakların sahiplerine geri verildiği,  ahlakın gözetildiği Müslüman ülkelerin düşman elinden kurtarılmaya çalışıldığı, esirlein serbest kaldığı, ülke servetlerimizin tekrar kazanıldığı, zayıflara destek verilip bozguncuların ezildiği İslami bir düzen inşa edeceğimiz yeni bir başlangıç.

Şeriatın üstünde  daha yüksek bir otorite ve hakimiyet organı bulunmasına izin vermeyen bir İslami yönetim kuracağımız yeni bir başlangıç…

İşte ellerimizi uzatıyoruz. Sözlerimize karşılık verecek birileri var mı? Ümmetin şerefli erlerini davet ediyoruz işimize koşacak var mı?"

Kaynak: Mepa News

İlgili Haberler
HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.