Mali ve idari yolsuzluk aslında madalyonun iki yüzü gibidir. Birinin diğerinden ayrı kalması mümkün değildir. Herhangi bir kurumda yolsuzluk varsa onun arkasında, yolsuzluk yapanların bu cinayeti işlemelerine göz yuman, onu örten ve adaletten kaçmalarını sağlayan mutlaka idari bir yolsuzluk da vardır.

Resmi veya özel herhangi bir kurum/kuruluştaki yolsuzluk önce küçük çapta başlar. Ardından dağ gibi büyür ve önü alınamaz bir hal alır. Yolsuzluğa alışan birinin cinayetleri artmaya başlar.

Hz. Ömer döneminde hâkim, genç birine hırsızlık suçundan elinin kesilmesine karar verir. Annesi Hz. Ömer’e gelerek, çocuğunun ilk defa hırsızlık yaptığını belirtip onu affetmesini ister. Bunun üzerine Hz. Ömer “yalan söylüyorsun. Allah kulunu ilk günah işlediğinde kesinlikle ifşa etmez” der. Yani çocuğunun başka hırsızlıklarının da olduğunu, ama Allah’ın belki bu işten geri döner ve tevbe eder diye onu şimdiye kadar örttüğünü, ancak kendisinin Allah’ın onu örtmesini hafife aldığını anlatmaya çalışıyordu.

Filistin yönetimi, maaşları 11 bin Şekel olan bazı kişilerin Vakfatu İz Fonu'ndan yararlandıkları gibi, maaşları 16 bin Şekel olan banka çalışanlarıyla, maaşları 8 bin Şekel olan ve iletişim şirketlerinde çalışan bazı kişilerin de bundan yardım aldıklarını ifade etti. Başkanlık ayrıca, diplomatik pasaportu olan üç kişinin yanında aynı aileden olan altı kişiye de bu fondan para verildiğini belirtti.

Bilgi ve rakamlar Filistin yönetimine veya hükümete muhalif kişi ve kuruluşlar tarafından değil,  Filistin yönetimine bağlı Hükümet Denetim Başkanlığı tarafından verildi. Bu, Denetim Başkanlığı'nın bu yolsuzluğu gizleme imkânına sahip olamadığı anlamına gelir. Çünkü gizlenemeyecek kadar büyük ve çaplıdır. O nedenle, yolsuzluk yapanların cezalandırılması ve vakfın da yolsuzluk ve yolsuzluk yapanlardan temizlenmesi umuduyla yolsuzluğun bir kısmını duyurmak zorunda kaldı. Demek ki bu ilk yolsuzluk değildir. Daha önce yapılan yolsuzlukları Allah örtmüştü, fakat bunu yapanlar, Allah’ın kendilerini örtmesini hafife aldılar (hatalarından dönüp tevbe etmediler).

Filistinli vatandaşlar şunları soruyor: Bu fondan tek bir dolar almaya hakları olmayanlara bu paralar nasıl dağıtıldı?

Halbuki vakıf zengin, yüksek maaş alanlar için değil, fakir, işgalden zarar görmüş ve kimsesizler için kurulmuş. Bu parayı alanların fonda bir hakları yoktur. Görünen o ki, Fonun başında olan, bu şahıslara ödemeyi kolaylaştırmışlardır. Dolayısıyla hukuk gereği haksız yere bu parayı alanlardan paranın geri alınması, bunun için onların yargılanması, hırsızlığı yapmalarına olanak sağlayan, vakfın çalışma kanununa aykırı davranarak bu cinayeti görmezden gelen idarecilerin de yargılanması gerekir.

Şayet yargılanma ve cezalandırma olmazsa, bunu yapabilecek durumda olanlar ya onların ortağıdır veya yolsuzluğa teşvik ediyorlardır. Ya da kimsenin konuşmadığı ve kimsenin sorgulanmadığı daha büyük bir yolsuzluğun olduğunu görüyorlar.

Bu, mali ve idari yolsuzluğun hükumete bağlı kurum ve kuruluşların damarlarına kadar yayıldığını; her tarafa yayıldığını, bunun Denedim Başkanlığı'yla Enformasyon Başkanlığı'nın kararıyla durdurulamayacağını gösteriyor.

Aynı şekilde olay, ulusal davamızın gerilediğini gösteriyor. Bunun bir nedeni yolsuzluğun başını alıp gitmesi ve bunun bütün kurum ve kuruluşlarda yayılmasıdır.

Filistin Enformasyon Merkezi için kaleme alınan bu yazıdaki ifadeler Mepa News'in editöryal politikasını yansıtmayabilir.