Filistinli kadın mahkumlar İsrail cezaevlerini anlattı

Filistinli kadın mahkumlar İsrail cezaevlerini anlattı

Esir takası kapsamında serbest kalan Filistinli kadın mahkumlar, İsrail cezaevlerindeki durumu ve yaşadıkları tecrübeleri paylaştı.

Qassam Muaddi | New Arab | Tercüme: Mepa News

Hafta sonu İsrail hapishanelerinden serbest bırakılan Filistinli kadınlar, 7 Ekim'den bu yana hapishanelerdeki "acımasız" koşulları anlattı.

Pazar günü serbest bırakılan 24 yaşındaki Filistinli tutuklu Sema Suf The New Arab'a yaptığı açıklamada "7 Ekim'den sonra gözaltı koşullarımız çok kötüleşti, daha önce görülmemiş seviyelere ulaştı" ve ekledi:

"Damon hapishanesinde bulunduğum odada altı mahkum olarak sadece altımıza yetecek kadar bir odada kalıyorduk. 7 Ekim'den sonra aynı odada 11 kişi olduk ve mahkumların çoğu yerde yattı."

Suf'a göre İsrail cezaevi yetkilileri mahkumların elektrik ve suya erişimini ciddi şekilde kısıtladı.

New Arab tarafından hazırlanan bir başka haber de İsrail hapishanelerindeki koşulların 7 Ekim'den bu yana daha da kötüleştiğini ortaya koydu.

Buna göre eski bir tutuklu şunları söyledi:

"İşgal yetkilileri elektriği kesti, bu yüzden denize yakın olan Damon'da çok sıcak havaya rağmen vantilatör kullanamadık ve birkaç saat boyunca suya izin verildi. 7 Ekim'den önce suyu yıkanmak için kullanıyorduk, ancak yüksek yoğunlukta klor içerdiği ve diğer kimyasallarla karıştırıldığı için içemiyorduk, bu yüzden şişe su satın alıyorduk. Ancak 7 Ekim'den bu yana artık satın almamıza izin verilmedi ve elimizdeki az miktarda eski suyu kullanmak zorunda kaldık.

Güneşi görebildiğimiz tek zaman olan avlu zamanımız yarım saate indirildi ve hücremiz cezaevi güvenliği tarafından birkaç kez basıldı ve arandı. Yeterli suyumuz olmadığı için göz yaşartıcı gazları üzerimizden gideremedik ve buna alışmak zorunda kaldık."

Suf geçtiğimiz Mayıs ayında tutuklanmış ve suçlama olmaksızın dört ay idari gözetim altında tutulmasına karar verilmiş, bu karar Eylül ayında dört ay daha uzatılmıştı:

"7 Ekim'den sonra bize idari gözaltı kararlarının yenileneceğini söylediler, bu yüzden kendimi hapishanede daha fazla bilinmeyen zamana hazırlıyordum."

Pazar günü tutukluların serbest bırakılması, Hamas'ın İsrail'in ateşkes şartlarını ihlal etmesine, yani Gazze Şeridi'ne girmesine izin verilen insani yardım kamyonlarının sayısını azaltmasına tepki olarak rehinelerin serbest bırakılmasını durdurmasının ardından saatlerce ertelendi.

Katar'ın ara buluculuğunun ardından tutuklular ve rehineler Pazar gecesi geç saatlerde serbest bırakıldı.

Ramallah'ta, aralarında serbest bırakılacak tutukluların ailelerinin de bulunduğu binlerce Filistinli, İsrail'in Ofer gözaltı merkezi yakınlarındaki Beitunia kasabasında toplandı. İsrail güçleri göstericileri göz yaşartıcı gaz ve gerçek mermi kullanarak dağıttı.

Filistin Kızılay Derneği'ne göre saldırıda dört Filistinli yaralandı.

Mübadelede birkaç hasta mahkum da yer aldı. Bunlardan biri olan 50 yaşındaki Samira Hirbavi sağlık durumu nedeniyle basına konuşamadı. Kardeşi The New Arab'a yaptığı açıklamada "eve yıkılmış ve yorgun bir şekilde geldiğini" söyledi.

İsrail güçleri Hirbavi'yi Temmuz ayında bir İsrail kontrol noktasında vurarak yaraladıktan sonra tutuklamıştı. Hirbawi İsrail askerlerini bıçaklamaya teşebbüs etmekle suçlandı ve serbest bırakılana kadar mahkeme sürecinde kaldı.

Ailesi suçlamaları reddederek, tutuklandığı sırada yedi çocuğundan ikisiyle birlikte olduğunda ısrar etti.

Kardeşi şunları söyledi:

"Samira Damon cezaevinde bir buçuk ay geçirdi. Ardından yaraları kötüleşti ve tedavi eksikliği nedeniyle ek sorunlara neden oldu. Uzuvlarında iltihaplanma vardı ve bir İsrail hastanesine nakledildi, burada avukatı insani nedenlerle tahliye dilekçesi verdi, ancak işgal mahkemesi bunu reddetti.

Daha sonra sağlık durumu kötüleşti ve 7 Ekim'den sonra kendisiyle irtibatı kaybettik. Bize, tedavi talebinde bulunduğunda İsrailli yetkililerin kendisine 'serbest bırakıldıktan sonra tedavi edilebileceğini' söylediğini anlattı."

Pazar günü serbest bırakılanlar arasında İsrail hapishanelerinde sekiz yıl geçiren 38 yaşındaki İsra Cabis de vardı. İsrail hapishanelerindeki en kritik insani vakalardan biri olarak kabul edilen İsra, takas anlaşmasında serbest bırakılması en muhtemel kişilerden biri olarak görülüyordu.

İsra, Ekim 2015'te Eriha'ya giderken elektrik arızası nedeniyle arabasının alev almasının ardından tutuklandı. İsrail askerlerine saldırı girişiminde bulunmakla suçlandı.

Ailesi ve avukatı suçlamaları reddederek, arabasının gitmekte olduğu İsrail kontrol noktasından bir kilometreden daha uzakta alev aldığını belirttiler.

Arabası alev aldığında eşyalarını Eriha'daki yeni evine taşıyordu. Olayda vücudunun yüzde 50'sinde yanıklar oluştu ve ciddi şekilde sakat kaldı.

İsra Cabis Pazar günü 14 yaşındaki oğlunu altı yaşından beri ilk kez gördü.

Kudüs'teki evine döndüğünde İsrail polisi serbest bırakılmasını kutlamak için toplanan gazetecileri ve diğer Filistinlileri dağıttı.

6 Ekim itibariyle İsrail hapishanelerinde 1300'ü suçlama olmaksızın idari gözetim altında tutulanlar olmak üzere 5 binden fazla Filistinli bulunuyordu. 2023 yılında tutuklama ve idari gözetim kararlarında benzeri görülmemiş bir artış yaşandı.

Şu anda İsrail hapishanelerinde 2 bin 200'ü idari tutuklu, 200'ü çocuk ve 60'ı kadın olmak üzere 7 binden fazla Filistinli mahkum bulunuyor.


New Arab'da yayınlanan bu değerlendirme Mepa News okurları için tercüme edilmiştir. Değerlendirmede yer alan ifadeler yazarın kendi görüşleridir ve Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.

uyg.gif

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.
1 Yorum