Filistinliler topraklarını terk etmemek için mağaralarda yaşıyor
"İşgal buldozerleri evimi yerle bir etti ve hiçbir şey almamıza izin vermedi. Eşim, çocuklarım ve ben açıkta kaldık."
New Arab | Tercüme: Mepa News
İsrail güçleri 28 yaşındaki Sıtkı Akrabavi'nin evini yıktığında, o ve ailesi işgal altındaki Batı Şeria'nın kuzeyindeki Akraba köyünün doğusunda küçük bir mezra olan Hirbe et Tavil'de iki odalı oluklu çinko bir barakaya taşındı.
Ancak İsrail güçleri kısa süre sonra onları takip etti ve barakayı da yerle bir etti.
İsrail'in ailesinin çinkodan yapılma iki odasını da yıkacağının bilinciyle, haftalar öncesinden ailesinin yaşaması için yakındaki bir mağarayı temizlemek için adımlar atmış, tepesinde büyük bir kaya bulunan bir mağara seçmiş, kardeşlerinin yardımıyla çok sayıda taş, moloz ve toprağı kaldırmış ve yaşanabilir hale getirmek için elektrik kabloları çekmişti.
The New Arab'a konuşan Sıtkı şunları söyledi:
"İşgal buldozerleri evimi yerle bir etti ve hiçbir şey almamıza izin vermedi. Eşim, çocuklarım ve ben açıkta kaldık. Ama biz teslim olmak nedir bilmeyiz. Topraklarımızı işgale ve yerleşimcilere kolay kolay bırakmayacağız."
Sıtkı ayrıca temizlenen mağarayı, kendisi ve ailesi taşınmadan önce yatak takımları gibi temel ihtiyaçlarla donatarak ve pişirme ekipmanları getirerek hazırladığını açıkladı.
Mağaranın içi yaklaşık yedi metre uzanıyor ve tavanı bazı bölgelerde benzer bir yükseklikte yükselirken, diğer bölümlerde bir kişi dik duramıyor.
Sıtkı tüm bunları söylerken mağarayı terk etmeyeceği konusunda ısrar ediyor:
"Yerin üstündeki her şeyi yok etseler bile altında yaşayacağım. Burası benim toprağım, babamın toprağı. Büyükbabam bir asır önce burada doğmuş, işgal devletinin varlığından önce. Beni öldürseler ya da hapse atsalar bile Filistin topraklarını terk etmeyeceğim."
İsrail Batı Şeria'yı ilhak etmeye mi hazırlanıyor?
Sıtkı, ailenin yardım için Kızılhaç'a başvurduğunu, ancak bu arada barınaksız yaşayamayacaklarını, özellikle de kış yağmurları yaklaşırken, bir mağarada yaşama seçeneğini açıkta uyumaya tercih ettiklerini vurguladı. Bu, İsrail'in yasa dışı işgali ve Filistinlilerin evlerini rutin olarak yıkması sebebiyle kendilerine dayatılan bir seçim.
Sıtkı, "Yerleşimciler bu toprakları istiyor. Ben sadece toprağımı savunmak adına kararlı davranmıyorum, aynı zamanda tüm Akraba köyü halkını savunuyorum." dedi.
Akraba, Hirbe et Tavil ve Yanun: Çalınan topraklar
İsrail yıllar boyunca, her ikisi de idari olarak Akraba köyüne bağlı olan Hirbe et Tavil ve bitişiğindeki Yanun'da çok sayıda yıkım operasyonu gerçekleştirdi. Bu durum, Hirbe et Tavil örneğinde olduğu gibi, bazıları tarihi arkeolojik sit alanı olan onlarca yerleşim mezrasından oluşan bölgenin simge yapılarını ve özelliklerini önemli ölçüde değiştirmiştir.
Hirbe et Tavil'de buğday ve kış mahsulleri ekili yaklaşık 10 bin dönüm tarım arazisi ve hayvan otlağı olarak kullanılan yaklaşık 30 bin dönüm dağlık arazi bulunuyor.
Mezrada yapılan belki de en köklü değişiklik, tek caminin yanı sıra çok sayıda ev ve tarımsal binanın yıkılması oldu. İsrail güçleri ayrıca yollar, su ve elektrik tesisatları da dahil olmak üzere diğer temel altyapıyı da yerle bir etti.
Akraba, Yanun ve Hirbe et Tavil'in toplam yüz ölçümünü oluşturan 144 bin dönümün 122 bin dönümünden fazlasına İsrail, askeri direktiflerle ya da doğrudan el koydu.
Bu sebeple, 60 yaşındaki Raciye Humeyde, kocası ve diğer sekiz aile üyesiyle birlikte El Halil'in güneyindeki Yatta şehrinin doğusunda yaşadığı mağarayı terk etmemeye kararlı.
Sıtkı gibi Raciye de taşınmayı reddediyor çünkü ailesinden nesilden nesile aktarılan topraklarının yerleşimciler tarafından alınacağından emin.
New Arab ile yaptığı bir görüşmede Raciye, arazilerinin 1993 Oslo Anlaşmaları uyarınca hem sivil hem de güvenlik konularında İsrail tarafından kontrol edilen C Bölgesi'nde olduğunu paylaştı.
Raciye, kocasının yaklaşık yedi yıl önce araziye üç katlı bir ev inşa ettiğini, ancak İsrail buldozerlerinin bir buçuk yıl sonra "izinsiz inşaat" gerekçesiyle mahkeme kararıyla evi yıktığını sözlerine ekledi.
Raciye'nin ifadesiyle, ailesi açıkta kaldı ve o zamandan beri yaşadıkları yakındaki bir mağaraya taşınmak zorunda kaldılar.
Haritalarla İsrail'in Batı Şeria işgali
Raciye şu ifadeleri kullandı:
"Babam mağarayı tahıl depolamak ve geceleri hayvanları barındırmak için kullanırdı, ama biz yaşamak için mağaranın dışına bir çit inşa ettik. Yatta'da bir evimiz var ama buradan ayrıldığımız anda yerleşimciler burayı ele geçirecek ve bir yerleşim kuracaklar."
Raciye bunu söylerken mağaranın içinde yaşamın son derece ilkel olduğunu, elektrik olmadığını, su için yakındaki bir kuyuya gitmek zorunda kaldıklarını ve çevreden topladıkları odunları yakarak ısındıklarını belirtiyor:
"Burada hayat çok zor, hiçbir şey yok. Işık için, işgal ordusu tarafından birden fazla kez el konulan jeneratörlere bağımlıyız. Ancak bize ne kadar baskı yaparlarsa yapsınlar, umutsuzluğa kapılmayacağız ve burada kalacağız."
Filistin Yönetimi Duvar ve Yerleşim Direniş Komisyonu Başkanı Mueyyed Şaban, işgal makamlarının evleri yıkmasına tepki olarak şunları söyledi:
"İşgal makamları, evlerini yıkarak, yeni ev inşa etmelerini engelleyerek ve Filistinlilerin evlerini askeri bölgelerde ya da yerleşim alanı olarak belirlenen bölgelerde bulundukları için yasa dışı olarak sınıflandırarak C Bölgesinde yaşayan 400 binden fazla Filistinli için kasıtlı olarak istikrarsız bir yaşam oluşturuyor.
Amaç Filistinli aileleri evlerini terk etmeye ve Filistin Yönetimi tarafından yönetilen bölgelere taşınmaya zorlamak. Bu nedenle, mevcut tek alternatif mağaralarda yaşamak."
Mueyyed şu anda Komisyon'un mağaraları yerleşime uygun hale getirmek için çeşitli yollar üzerinde çalıştığını söyledi. Örneğin, "mağara duvarlarının iç kısmına çimento tabakası uygulayarak boşlukları kapatıyor, yılanlara yuva olmalarını engelliyor, banyo ve mutfak inşa ediyor ve mağara sakinlerinin korunması için mağaraların girişine kapılar yerleştiriyorlar."
Mueyyed ayrıca Komisyon'un mağaralara "işgal makamları bu mağaraların Filistin elektrik şebekesine bağlanmasını engellediği için su tankları ve güneş panelleri sağladığını" da belirtti.
New Arab'da yayınlanan bu değerlendirme Mepa News okurları için Türkçeleştirilmiştir. Değerlendirmede yer alan ifadeler yazarın kendi görüşleridir ve Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.