Seth Frantzman

Seth Frantzman

İran’ın Amacı: Yemen’i Suudilerin Vietnamı’na Çevirmek

İran’ın Amacı: Yemen’i Suudilerin Vietnamı’na Çevirmek

Geçtiğimiz günlerde, Husi ve İran yanlısı medya tarafından servis edilen görüntülerde, Husilerin yüzlerce Suudi destekli savaşçıyı esir aldığı görüldü. Bu görüntüler, Husilerin üç Suudi tümenini yok ederek binlerce askeri esir aldığı iddialarının hemen ardından ortaya çıktı. Suudi Arabistan'ın Abkayık bölgesindeki Aramco petrol tesislerinin SİHA ve seyir füzeleri ile hedef alınmasının üstünden yalnızca iki hafta geçti.

ABD bu saldırı için İran’ı suçlamıştı. Yavaş yavaş Yemen’de İran’ın vermeye çalıştığı asıl mesajın buranın Riyad yönetiminin Vietnam’ı olacağı olduğu belli olmaktadır.

 

Husilerin sözcüsü, 28 Eylül’de yaptığı açıklamada, “üç Suudi tümeninin” mağlup edildiğini ve bu tümenlerin Suudi Arabistan’ın Necran bölgesine gerçekleştirilen geniş kapsamlı bir askeri operasyonda tamamıyla yok edildiğini söyledi.

Açıklamada ayrıca, Suudiler, eski Yemen Devlet Başkanı Hadi’ye sadık Yemenli milisleri kullanmakla itham edildi.

“Yüzlercesini daha öldürdük veya yaraladık” ifadesi kullanıldı. Hadi, 2015 yılında Husilerin Aden’e doğru harekete geçmesi üzerine Yemen’i terketmişti. Kendisi Suudi Arabistan’ın bir dönem çok yakın müttefiğiydi. Suudi Arabistan, Yemen’deki iç savaşa 2015 yılında müdahale ederek, Husilerin Aden’i ele geçirip Babül Mandeb boğazlarını tehdit etmesini engelledi.

"Manzara Afganistan'ı andırıyordu"

İran tarafından Yemen’in meşru silahlı kuvveti olarak tanınan Husiler, Cuma günü “Allah’tan gelen zafer” isimli yeni bir operasyon başlattıklarını ve ilerleme kaydettiklerini açıkladı. Pazar günü servis edilen görüntülerde, esir alınmış askerler ve imha edilmiş zırhlı araçlar görüldü. Manzara, Sovyetlerin Afganistan’ı işgal ettiği yıllarda, Panjşir vadisinde imha edilen çok sayıdaki Sovyet tanklarını andırıyordu.

Görüntüler belki Afganistan’ı çağrıştırdı ancak propaganda hususunda, Husiler verdikleri mesajlarda bu operasyonları 68’de Vietnamlı gerillaların gerçekleştirdiği Tet Operasyonu’na benzeterek fakir Husilerin, modern teçhizatlı Suudi orduyu yenmesinin büyük ve övünülecek bir iş olduğunu ima ettiler.

Beklenildiği üzere Suudi medyası bu operasyonu teyit etmezken, sosyal medya hesapları üzerinden Yemen’deki görüntülerin eski olduğu iddia edildi ancak kimse bu videoların iddia edildiği gibi eski olduğuna dair herhangi bir kanıt sunmadı. Tanksavar mermileri ile isabet almış çok sayıda Oshkosh zırhlı askeri aracının olduğu görüntüler ya 2018’in Nisan ya da 2019’un Haziran ayına olduğu anlaşılmaktadır.

Ortadaki vaziyeti anlamak elzemdir zira bu durum Yemen için açık bir propaganda zaferidir. Husilerin sözcüsü Yahya Sarih bu yüzden kameraların karşına muzaffer olmuş gibi askeri üniforması ile çıktı. İran destekli Hizbullah, Esed rejimi ve Husi yanlısı Al-Mayadeen kanalı esirlerin görüntülerini boy boy servis etti.

Hizbullah’a yakınlığı ile bilinen Al-Manar kanalı, çok heyecanlıydı. Bu yüzden Farsça yayın yapan Fars News, esirlerin çatışma alanından götürüldüğü aynı videoları, modern bir savaştan ziyade, Fransızların Dienpienphi’de Vietnamlılara teslim olmasına benzeterek verdi. Buradaki amaç karşı tarafı aşağılamaktı. Aşağıdaki videoda, tanksavarlarla vurulmuş Oşkoş zırhlı araçları görülmektedir.

Açık kaynakları takip eden insanlar şu anda olayın detaylarını büyük bir iştahla açıklığa kavuşturdu. Araçlar arasında ABD ve Kanada yapımı ve diğer menşeili zırhlılar görülüyor: LAV-25’ler, Oshkosh M-ATV, STREIT Group Spartan aracı, KADDB El-Vaşh (Al-Wahsh) ve M-113’ler.

@RedIntelPanda isimli sosyal medya hesabı eldeki görüntülerden faydalanarak olayın yaşandığı lokasyonu Necran yakınlarındaki bir nokta olarak belirledi. Bazı hesaplar, yanmış ve imha edilmiş toplamda 17 ayrı aracın olduğunu tespit etti. Harry Boone; “Yemenli Husiler, iki adet M163 VADS (Vulcan Air Defense System) aracı ve 20mm’lik makinalı tüfeği olan M113’ler ele geçirdi.

Tüm fotoğrafların bu olaya ait olduğundan %100 emin olmanın zor olduğunu tekrar etmekte fayda var. Eğer görüntülerdeki tüm araçlar tek bir günde etkisiz hale getirilmiş olsaydı bunu saklamak imkansız olurdu.

İmha edilmiş araçlar milyonlarca dolar değerindedir. Ancak asıl zarar kamuoyu algısı ve moral hususlarında olmuştur ve İran ile müttefiklerinin asıl amacı da zaten budur. İran, Batı destekli güçlerin, özellikle de Suudi Arabistan’ın yenilgiye uğratılabileceğini göstermek istemektedir. Geçtiğimiz altı ay içinde iki ayrı uzun menzilli saldırılarının ardından gelen 14 Eylül saldırısı yüksek profilli bir saldırıydı.

Necran saldırıları ve Suudi Arabistan’ın güneyine yönelik SİHA ve füze saldırıları da aynı amaca hizmet etmek için dizayn edilmiştir. Asıl amaç, savaşı Suudi Arabistan topraklarına taşıyarak İran teknolojisinin ve danışmanlarının gücünü göstermektir. Eğer Husiler bütün bunları tek başlarına yapıyor olsalardı onları Spartalılardan bu yana yaşamış en güçlü piyade birlikleri olarak görmemiz gerekirdi. Ancak tabi ki de yalnız değiller. Husiler sadece top yemi ancak İran teknolojisi bu kara unsurlarını sadece Riyad’ın değil onların müttefiklerinin de dört yıldır kendilerine karşı uyguladığı muhasaraya dört yıldır dayanabilecek kadar  güçlü bir savaş gücüne çevirdi.

Normal şartlar altında Husilerin bu kadar dayanabilmesi mümkün değildi ancak unutulmamalıdır ki, normal şartlar altında 1954’de Fransızların da Vietnamlılara yenilmesi imkansız görünüyordu ancak yenildiler.

İran merkezli Press TV ve Yemen’deki Al-Masirah, Al-Mayadeen, Al-Manar ve Fars News gibi İran yanlısı medya kanalları Suudi Arabistan’ın beceriksiz olarak gösterilmesi için verilen medya savaşının sadece görünen yüzleridir.

Riyad yönetimini eskiden bölgedeki politikalarının merkezi olarak gören Batılı siyasilerin kafasında bugün çok sayıda soru işaretleri meydana gelmiştir. Nasıl olur da bir zırhlı araç konvoyu bu kadar kolay imha edilir veya nasıl olur da Suudi Arabistan Krallığı’nın elindeki radar sistemleri Abkayık saldırılarında kullanılan SİHA ve füzeleri tespit edemez, bu sorular Batılıların kafasındakilerin sadece iki tanesidir.

Ortadoğu geçmişte, Batı ve Sovyet silah sistemlerinin kapıştığı bir “test sahası” olarak görülürdü. Ancak bugün, savaş Batılı silahlar ile bazıları Rus ve Kuzey Koreli modellere göre modifiye edilmiş İran menşeili silahlar arasında gerçekleşmektedir. İran’ın amacı, hazinesinde milyarca doları olan bir ordunun kendi sistemleri ile etkisiz hale getirilebileceğini ispatlamaktır. Açık konuşmak gerekirse İran’ın vekilleri bunu ispatladılar da. ABD’nin müttefikleri bütün bu durumdan ders çıkarmalıdır.

twtcanli.jpg

Bu yazı toplam 7485 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Seth Frantzman Arşivi