İsrail Mescid-i Aksa'yı sessizce işgal ediyor

İsrail Mescid-i Aksa'yı sessizce işgal ediyor

"Rapor, İslam'ın üçüncü en kutsal mekânı olan Mescid-i Aksa'da tarihi dönüşümler yaşandığını kabul ediyor."

Naif Zaidani | New Arab | Tercüme: Mepa News

Sağcı Israel Hayom gazetesinde yer alan ayrıntılı bir habere göre İsrail, Kudüs'teki Mescid-i Aksa'da onlarca yıldır süregelen statükoyu istikrarlı bir şekilde ortadan kaldırarak, bir zamanlar kutsal İslami mekanda yasak sayılan Yahudi uygulamalarına kapıyı zorla açmış durumda.

Bir zamanlar İsrailli güvenlik yetkilileri tarafından "kırmızı çizgi" ve "saatli bomba" olarak tanımlanan uygulamalar artık İsrail güçlerinin gözetimi altında giderek daha fazla hoş görülüyor. Yahudi duaları, grup ritüelleri, halka açık şarkı söyleme ve hatta yerleşke içinde İsrail ulusal sembollerinin sergilenmesi dahil.

Yahudi yeni yılının başlangıcına denk gelecek şekilde yayınlanan rapor, Yahudilerin bir zamanlar en kutsal tapınaklarının bulunduğuna inandıkları, İslam'ın üçüncü en kutsal mekânı olan Mescid-i Aksa'da "tarihi dönüşümler" yaşandığını kabul ediyor.

Gazete, İsrail'in 1967'de Doğu Kudüs'ü işgal etmesinin ardından Yahudilerin ibadetine getirilen kısıtlamaların sistematik olarak aşındığını, cami yerleşkesindeki Yahudi varlığının ve ritüellerinin ise "aydan aya genişlediğini" belirtiyor.

Gazetenin aktardığı polis rakamları, 2010 yılında sadece 5 bin 792 olan Yahudi aşırılık yanlısı sayısının bu yıl 60 bine ulaştığını gösteriyor.

Gizliden açık meydan okumaya

Yahudilerin sabah ve ikindi duaları artık cami yerleşkesinin doğu bölümünde açık bir şekilde yapılıyor ve Yahudiler artık hareketlerini gizlemiyor.

İsrail polisi secde edilmesine, şarkı söylenmesine ve hatta İsrail milli marşı Hatikva'nın okunmasına izin verdi. Aksa'nın içinde Yahudi Şabat'ını kutlayan haftalık törenler düzenleniyor ve bölge düğünler, bar mitzvahlar ve diğer kutlamalar için giderek daha fazla kullanılıyor.

Yahudi dua kitapları, Tevrat tomarları, muskalar ve şofarlar teknik olarak hala yasaklı olsa da, Israel Hayom yerleşimcilerin bu kurallara düzenli olarak meydan okuduğunu kabul ediyor.

Ağustos ayında yaklaşık 100 yerleşimci yerleşkeye muskalar getirdi. Ertesi ay, Hayfa hahamı Aryeh Cohen burada bir şofar üflemiş, bu da Cohen'in alandan geçici olarak men edilmesine yol açmıştı.

Aktivist ve yazar Arnon Segal gazeteye yaptığı açıklamada "Değişimi fark etmemek zor" dedi. "Bir zamanlar yasak olan şey artık aleni, açık ve doğal. Pek çok kişi eski secde ritüelini yerine getiriyor. Yeni ayda Hallel duası şarkılar ve danslar eşliğinde yüksek sesle okunuyor."

Ben Gvir'in rolü

Bu değişimin büyük bir kısmı, Aksa'ya yönelik yerleşimci saldırılarına defalarca öncülük etmiş aşırı sağcı bir siyasetçi olan Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben Gvir döneminde gerçekleşti. Gvir, Yahudilerin giriş saatlerinin genişletilmesi için bastırdı, bu saatler şu anda sabah 07:00'den 11:30'a ve öğleden sonra 13:30'dan 15:00'e kadar uzanıyor. Eskisinden daha uzun.

Başbakan Binyamin Netanyahu resmi olarak "eski statükoyu" korumakta ısrar ediyor ancak uygulamada Ben Gvir'in yaklaşımının yerleşmesine izin verirken, konuyla ilgili tartışmaları sıkı bir gizlilik altında tutuyor.

Habere göre Ben Gvir Netanyahu'ya açıkça "Aksa'da geçmişte olanın artık olmayacağını" söyledi ve Başbakan da bunu kabul etti.

İslami Vakıflar, Ürdün ve Filistin Yönetimi bu durumu şiddetle protesto etse de rapor, bu kurumların yeni gerçekliğe istemeyerek de olsa uyum sağladıklarını iddia ediyor.

Sistematik erozyon

Bu değişikliklerin temeli yıllar önce, İslami Vakfın rolünü zayıflatan ve saldırılar sırasında yerleşimcilerle karşı karşıya gelen Filistinli Murabıt aktivistlerini yasaklayan eski kamu güvenliği bakanı Gilad Erdan ve Kudüs polis komutanı Yoram Halevy döneminde atıldı.

Fısıltıyla ve bireysel olarak başlayan dualar artık organize ve sesli.

İsrail güvenlik birimlerinin yıllardır bu tür uygulamaların bölgesel çatışmaları ateşleyebileceği yönündeki uyarılarını dikkate almayan Halevy, Yahudi ibadetlerinin bir provokasyon değil "doğal" olduğunu iddia etti.

İslam'ın en kutsal üçüncü mekânı olan ve milyonlarca Müslümanın ibadet ettiği Harem-i Şerif, Mescid-i Aksa ve Kubbetu's Sahra'ya ev sahipliği yapıyor.

Müslümanlar burayı sadece Müslümanların ibadet ettiği bir yer olarak görmüyor ve Yahudilerin burada ibadet etmesini kutsallığa bir tecavüz olarak addediyor.

İsrail, "güvenlik önlemleri" adı altında bir dizi kısıtlama getirerek Müslümanların ibadetlerini düzenli olarak engelliyor, bu da Müslümanlar üzerinde sınırlı erişim ve kontrolle sonuçlanıyor. Ayrıca İsrail, İslami Vakıf muhafızlarının rolünü de azaltıyor.

Makale, polisin artık Yahudi yerleşimci gruplara bir tehdit olarak değil, saygıyla yaklaştığını belirtiyor. Daha önceki dini yasaklara rağmen Ultra-Ortodoksların saldırılara katılımı da arttı. Çocuklu aileler, yeşiva öğrencileri ve hahamlar artık bölgeye düzenli olarak giriyor.

Gazeteye isim vermeden konuşan eski Şin Bet yetkilileri Ürdün, Mısır ve Suriye de dahil olmak üzere Arap ve Müslüman hükümetlerin zaman zaman kınama yayınlamalarına rağmen değişime "uyum sağladıklarını" söyledi.

"El Aksa'daki gerçeklik muhtemelen eskisi gibi olmayacak." dedi bu isimlerden birisi. "Ben Gvir görevden ayrılsa bile, yerleşmiş olan şeylerin çoğu gelecek nesiller için kalacak."

x.gif

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.