İsrail'in camilere karşı savaşı: Gazze'de ezan sesi duyulmuyor

İsrail'in camilere karşı savaşı: Gazze'de ezan sesi duyulmuyor

300'den fazla caminin hasar gördüğü Gazze'de ezan sesinin duyulmaması ciddi bir manevi boşluk oluşturuyor.

İsrail ordusu, Gazze'ye yönelik devam eden bombardımanı esnasında gerçekleştirdiği bir dizi hedefli saldırıda, aralarında tarihi ve arkeolojik önemiyle tanınan ünlü El Ömeri Camii'nin de bulunduğu onlarca camiyi yerle bir etti.

Bu yıkım, hem Gazze'deki hem de diasporadaki Filistinlileri, yaşanan binlerce can kaybının yanında eşsiz mirasa sahip bir caminin kaybının da yasını tutmaya sevk etti.

İsrail güçleri 7 Ekim'den bu yana 300'den fazla cami ve üç kiliseyi tamamen ya da kısmen yıktı. Sonuç olarak, yıkımdan etkilenen mahalleler artık namaz vakitlerinde bir boşluk yaşıyor ve bir zamanlar şehrin her yerinde yankılanan, insanın ruhunu okşayan ezan sesini özlüyor.

seyyahmed.jpg

Fotoğraf: Gazze'deki Şeyh Ahmed Yasin Camii (9 Ekim 2023)

Güneydeki Han Yunus kentinde yaşayan 25 yaşındaki Halid Ebu Came, "Camiler de dahil olmak üzere kentin doğu bölgesinin tamamen yıkılması nedeniyle artık mahallemizde ezan sesi duymuyoruz" diyor.

Ebu Came, "Burada yaşayanlar artık ezan vakitlerini telefonlarından takip ediyor. Bu savaş daha önce yaşadığımız hiçbir şeye benzemiyor. İnancımızın sembolü olan camiler ayrım gözetilmeksizin hedef alındı.” diye ekledi.

omeri.jpg

Fotoğraf: El Ömeri Camii (20 Ekim 2023)

El Ömeri Camii ile ilgili aziz hatıralarını anlatan Ebu Came, caminin günlük hayattaki merkezi rolünü vurguluyor:

"Camiyle ilgili çok güzel anılarımız var. Her gün orada namaz kılar, Ramazan ve Bayram namazları kılar, Kuran okur ve arkadaş toplantıları yapardık" dedi.

"Toplumun kalbi"

Ebu Came, camilerin çocukluklarından beri hayatlarının bir parçası olduğuna dikkat çekiyor. Ezan sesinin sabah uyanışları olduğunu ve caminin evlerini arayan herkes için yol gösterici bir işaret olduğunu ifade ediyor.

Cami sadece bir binadan daha fazlası, "toplumun kalbini" temsil ediyor.

Ebu Came, mahallelerini yeniden inşa etmenin camileri yeniden inşa etmekle yakından bağlantılı olduğunu, çünkü bu yerlerin ikincil bir husus değil, yaşamlarının temelini oluşturduğunu vurguladı.

se.jpg

Fotoğraf: Gazze şehir merkezine bağlı Zeytun mahallesindeki Selahaddin Eyyubi Camii (7 Kasım 2023)

Büyük Ömeri Camii, Halife Ömer bin Hattab'ın hükümdarlığı sırasında inşa edilmiştir. Bir zamanlar Roma tapınağı ve daha sonra kilise olan cami, İslamiyet'in fethinden sonraki en büyük cami olmuştur. Gazze'nin eski kentinde, Filistin meydanı yakınlarında yer alan cami 4.100 m²'lik bir alana yayılmakta ve 1.190 m²'lik avlusunda 3.000'den fazla kişi ibadet edebilmekteydi.

Gazzeli Said Labad "Bu savaşın camileri yok edeceğini hiç düşünmemiştim" diye hayıflanıyor. Şu anda Türkiye'de yaşayan 45 yaşındaki Labad'ın ailesi Gazze'nin Şucaiye bölgesindeki El Ömeri Camii'nin yakınında ikamet ediyor.

Said Labad, "Orada her namaza katılırdım. Çocuklarımın çok sevdiği eski bir yer. Neden yıkıldığını merak ediyorum, cami işgalcileri tehdit mi ediyor?” diyor

Gazze limanı yakınlarındaki El Hasayna gibi düzinelerce başka caminin de yerle bir edildiğini sözlerine ekledi.

"Bu camiler bizim anılarımızı taşıyor, özellikle de Ramazan ayında. Bu savaş her şeyi yok etti. Umarım Gazze savaştan sonra yeniden inşa edilir ve ben de bu güzel anları yeniden yaşar ve ailemle birlikte buraları tekrar ziyaret edebilirim.” diyor Labad.

Gazze'deki camilerin sürekli hedef alınması, birçok Filistinlinin namaz kılarken bile güvende olmadıklarına inanmalarına yol açtı. Bu korkuya rağmen, önemli bir kesim camilere gitmeyi bırakmıyor ve saldırılara karşı direndiklerini bu şekilde ifade ediyorlar.

mm.jpg

Fotoğraf: Gazze, Cebeliye kampındaki Misbah el Munir Camii (14 Aralık 2023)

"Camiye gitmekte tereddüt etmeyeceğim. Eğer orada ölürsem, bu hayatımın güzel bir sonu olur." diyor Han Yunus'tan 30 yaşındaki Halid İslim.

Halid, "Camiler tehlike arz etmiyor. Onları yeniden inşa edeceğiz, molozların arasında ezan seslerini yükselteceğiz. Enkaz altında yırtılan ve yakılan Kuran'ın görüntüleri acı verici ve Gazze'nin karşı karşıya kaldığı adaletsizliği yansıtıyor.” diyor.

Turizm ve Eski Eserler Bakanlığı, İsrail'in Filistin mirasını silme planının bir parçası olarak Ömeri Camii'nin yıkılmasını kınadı.

Bakanlık bu eylemin 1907 Lahey Sözleşmesi, 1949 Dördüncü Cenevre Sözleşmesi ve UNESCO'nun kültürel varlıkların korunmasına ilişkin sözleşmeleri de dahil olmak üzere uluslararası anlaşmaları ihlal ettiğini belirtti.

Bakanlık caminin tarihi köklerinin MS beşinci yüzyıldaki bir Bizans manastırına kadar uzandığını belirtti. Bakanlık yıkımı, Filistin halkının toprakla olan bağını simgeleyen "kültürel mirasına karşı işlenmiş bir suç" olarak değerlendirdi.

Bakanlık, eski Gazze limanı, Porphyrius Kilisesi, Cebaliye Camii ve çok sayıda tarihi bina ve müze gibi arkeolojik alanların tahrip edilmesi de dahil olmak üzere İsrail'in işlediği diğer suçların altını çizdi. Uluslararası müdahale çağrısında bulunan bakanlık, UNESCO'ya ve küresel topluma İsrail'i "Filistin halkına ve mirasına yönelik saldırganlığına son vermeye" zorlamaları çağrısında bulundu ve bu tür eylemlerin "Filistin halkının özgürlük ve bağımsızlık kararlılığını" caydırmayacağını yineledi.

Kaynak: Mepa News, Middle East Eye (Ruwaida Amer)

wp.gif

İlgili Haberler
Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.