Japonya'yı sarsan suikast, seçim sonuçları ve pasifizm

Japonya'yı sarsan suikast, seçim sonuçları ve pasifizm

Japonya, eski Başbakan Şinzo Abe'nin öldürülmesi sonrasında sandık başına gitti.

Japonya'da Şinzo Abe'nin öldürülmesi sonrasında yapılan seçimlerin sonuçları belli olmaya başladı.

İlk sonuçlara göre, Abe'nin de mensubu olduğu Liberal Demokratik Parti ve ortağı Komeito'nun, parlamentonun üst kanadı olan Danışmanlar Meclisi için yapılan seçimlerde yaklaşık üçte iki çoğunluk elde edebileceği ifade ediliyor.

Anayasal reform yapılmasını savunan iki partinin seçimlerde zafer kazanmasına muhtemel gözle bakılıyor.

Bugün yapılan oylamada, parlamentonun üst kanadı için 124 vekil seçiliyor. Üst kanatta toplam 245 vekil bulunuyor. Reformcu iki partinin, 124 sandalyeden 69 ila 83'ünü kazanacağı belirtiliyor. Kesin sonuçlar ise Pazartesi günü belli olacak.

Japonya'da çift meclisli sistem bulunuyor. Meclisin üst kanadı Danışmanlar Meclisi'nde 245, alt kanadı Temsilciler Meclisi'nde ise 465 vekil yer alıyor. Ülkenin toplam vekil sayısı 710.

Geçtiğimiz gün öldürülen eski Başbakan Şinzo Abe, ülkede anayasa değişikliği için verdiği mücadele ile tanınıyordu. Abe'nin öldürülmesiyle, partisi Liberal Demokratik Parti'nin ve reform düşüncesinin güç kazanabileceği düşünülüyor. Japonya'nın anayasasında yer alan askeri pasifizm maddesi, anayasa değişikliği tartışmalarının merkezinde yer alıyor.

Son yıllarda özellikle Çin ile artan bölgesel ve küresel gerilim paralelinde, Japonya'nın askeri açıdan güçlenmesine ve pasifist politikaları terk etmesine yönelik açıklamalarda artış gözlemleniyor.

Japonya ve pasifizm

Japonya, askeri anlamda pasifist bir politikayı öngören bir anayasaya sahip.

Ülke, 2. Dünya Savaşı öncesinde bölgesinde ciddi bir askeri güç olmuş, Batı Pasifik bölgesini büyük oranda hakimiyeti altına almıştı.

japonya1944.jpg

1944'te Japonya'nın sınırları ve etki alanı

2. Dünya Savaşı'nda ABD öncülüğündeki güçlere yenilmesinin ardından işgal edilen ülke tamamen pasifist bir politikaya sokularak, gerçek bir ordudan da mahrum bırakılmıştı.

Savaş sonrasında 3 Mayıs 1947'de yürürlüğe giren yeni anayasa ile Japonya, pasifist bir ülke oldu. Bu anayasanın 9'uncu maddesinde, uluslararası anlaşmazlıkların çözümü için savaşa başvurulması yasaklanırken, bu doğrultuda silahlı kuvvetlerin varlığı da yasaklandı.

Anayasanın bu maddesinin metni şu şekilde:

"(1) Adalet ve düzene dayalı bir uluslararası barışı samimiyetle arzulayan Japon halkı, ulusun egemen bir hakkı olarak savaştan ve uluslararası anlaşmazlıkları çözmek için güç kullanma tehdidinden veya kullanımından daimî şekilde feragat etmektedir.

(2) Bu itibarla, hiçbir kara, deniz ve hava kuvveti veya herhangi diğer bir silahlı güç muhafaza edilemez. Devlete savaş hakkı tanınmaz."

Ancak birkaç yıldır özellikle Çin ve Kuzey Kore'nin artan gücüne karşı Japonya da pasifist politikaları kısmen gevşeterek silahlanma sürecine girmiş durumda. Ülkede 2020 yılında göreve başlayan Yoşihide Suga hükümeti, savunma bütçesini 5.34 trilyon yen'e (51.7 milyar dolar) çıkarmıştı.

Çin'in bölgedeki etkisinin artmasıyla Japonya'nın da zaman içerisinde pasifist politikaları daha fazla gevşeteceği düşünülüyor.

Kaynak: Mepa News

tg-003.jpg

İlgili Haberler
Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.