Mali'de Savaş 1: Sahra neden küresel çatışmanın yeni cephesi?

Mali'de Savaş 1: Sahra neden küresel çatışmanın yeni cephesi?

Fransız müdahalesine rağmen Mali'de savaş tüm hızıyla devam ediyor.

Saat 15:00’e doğru Timbuktu’da etkili çöl sıcağı zirveye ulaşmıştı.

Beş yıl önce İslami tandanslı gruplar bu tarihi şehirden çıkarılmışlardı, ancak bu grupların çok uzaklarda olduğu bir dönem hiç yaşanmadı.

Birkaç kişi havaalanı kontol noktasının hemen yanındaki Tuareg bit pazarında yer alan gümüş takılar ve deri ürünleri inceliyordu.

Şehrin eteklerinde Fransız askerleri ve de Birleşmiş Milletler Barış Gücü birlikleri “süper-kamp” dedikleri bir üs kurmuşlardı.

Günün bu düşük tempolu zaman diliminde insanlar, jeneratörlerin hafif uğultusundan başka bir sesin olmadığı bu ortamda klimalı konteynırlarının içerisinde çalışıyorlardı.

Havanlı saldırı

Ama birden sirenler çalmaya başladı.

İster üs bölgesinde olsun, isterse hemen yanıbaşındaki pazarda olsun herkes, sığınaklara girmek için 30 saniyeden az bir zamanları olduğunu biliyordu. 

Bu erken uyarı sirenleri gelmekte olan havan veya roket saldırılarının habercisiydi.

Dükkan sahiplerinden biri olan Amadou (gerçek ismi değil) ne yapacağını biliyordu. Dört ABD askerinin de içlerinde yer aldığı tüm müşterileri hemen yan tarafta bulunan sığınağa yönlendirdi.

Kum torbaları ile korunan bu küçük alana, içlerinde 5 çocuğun da yer aldığı 26 kişi sıkışarak sığındı.

Ve sonrasında ürkütücü ıslık sesleri ile birlikte havan mermisi patlamaları duyulmaya başladı.

Terminalin yanındaki süper kampın içinde ve çevresinde gerçekleşen bir dizi patlama gökyüzünü puslu ve kumlu bir hale sokmuştu.

Amadou, ABD askerlerinin araçlarına binerek hemen kamplarına dönme isteğinde olduklarını gördü ve onları ortalığın yatışması için beklemeye ikna etti ki bu onların hayatlarını kurtaracaktı.

İlk kontrol noktasındaki askerler yaşanan havan topu saldırısı nedeniyle alarm durumundaydılar.

Bombalı araçlar

Ancak Mali ordusuna ait iki askeri araç süratle geliyordu ve içeri girme eğiliminde oldukları her hallerinden belliydi. Araçlar silahlı değildi ve araçların üzerleri de açıktı.

Yavaşlamak bir yana kontrol noktasına yaklaştıkça hızlarını artırdılar.

Amadou saklandığı sığınaktan araçların sesi ile birlikte bir haykırış duydu “Allah-u Ekber” ve sonrasında büyük bir patlama yaşandı.

İlk saldırgan, patlayıcı yüklü aracını birinci kontrol noktasında patlatmak suretiyle ikinci bombacının yolunu açmış oluyordu.

Patlama bütün bir kampı sarstı ve sığınağın içerisindeki atmosfer bir anda değişiverdi.

Etraflarında ateşlenen silahların sesi ile çocuklar ağlamaya başladı. Ancak saldıran grup çocukların burada olduklarından habersizdi.

Amadou, sığınaktakilerin yaşadıkları korku ve dehşetin etkisi ile dışarı çıkma eğiliminde olduklarını görebiliyordu ancak ABD askerleri herkese sessiz bir şekilde oldukları yerde kalmaları gerektiğini söylüyordu. Bu şekilde ABD’liler de diğerlerinin hayatlarını kurtardı.

Zira ileride ikinci saldırgan kendi bölümlerini korumakta olan Fransız askerlerine doğru hızlanarak geldi ve onların tam önünde ikinci patlama gerçekleşti.

Üssün dış güvenlik çemberinin kırılması ile Mali ordusu üniforması giyen cihat yanlısı savaşçılar hücum etti, en az 3 tanesi patlayıcı yelek giyiyordu. Ve böylece sıcak çatışma başladı.

Havalimanı terminal binası neredeyse harabeye dönmüştü.

3 saat boyunca saldırıya karşı koyuldu. 3 saat boyunca sığınaklardaki kişiler ölüm korkusu ile burun buruna kaldılar. 4 ABD askerinin üzerlerinde sadece tabancaları vardı.

Telsiz ile yardım istediler, saat 18.00 sularında gün batımı ile birlikte silah sesleri ancak sustu ve destek birlikleri yetişti.

Sığınağın içindeki herkes süper-kamp’a koşuşurken Amadou tahrip olan dükkanının önünde saldırganlardan birinin cesedini gördü.

Fakat çok geçmeden, muhtemelen saldırganların geri çekilmeleri için gelen üçüncü bir bombalı araç ana nizamiyenin önünde patladı. Daha sonra dördüncü bir patlamamış bombalı araç üsse yakın bir bölgede bulundu.

Saldırı nihayet sona ermişti.

Burkino Faso’lu bir barış gücü askeri ölmüş ve yedi asker de ağır yaralanmıştı. Aynı zamanda yedi Fransız askeri ve iki sivil de kötü şekilde yaralanmıştı.

Saldırganlara göre Fransız askerlerinden 15’i öldürülmüştü.

El Kaide bağlantılı Cemaat Nusretu’l İslam ve’l Muslimin isimli grup, o zamana kadar Mali’deki bir üsse düzenlenmiş bu en kompleks saldırıyı üstlendi.

*

Altın topraklar

Timbuktu bir zamanlar Mali İmparatorluğunun kalbinde yer almaktaydı. 14. yüzyılın bir multimilyarderi olan kralın, o zamana kadar yaşamış en zengin insan olduğu söyleniyor.

Mansa Musa hac vazifesi için on binlerce hamalın taşıdığı altın hediyeleri ile Mekke’ye gittiğinde Kahire’de altın fiyatları adeta dibe çakılmıştı.

Mali altına dayalı bir imparatorluktu ancak metaller, tuz ve köleler üzerinden yürüttüğü ticaret ile daha da zenginleşmişti. Tüccarlar yüzyıllardır Sahra üzerinden yürüttükleri ticaretleri ile servet elde etmekteydi.

250 yıl boyunca, Mali İmparatorluğu bilim, edebiyat, din ve sanat eğitiminin merkezi olagelmişti.

Arap dünyasının dört bir yanından alimler, Nijer Nehri boyunca uzanan şehirlere ve çöldeki diğer şehirlere seyahat etti. Cenne, Timbuktu ve Gao gibi. Buralarda İslami mimari alanında ve ilmi alanda çalışmalar yapılıyordu.

Cenne şehrinin büyük camisi dünyadaki en büyük kerpiç camiidir. Son dönemde yaşananlara kadar Mali’nin zengin tarihi her yıl dünyanın dört bir yanından yüzbinlerce turist çekmekteydi.

Mali'de savaş başlarken

Geçmişi oldukça parlak olan ülke sömürge dönemi sonrasında yoksulluka yüz yüze kaldı. Mali'de patlak veren savaş ise Arap Baharı'nı takip etti.

Mali’yi kaosa sürükleyen süreç Libya’dan geçmekteydi.

2011 yılında Libya’da, Arap baharı protestoları ile başlayarak iç savaşa dönüşen ve Batı işgali ile birlikte Muammer Kaddafi’nin öldürülmesine dek uzanan ciddi olaylar zinciri gerçekleşti. Bu olaylar güney sınır komşusu Mali’yi de etkiledi.

On yıllar boyunca, ayrılıkçılar kuzey Mali için bağımsızlık talep ediyorlardı. 2012 yılında, El Kaide destekli gruplar ile uygun bir ortaklık içinde savaşan Tuareg isyancıları orduyu bölgeden sürerek ve bağımsız bir “Azavad” devleti ilan ettiler.

Yeni devletlerinin isminin “kuru nehir havzası” anlamına gelen Berberi “azavağ” kelimesinin Arapçalaşmış versiyonu olduğu düşünülmekte.

Askeri darbe ve Fransız müdahalesi

İsyan kuzey Mali’e yayıldıkça, düşük ücretlerle çalışan ve hoşnutsuz askerler, ülkeyi kaosa sürükleyen bir askeri darbe düzenlediler.

Liderliğin ya da askeri müdahalenin olmaması, kuzey ayaklanmasının kontrolünün kaybedilmesi anlamına geliyordu.

Tuareg'ler ve İslami tandanslı gruplar, yeni Azavad’ın yönetim şekli konusunda anlaşmazlığa düştüler ve birbirleriyle savaşmaya başladılar.

Hükümet yabancı askeri yardım çağrısında bulundu ve eski sömürgeci Fransa çağrıyı yanıtladı.

Fransız birlikleri Ocak 2013'te geldi ve Afrikalı güçler de onlara katıldılar. Bir ay içinde, El Kaide destekli gruplar kuzeydeki çöle çekildi ve şehirler Fransa destekli güçlerin eline geçti.

El Kaide bağlantılı gruplar görünüşte yenilmişti fakat bölgeyi terk etmediler.

Komşu ülkeler ve Birleşmiş Milletler (BM), savaşçı Tuareg grupları ile hükümet güçleri arasında varılacak barış anlaşmasını desteklemek maksadı ile bölgeye giriş yaptı.

Anlaşma hala yürürlükte ve silahlar suskun ancak istikrarlı bir yönetim hala bölgeden uzak.

El Kaide'nin dönüşü

El Kaide tehdidi kuzeyden geri döndü.

Bu gruplar yavaş yavaş güçleniyor ve birleşiyor. Ve tehlikeler arttıkça, BM birlikleri daha az risk aldılar - üslerinde daha uzun harcamalar yaparak, çölleri yönetimsiz ve savunmasız bıraktılar.

Kuzey Mali şehri olan Gao’da yer alan BM "süper-kampında" birçok yabancı bayrak dalgalanmakta.

Kamboçyalı askerler bomba imha robotları ile birliğe katkı sağlıyor, Çinli barış gücü görevlileri hastaneyi işletiyor ve üssün içinde devriye geziyor, diğer yandan yontulmuş bir Antik Mısır sütunu Mısırlıların üslendikleri görev olan “konvoy koruma” işini yürüten birliğin konuşlu olduğu yerleşkeye bakıyor.

Tören alanında, özensiz sarılmış sarıkları ile birkaç hafta sonra görev teslim töreni yapacak olan Bangladeş ordusu mesupları provalarını icra ediyorlar.

Farklı ülkeler farklı risk seviyelerini üstleniyor. Birçoğu kalan günlerini sayarken sadece zorunlu görevleri ifa ediyor zira barışı korumanın neredeyse imkânsız olduğu bir yerde çok az etkiye sahip olduklarını bilmek onları sadece “hayatta kalma” hedefine kilitliyor.

Ağır silahlı Senagal polisi büyük bir BM zırhlı aracı içerisinde üs bölgesinden çıkarak Gao’ya bağlı bir kasabaya düzenleyecekleri operasyonda polis müdürüne eşlik etmek için yerel polis merkezi önünde duruyor.

Onların mevcudiyeti de bir hedef arz ediyor. Avrupa liglerinden futbol karşılaşmaları izleyen Batılı askerleri üs bölgesi dışında göreve göndermek büyük risk ve efor isteyen bir iş.

Son zamanlarda Gao, gittikçe insan kaçakçılığının önemli bir kavşak noktası haline gelmekte. Öte yandan El Kaide tehdidi büyümekte.

El Kaide gruplarından oluşan bir koalisyon ile IŞID, Sahil olarak bilinen ve Sahra'nın güney ucunda binlerce kilometre uzunluğundaki devlet otoritesinden uzak bu bölgenin kontrolünü ele almak için güç mücadelesi veriyor.

Almanya, BM misyonuna en büyük katkıyı sağlayan Batı ülkelerinden biri. Helikopterleri ve insansız uçakları, tedarik konvoylarının günümüzde birkaç hafta süren ikmal yolculuklarını destekliyor. Söz konusu ikmal konvoyları yol üstünde bombalama eylemlerinin yaşanmadığı dönemde birkaç gün sürmekte idi.

 “Asıl sorunumuz bu şiddet olayları ile yüzleşmemiz ve mücadele etmemiz. Kendimizi korumak zorundayız, görevimizi korumak zorundayız, insan sistemini korumak zorundayız ve sivilleri korumak zorundayız, ”diyor Belçikalı BM birlik komutanı General Jean-Paul Deconinck ve ekliyor:

 “Daha donanımlı ve daha iyi eğitimli personellere ihtiyacım var. İnsanları el yapımı patlayıcılar, mayınlar ve benzerlerine karşı korumak için daha fazla araca ihtiyacım var. Ve personelimizin eğitim seviyesini yükseltmemiz gerekiyor. ”

Geçtiğimiz beş yıl içinde, ölen barış gücü askerlerinin isimlerinin yer aldığı bir anıt duvar oluşturuldu ve bugün iki  yeni duvar daha inşa ediliyor.

Bune ek olarak yüzlerce barışgücü görevlisi ciddi şekilde yaralandı. Her geçen gün gerilimin arttığı Mali’ye BM yıllık olarak 1 milyar dolar harcama yapmakta. Bazı kimseler bu emeklerin cihat yanlılarına hedef oluşturmaktan başka ciddi bir katkısı olmadığına inanıyor.

BM barış gücü faaliyetlerine odaklanırken, Fransa ve ABD “anti terör operasyonları” icra etmeye ve El Kaide güçlerini bulup yok etmeye odaklanmış durumda. Yabancı güçler çok hızlı bir şekilde Sahra Çölünü bir çatışma alanı haline dönüştürüyor.

Kaynak: BBC, Mepa News

İlgili Haberler
HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.