Pakistan'ın Beluçlarla gizli savaşı: 20 bin sivilden haber alınamıyor

Pakistan'ın Beluçlarla gizli savaşı: 20 bin sivilden haber alınamıyor

Pakistan'ın Belucistan bölgesinde sivillere yönelik insan hakları ihlalleri uluslararası kamuoyunda adını duyuramıyor.

Uyarı: Haber içeriğindeki görseller rahatsız edici içerik barındırıyor olabilir.

Pakistan'ın güneybatısında yer alan Belucistan'da Pakistan polis ve ordusunun insan hakları ihlalleri ve zorla alıkoymaları devam ediyor. Bölgede bazıları Belucistan özgürlük hareketinin mensupları ve yakınları, bazıları ise sıradan siviller olan kimselerin alıkonulması ve bu kişilerden uzun süre haber alınamaması önemli bir sorun olarak gündeme geliyor.

Pakistan'ın insan hakları ihlalleri

İran ve Afganistan ile sınırı bulunan ve etnik olarak Pakistan’dan ayrılan bölgede, uzun süredir bölge halkı ile Pakistan hükümeti güçleri arasında gerginlik yaşanıyor. Bölgede yaşayan etnik gruplar ağırlıklı olarak Beluçlar ve Peştulardan oluşuyor. Başkenti Kuetta olan bölgenin yaklaşık nüfusu 13 milyon. Yüzölçümü olarak Pakistan'ın önemli bir bölümünü oluşturan Belucistan, uzun süredir Pakistan'ın insan hakları ihlalleri ile anılıyor.

Pakistan güçlerince öldürüldüğü belirtilen siviller:

1948'de tamamen ilhak edildi

1947 yılında kurulan ve Belucistan’ın tamamına yakınını kendisine ilhak eden Pakistan, bağımsız olarak kalan diğer Beluç bölgelerinin üzerine ordu güçlerini yollayarak 1948 yılında kendisine bağlamıştı. Bu yıllardan sonra Belucistan’da günümüze dek gelen ve zaman zaman alevlenen bir direniş dalgası başladı. Geçmişten günümüze bölge çatışmanın ve gerginliğin merkezi oldu. Bu çatışmalar, tıpkı bölgenin hemen kuzeyinde yer alan Peştu aşiret bölgelerinde olduğu gibi Belucistan’da da insan hakları ihlallerini hayatın bir numaralı gündem maddesi haline getirdi.

Sivil toplum kuruluşları oluşturuldu

İnsan hakları ihlalleri öyle boyutlara ulaştı ki bölgede kaybolan, yani Pakistan güvenlik güçleri tarafından alıkonulan ve kendisinden bir daha haber alınamayan kişiler için sivil toplum kuruluşları dahi oluşturmuş durumda. Bu kuruluşların 2014 yılındaki tahminlerine göre, “ortadan kaybolan insanların sayısı yüzlerle binler arasında” olarak tahmin ediliyor. “Kaybolan Beluçlar İçin Uluslararası Ses” adlı insan hakları kuruluşu “2014 yılı itibarıyla 18 bin Beluç’un kayıp olduğunu ve bunlardan iki binden fazlasının ise öldürüldüğünün tahmin edildiğini” açıklamıştı.

Resmi rakamlara göre yalnızca 2002 ile 2005 yılları arasında tutuklanan insan sayısı yaklaşık olarak 4 bin. 2009 yılında ifade edilene göre ise bu kişiler arasından yalnızca iki yüzü mahkemeye çıkarıldı.

20 binden fazla Beluç kayıp

Bölgede zaman zaman yol kenarlarına ya da boş alanlara atılmış cesetlerde bulunuyor ve bu cesetlerin kaybolan kişilere ait olduğu tespit ediliyor. Belirtilene göre bulunan cesetlerde işkence izleri bulunuyor ve bu kişiler öğrenciler, avukatlar gibi toplum kesimlerinden taksi şoförleri ve çiftçilere dek uzanıyor. Bu da insan hakları ihlallerinin ayrımsız bir biçimde tüm bölgeye bir cezalandırma yöntemi olarak uygulandığını gözler önüne seriyor. Bir Avrupa Parlamentosu üyesi olan Marc Tarabella’ya göre “raporlar incelendiğinde alıkonulduktan sonra öldürülen kişilerin sayısının 2 bini aştığı görülüyor.” Yine Beluç Cumhuriyetçi Partisi'nin bir üyesi olan Eşref Sercan'a göre “1999 ile 2015 yılları arasında 20 binden fazla Beluç ortadan kayboldu”, yani Pakistan güvenlik güçleri tarafından alıkonuldu.

Alıkonulan yakınlarının bırakılması için gösteri düzenleyen Beluç kadınlar

Bölge halkı tehdit altında

“Kaybolan Beluçlar İçin Uluslararası Ses” isimli sivil toplum kuruluşunun internet sitesinde; kaybolan ve yargısız infazla kurban giden kişilerin listeleri bir bir yer alıyor ve her gün güncelleniyor. Sitede bu kişilerin yer aldığı sayfalar yüzleri aşıyor. Pakistan hükümet yetkilileri konuya dair açıklama yapmaz ve kaybolan Beluçlar konusunu gündeme getirmezken, uluslararası toplum da bu konudan pek de haberdar değil. Bölgede Pakistan güvenlik güçlerinin keyfi olarak sivilleri gözaltına aldığı, bu sivillerden uzun süre boyunca haber alınamadığı ve yine bu sivillerin aradan geçen belirsiz süreler sonrasında ölü olarak bulunduğu vakalar sıklıkla yaşanıyor. Bölgedeki siviller düzenli olarak protesto gösterileri düzenliyor ancak bu gösterilerde öne sürülen talepler yetkililer tarafından dikkate alınmıyor. Belucistan’da Beluç ve Peştu sivillerin yaşama haklarının ve özgürlüklerinin halen bir güvencesi bulunmuyor. Bölge halkı devamlı bir tehdit altında ve bu durumun değişmesi adına ufukta bir ışık görünmüyor.

Kaynak: Mepa News

İlgili Haberler
HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.