Türkiye-İsrail ilişkileri normalleşiyor mu?

Türkiye-İsrail ilişkileri normalleşiyor mu?

2010'dan bu yana ikili ilişkilerde gerilimin sürdüğü İsrail ve Türkiye, normalleşme için kısıtlı da olsa karşılıklı bazı hamleler yaptı, jest olarak görülebilecek açıklamalarda bulundu.

Ece Göksedef | BBC Türkçe

Mayıs 2018'de büyükelçilerini karşılıklı olan geri çağıran İsrail ve Türkiye arasında karşılıklı jestler Mart sonunda başladı.

Önce, İsrail maslahatgüzarı Roey Gilad, Ankara'da Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nda yetkililerle görüştü.

Görüşmenin içeriğine dair detaylar bilinmiyor ancak iki ülke daha önce, İsrail açıklarındaki Leviathan ve Tamar sahalarındaki doğalgaz rezervinin Avrupa pazarına satışının Türkiye üzerinden sağlanması konusunu masaya yatırmıştı.

Türkiye için İsrail'in tavrı "olumlu bir sinyal"

Bu görüşmenin üzerinden bir aydan uzun süre geçtikten sonra 11 Mayıs 2020'de, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır, Fransa, Kıbrıs ve Yunanistan dışişleri bakanları bir araya gelerek, Doğu Akdeniz'deki enerji işbirliğini görüştü.

Görüşmenin ardından ortaya çıkan ortak bildiride Türkiye'nin Kıbrıs adası açıklarında yaptığı sondaj çalışmaları ve Libya'daki savaşa müdahalesi kınandı; Libya'daki Ulusal Mutabakat Hükümeti ile Kasım 2019'da imzaladığı deniz yetki alanları anlaşmasının "uluslararası hukuka aykırı olduğu" yazıldı.

Bu ülkelerle benzer işbirlikleri bulunan İsrail'in bu toplantıya katılmaması, Türkiye tarafında olumlu bir sinyal olarak görüldü.

Ankara'daki dışişleri yetkilileri, bu bildirinin Ulusal Mutabakat Hükümeti'ne karşı operasyon yürüten Halife Hafter'i destekleyen Mısır, BAE ve Fransa'nın öncülüğünde imzalandığını, İsrail'in Libya'da taraf olmadığını belirtiyor. Ancak yine de "İsrail'in Doğu Akdeniz'deki planların bir parçası olan bu tabloda yer almamış olmasını not ettik" diyorlar.

BBC Türkçe'ye konuşan İsrailli diplomatik kaynaklar ise, "Daha önce Yunanistan ve Kıbrıs'la imzalanan Doğu Akdeniz'deki enerji anlaşmalarına hâlâ sadığız" ifadelerini kullanıyor. Ancak bunun Türkiye ile de ticaret ve enerji işbirliğinin gelişmesine engel olmadığını belirtiyorlar ve ekliyorlar:

"Türkiye ile ilişkilerin gelişmesini her zaman memnuniyetle karşılarız ve büyükelçilerin göreve geri dönmesi için birlikte çalışmaya açığız."

İsrail'in Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı: Hem Türkiye hem İsrail fayda sağlayabilir

Nisan ayında iki ülke arasında yumuşama sinyalleri, insani yardım jestleriyle de görüldü.

Koronavirüs salgını sırasında Filistin'in hem Batı Şeria hem Gazze bölgelerine yardım göndermek için Ankara ile Tel Aviv arasında yapılan görüşmeler sonrası, Türkiye'den gidecek yardımları taşıyan kargo uçağı Tel Aviv'deki Ben Gurion havalimanına indi ve Filistin halkına dağıtıldı.

Hemen ardından İsrail de Türkiye'den tıbbi malzeme ve koruyucu ekipman satın aldı.

Tüm bu gelişmelerin ardından İsrail'in Ankara Büyükelçiliği'ndeki en üst düzey yetkili olan Maslahatgüzar Roey Gilad, 'Halimiz' isimli internet sitesinde yayımlanan makalesinde Türkiye ile İsrail arasındaki işbirliğinin iki ülkenin de çıkarına hizmet edeceğini; daha önce uzlaşılamayan sorunların çözülemeyeceğini; buna rağmen çıkarları korumak için ilişkilerin normalleşmesinin faydalı olacağını yazdı.

Bu çıkarların en başında da İran'ın Suriye'deki varlığını gösterdi.

Gilad, İdlib'de İran'a bağlı milislerin Türkiye'nin desteklediği muhaliflere karşı savaştığını hatırlattı. İran'ın bölgesel rakibi olan İsrail'in, Suriye'deki İran varlığına karşı Türkiye ile işbirliğini yapılabileceğini belirtti:

"İdlib'deki savaş bazı önemli jeopolitik gerçekleri ortaya çıkardı. Bunlardan biri, İran'ın Suriye'deki mevcudiyetinin Türk çıkarlarına ters çalışıyor olmasıdır.

"Türkiye ve İsrail her konuda mutabakata varmak zorunda değiller. İlişkilerimizi normal bir düzeye getirmek için her konuda fikir birliğine sahip olmak durumunda değiliz. Bu normal düzey, Suriye'de de görülebileceği gibi, benzer zorluklarla daha başarılı bir şekilde yüzleşebilmek açısından, hem Türkiye, hem de İsrail'e fayda sağlayabilir."

"Doğalgaz işbirliğiyle doğrudan bağlantısı yok"

Gilad, aynı makalede normalleşmenin iki ülke için ortak çıkarlarını sayarken "enerji alanında işbirliğini" de ekliyor.

Ancak İsrailli diplomatik kaynaklar, bu hamlelerin İsrail açıklarındaki doğalgazın Avrupa pazarına taşınması talebiyle ilgili olmadığını söylüyor ve bu ikisinin doğrudan birbiriyle bağlantılı süreçler olduğuna yönelik haberleri yalanlıyor:

"Enerji işbirliği farklı seviyelerde yetkililer arasında görüşülebilir. 2016'da karşılıklı büyükelçilerin atandığı süreçte de bu tarz bir işbirliği gündeme gelmiş; masaya getirilmişti. Ancak şu an normalleşme süreciyle EastMed (Doğu Akdeniz) Doğalgaz Boru Hattı projesine dair planlar arasında bağlantı kurulması doğru değil."

Türk diplomatik kaynaklar ise, Doğu Akdeniz doğalgazını Akdeniz'in altından Avrupa'ya taşıyacak bir boru hattının işlevsel ve verimli olmayacağının İsrail tarafından da bilindiğini, doğalgaz fiyatlarının da düştüğünü, İtalyan Eni ve Fransız Total enerji şirketlerinin Kıbrıs açıklarında yaptığı çalışmalara ara verdiğini hatırlatıyor ve "Bu şartlar altında doğalgazın Türkiye üzerinden taşınması daha kârlı hale geliyor" diyor.

Ankara: 'Normalleşme için çok erken'

Türkiye, bu jestler ve olumlu hamleler sırasında İsrail'deki hükümet değişikliği sürecini yakından takip etti. Ankara'da, Binyamin Netanyahu'nun yeniden göreve geldiği sırada, Mavi Marmara olayının yıl dönümünde bu hamlelerin özellikle yapılmış olabileceği görüşü hakim.

Türk diplomatik kaynaklar, Başbakan Netanyahu'nun uluslararası hukuka göre yasa dışı olan yerleşim yerlerini İsrail topraklarına katma hedefini gerçekleştirmeye çalışacağını hatırlatıyor ve her ne kadar İsrail bir kapı açmaya çalışsa da, bunun için henüz çok erken olduğunu ve somut bir adım atmak için henüz çok zaman olduğunu belirtiyor.

Netanyahu, 18 ay görevde kaldıktan sonra başbakanlık koltuğunu koalisyon ortağı merkez soldaki Benny Gantz'a bırakacak.

İsrailli kaynaklar ise, Gilad'ın makalesinde yazdığı cümleyi hatırlatıyor:

"Top artık Türkiye'nin sahasında."

İki ülke ilişkileri 2010'dan bu yana nasıl değişti?

Gazze'ye doğru giden Mavi Marmara gemisine 31 Mayıs 2010'da uluslararası sularda İsrail'in düzenlediği ve dokuz Türk'ün ölümüyle sonuçlanan saldırıdan sonra Ankara-Tel Aviv ilişkileri kopma noktasına geldi.

Büyükelçiler geri çekildi, Türkiye normalleşme için şartlar sundu.

Zaman zaman duran ve yıllar süren görüşmelerin sonucunda, Haziran 2016'da iki ülke anlaştı ve yeni atanan büyükelçiler Tel Aviv ve Ankara'da 2016 sonunda göreve başladı.

Ancak Aralık 2017'de ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıdığını ilan etmesi ve ABD Büyükelçiliği'nin Tel Aviv'den Kudüs'e taşıma planı, Türkiye'nin tepkisini çekti.

İsrail'de, büyükelçiliğin açılacağı tarih olan Mayıs 2018'de Filistinlilerin karar tepki için düzenlediği protesto gösterilerinde 60'tan fazla kişi hayatını kaybetti. Türkiye, bu aşamada Tel Aviv'deki büyükelçisi Kemal Ökem'i geri çekti.

İsrail'in de merkeze çağırdığı Ankara Büyükelçisi Eithan Naeh'in bir süre sonra görev süresi doldu. Şu an İsrail'in, sadece titr olarak kalsa bile Ankara Büyükelçisi olarak atadığı bir isim yok.

2018'den bu yana zaman zaman iki ülke arasında yumuşama olduğuna dair haberler çıksa da, gerilim, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında twitter üzerinden sert mesajlar verilmesine kadar gitti.

Bu paylaşımlarda Netanyahu Türkiye'yi "Kıbrıs'ın kuzeyini ve Suriye'yi işgal etmekle" suçlamıştı. Erdoğan ise Netanyahu için "ırkçı bir ülkenin başbakanı" ifadelerini kullanmıştı.

haber-altliklari-001.jpg

İlgili Haberler
Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.