Mahmut Cemil İnce

Mahmut Cemil İnce

STK faaliyetleri Allah yolunda cihada asla denk olamaz

STK faaliyetleri Allah yolunda cihada asla denk olamaz

Son yıllarda başta Türkiye olmak üzere dünya genelinde Müslüman camialar arasında sivil toplum ve insani yardım faaliyetlerine ciddi bir ağırlık verilmeye başlanmış durumda.

Öyle ki şu an bulunduğumuz vasatta sanırım bir insani yardım derneğine veya sivil toplum kuruluşuna (STK) sahip olmayan hiçbir dernek veya vakıf bulunmuyor.

Hatta, kulağıma çalındığı kadarıyla, bazı Müslümanlar "bu asırda İslami mücadelenin yolu hayır kuruluşlarıdır" şeklinde ifadeler öne sürüyorlar.

Açıkça dile vurulsun yahut vurulmasın şu anda birçok Müslümanın bu yönde bir kanaat taşıdığını düşünüyorum. Müslümanlar gerek kendi iradeleri gerekse kendilerine böyle düşünmeyi öğütleyen odaklar sayesinde İslami mücadeleyi STK faaliyetlerine indirgemiş vaziyetteler.

Gördüğüm kadarıyla yeni yetişen Müslüman gençlerin de İslami çalışma denildiğinde aklına STK faaliyetlerinden başka pek bir şey gelmiyor. Bu maalesef ciddi bir model krizi içerisinde olduğumuz anlamına geliyor fakat bu başka bir yazının konusu olabilir.

Bu anlayış ve tavrı tenkit etmeden önce STK faaliyetlerinin, hayır kuruluşlarının şüphesiz büyük bir nimet olduğunu söyleyerek haklarını teslim etmek gerekir. Daha dün evlerinden çıkmaya korkan ve "düşmanlarının kendilerini kapıp götüreceğinden" korkan Müslümanlar bugün yeryüzündeki mazlumlara el uzatmaktadır. Bu faaliyetler, şayet gerçek bir İslami mücadelenin yardımcı unsuru olarak devam ettirilirse, Müslümanlara büyük faydalar sağlayabilirler.

Ancak bugün görünen şey bu faaliyetlerin İslami mücadelenin asıl unsuru haline getirilmesidir. Maalesef sanki STK faaliyetleri Müslümanların maslahatının başıymış gibi davranılmakta, STK'ların maslahatları her şeyin önüne konulmakta, STK faaliyetleri için dünya genelindeki kukla yönetimlerle çalışmaktan dahi geri kalınmamaktadır. Bu çalışmaların kukla yönetimlerce meşruiyet ve maddiyat kaynağı olarak kullanılması ise umursanmamaktadır.

Oysa -kanaatimce- bugün Müslümanların iki temel maslahatı bulunuyor:

- Müslümanların topraklarını hedef alan işgalin bertaraf edilmesi.

- Müslüman topraklarında kurulan kukla yönetimler saf dışı bırakılarak Allah'ın hükmünün yeryüzünde egemen kılınması.

Bu iki maslahatın gerçekleşmesinin Allah yolunda fiilen cihat edilmesiyle elde edilebileceğinde şüphe yoktur. Müslümanlara musallat olan işgalcilerin ve kukla rejimlerin, Allah yolunda kuvvet kullanmadan bertaraf edilmesi mümkün değildir. Süregelen işgalin ve zulmün güç olmadan ortadan kalkabileceği korkunç bir kuruntudan ibarettir. Sanırım bu kuruntunun ne büyük bir yalan olduğu 7 Ekim'den beri Gazze'de yaşananlarla gözler önüne serilmiştir. Müslümanlar cihattan yüz çevirerek isterlerse bin sene boyunca STK faaliyeti yapsın, davette bulunsun, su kuyusu açsın, kurban kessin, zikir çeksin, cami inşa etsin, ilim tahsil etsin, demokratik sistemlerde oy kullansın... Bunların hiçbiri Gazze'yi zulümden kurtaramaz.

Gazze'yi zulümden ancak güç, ancak Allah yolunda cihat kurtarır. STK faaliyetleri ise ancak bu cihat maslahatına destek olacak yan faaliyetler olarak rol oynayabilir. STK faaliyetleri Allah yolunda cihada asla denk olamaz. Bin sene boyunca STK faaliyeti yapılsa dahi bu Müslüman beldelerini kurtarmayacaktır. Allah'ın yeryüzündeki sünnetini iyi idrak etmek ve STK faaliyetleri amaç edinmemek gerekir.

Allahu teala Tevbe Suresi'nin 19'uncu ayetinde şöyle buyuruyor:

"Siz hacılara su vermeyi ve Mescid-i Haram'ın imarını, Allah'a ve ahiret gününe iman eden ve Allah yolunda cihat eden kimsenin işi gibi mi tuttunuz? Allah katında bunlar asla eşit olamazlar. Allah zalimler topluluğunu doğru yola eriştirmez."

Şüphesiz bugün cihat maksadına eklemlenmeden yürütülen STK faaliyetleri, hacılara su vermek ve Mescid-i Haram'ı imar etmek cinsinden şeylerdir. Bunlar muazzam derecede ecri olan ve Allah yolunda büyük öneme sahip amellerdir. Fakat asla Allah yolunda cihat etmekle denk olamazlar.

Gazze dahil tüm İslam beldelerinin kurtuluşu için idrak etmemiz gereken ilk hakikatlerden birisi budur.


Bu değerlendirmede yer alan ifadeler yazarın kendi görüşleridir ve Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Bu yazı toplam 1703 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.
5 Yorum
Mahmut Cemil İnce Arşivi