ABD'de yasalara göre 'savaş ilanı etme' süreci nasıl işliyor?

ABD'de  yasalara göre 'savaş ilanı etme' süreci nasıl işliyor?

ABD Anayasası'nın Birinci Maddesi'ne göre savaş ilan etme yetkisi, Kongre'ye aittir. Anayasa'nın İkinci Maddesi ise başkana silahlı kuvvetlerin başkumandanı olma sorumluluğunu yükler.

ABD Anayasası'nın Birinci Maddesi'ne göre savaş ilan etme yetkisi, Kongre'ye aittir. Anayasa'nın İkinci Maddesi ise başkana silahlı kuvvetlerin başkumandanı olma sorumluluğunu yükler. Anayasa'yı yazanların bu iki yetki alanını ABD hükümetinin erkleri arasında kasıtlı biçimde ayırması, savaşa yönelik düşüncesizce ve tek taraflı olarak atılacak adımları önlemeyi amaçlar.

Hükümetin yasama ve yürütme erkleri, ABD tarihi boyunca bu yetkilerin Anayasa'da ifade ediliş şeklinin yorumu üzerinde çatışmalar yaşadı. Kore ve Vietnam dahil ABD'nin yabancı ülkelere yönelik askeri müdahaleleri arttıkça savaş ilan etme yetkisinin kime ait olduğunu tanımlamak zorlaşmaya başladı. Hatta bazı savaşlar, resmi karar olmadan ilan edildi. ABD Kongresi en son bundan 80 yıl önce, İkinci Dünya Savaşı sırasında resmi savaş ilanı kararı almıştı.

1973 Savaş Yetkisi Yasası savaş ilan etme yetkisi konusunda ne diyor?

Kongre, 1973'te, dönemin başkanı Richard Nixon'ın Kamboçya'da gizli bombardıman yürüttüğünün ortaya çıkması üzerine başkanların yabancı ülkelerde askeri eylemlerde bulunmasıyla ilgili tanımlamanın daha iyi yapılması için Savaş Yetkisi Yasası'nı çıkardı. Yasa, ABD başkanlarının yabancı bir ülkeye asker gönderdikten 48 saat içinde Kongre'yi bilgilendirmesini ve askeri müdahalenin gerekçelerini Kongre'ye açıklamasını öngörüyor.

Yasa uyarınca alınan bu önlemler, hem Kongre hem de Başkan'ın ortak hükmünün ABD askerlerinin yurtdışında konuşlandırılmasıyla ilgili kararlara uygulanmasını sağlıyor. Yasa aynı zamanda Kongre'nin resmi savaş ilanı tasarısını geçirmemesi durumunda başkanların yurtdışındaki askeri müdahaleleri 60 gün içinde sonlandırmasını öngörüyor.

Her iki partiden de başkanlar, Başkan Nixon'ın ”anayasaya aykırı ve tehlikeli” olarak tanımlamasından bu yana yasayı farklı şekillerde yorumladı.

2001 Askeri Güç Kullanma Yetkisi (AUMF) nedir? Şu anki tartışmalarla nasıl ilgili?

11 Eylül 2001 saldırılarını ABD'ye yönelik ”savaş eylemleri” olarak tanımlayan Başkan George W. Bush, Kongre'yle işbirliği yaparak uluslararası terör tehditleriyle mücadele etmeye yönelik eylemlere yeşil ışık yakacak tasarıyı hazırladı.

2001 tarihli Askeri Güç Kullanma Yetkisi, tartışma yaratmaya devam ediyor. Bunun nedeni, Bush, Obama ve Trump'ın yasanın sınırları belli olmayan, geniş kapsamlı terör tehdidi tanımlamasını yabancı ülkelerdeki askeri eylemlere gerekçe göstermek için kullanmaları. Askeri Güç Kullanma Yetkisi, belirli ülkelere ya da belirli noktalarda adı konmamış ülkelere savaş açmayı mümkün kılan diğer yasalardan farklı olarak örgütlere ya da kişilere yönelik müdahalelere de izin veriyor.

Terör tehditlerinin değişen yapısına yanıt vermek ve tehdit unsuru olan kişi ya da varlıkları daha net şekilde tanımlamak için Kongre'den yeni bir Askeri Güç Kullanma Yetkisi geçirme girişimleri şimdiye kadar başarısız oldu. Ancak Kongre, 2002'de ABD'nin Irak'ı işgal etmesinin önünü açacak ikinci bir Askeri Güç Kullanma Yetkisi geçirdi.

Başkan Trump bu yasaları nasıl yorumluyor?

Trump Yönetimi, Kasım Süleymani'ye yönelik hava saldırısına gerekçe olarak 2001 Askeri Güç Kullanma Yetkisi Yasası'na atıfta bulunmasa da Başkan Yardımcısı Mike Pence, General Süleymani'nin 11 Eylül terör saldırılarını düzenleyen bazılarının seyahat etmesine destek verdiği şeklinde yanıltıcı bir Twitter mesajı paylaştı. Başkan Yardımcılığı Dairesi'nden sonra yapılan açıklamada Pence'in İran'ın Afganistan'a giden bazı teröristlerin ülkeden transit geçiş yapmasına izin verdiğini kastettiği belirtildi.

Uzmanlar, Başkan Trump'ın Savaş Yetkileri Yasası altındaki yetkisini kullanarak Süleymani'nin öldürülmesi talimatını verdiğini söylüyor.

Atlantik Konseyi'ndeki Scowcroft Ortadoğu Güvenlik Girişimi Direktörü Kirsten Fontenrose, ”Askeri güç kullanma yetkisi şu anda Ortadoğu'da IŞİD ve IŞİD'e bağlı örgütlere karşı mücadele etmek için kullanılıyor. Bu yetkiler, İran'ın tehdit ağını ve Kasım Süleymani gibilerini kapsayacak şekilde sündürülüyor” şeklinde konuşuyor.

Kirsten Fontenrose, ”Trump Yönetimi, Kasım Süleymani'yi yabancı terörist kategorisine sokmak için çabaladı. Bu da terörle mücadele yetkisini Süleymani'ye uzatır. Böylelikle Trump Yönetimi'nin Kasım Süleymani'yi vurmak için yetkisi olduğunu söylemek mümkün” dedi.

Fontenrose şöyle devam etti: ”Gereken yetki vardı çünkü Trump Yönetimi'nin 2001 tarihli Askeri Güç Kullanma Yetkisi'ni kullanması gerekmiyordu. Başkan'a bir saldırıdan hemen sonra hızla karşılık verme yetkisi tanıyan Savaş Güçleri Yasası, yeterli oluyordu” diyor.

Trump Yönetimi, Kongre'yi, Süleymani'nin öldürüldüğü hava saldırısından 4 Ocak Cumartesi günü haberdar etti. Gerekçe olarak ABD'li personele yönelik planlı saldırıların yakında düzenleneceğine ilişkin istihbarat gösterildi. (Ancak Kongre üyeleri bu istihbaratı yeterli bulmadı. Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi, Kongre'ye verilen gizli bilgilendirmenin ”yanıt vermekten çok yeni soru işaretleri oluşturduğunu” söyledi.

Trump, 5 Ocak'taki bir Twitter mesajındaysa Savaş Güçleri Yasası'nın Kongre'yi bilgilendirmekle ilgili olarak getirdiği zorunluluklara değindi. Trump, Twitter mesajında, ”Bu medya paylaşımları ABD Kongresi'ni İran'ın herhangi bir ABD'liyi ya da Amerikan hedefini vurması durumunda ABD'nin hızla ve tam olarak yanıt vereceği, hatta belki bunun orantısız olacağıyla ilgili bilgilendirme niteliğindedir. Bu tür bir hukuki bildiri zorunlu olmasa da yine de verilmiştir!” ifadelerini kullandı.

İlgili Haberler
Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.