Donald Trump'ın kızı Ivanka Trump ve damadı Jared Kushner, işgal altında olan Kudüs'teki Washington büyükelçiliğinin açılışında ABD yönetimini temsil etmek için rastgele veya kazara seçilmediler. İkisi de hem Yahudi hem de en aşırı Siyonist eğilimleri savunuyorlar. Özel bir toplantıda üyelerini bir araya getiren bir aile toplantısındaymış gibi davrandılar. 

Kushner'in konuşması, İsrail Başbakanı Netanyahu'nun konuşmasından farksız, saf bir Siyonist konuşmasıydı. ABD yetkilileri tarafından kullanılan diplomatik dil ve deyimlerden yoksundu. Böylece başarısız ve yozlaşmış iş adamı, sanki babasının malıymış gibi Kudüs'ü İsrail'e başkent teslim etti. 

Bütün kartlarını Netanyahu'nun cebine koyan Washington, hiç bu kadar cüretkar ve maceracı davranmamıştı. Netanyahu ve eşi yolsuzluk skandallarıyla boğuşurken bir yandan da bir süper gücü bölgedeki yıkıcı bir savaşa açıkça sürüklemek istiyor. Aynı zamand en çirkin katliamlardan birini gerçekleştirip silahsız ve savunmasız Filistinli sivilleri öldürüyorlar.

Geçtiğimiz birkaç hafta boyunca ve özellikle de geçen Pazartesi günü Gazze sınırında tanık olunan vahşet düzeyi, İsrail hükümetine verilen ABD koruması olmasaydı olmazdı. Kushner Kudüs'te sinsice gülerken ve ellerinde Filistinlilerin kanı olan Netanyahu ile hükümetini överken yüzlerce insan İsrail askerleri tarafından öldürüldü ve yaralandı. 

Trump'ın başkan olmasından yalnızca aylar önce Kushner, çökmekte olan şirketini kurtarmak için Körfez başkentlerinde dolaşıp iş anlaşmaları için yalvarıyordu. Şimdi istediği gibi para harcayan, Filistin'i ve insanların sorunlarını pazarlayıp ticaretini yapan bir Siyonist fatih olarak geri döndü. 

Kara Pazartesi sonrası bölgede barışçıl bir süreç işlemeyecek. Ne o gün şehit edilen onlarca kişinin cenazesi ne Kushner'in konuşması çatışmaların sonu olmayacak. Aksine buna inananlar saftır. Filistin halkının meşru özgürlük ve bağımsızlık haklarını elde etmemesi halinde, on yıllardır süren bu mücadele sona ermeyecek.

Filistinlilerin acısına son vermezse "yüzyılın anlaşması" barış getirmeyecektir. Kushner bölgenin tarihinin cahili ve hayalperesti. Cinayet, işgal ve kuşatma yıllarına rağmen Filistinliler topraklarını terketmedi ve Büyük Dönüş Yürüyüşüne liderlik edenlerin binlercesi gençler ve çocuklardan oluşuyor. Bu nesiller büyüyecek ve ne affedecek ne de unutacaklar. 

Tarihin ilerleyişi, Filistin halkının egemenliği ve özgürlüğü olmadan devletsiz kalmasına asla izin vermeyecektir. Filistinliler neden aşağılanmayı ve işgali kabul etmek zorunda olsun ki?

Krushner tarih tarafından unutulacak açgözlü bir iş adamı ve insanlar onun isteklerine tabi olmayacaklar. Arap dünyasında kaos hakim ve durum çok vahimken, Filistinliler de zor günlerden geçecek. Ancak bölge ve Filistin meselesi daha kötü gitmesine rağmen henüz hiç kimse teslim olma anlaşmasına imza atmaya cesaret edemedi. 

Washington’ın İsrail’e karşı bu kör iyilik severliğinden kazandığı her şey bölgedeki aşırıcılığı ve düşmanlığı arttırdı ki bunun bedelini de insanlar terörizm ve katliamlarla ödüyor. Amerika ne zaman anlayacak? Ne zaman gerçeği anlayıp aptalca ve zararlı politikaları uygulamaktan vazgeçecek?

Çeviri: Mepa News

Bu makalede yer alan görüşler yazara aittir ve Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.