BM: Afganistan'dan Türkiye'ye büyük bir göçmen akını gerçekleşmedi

BM: Afganistan'dan Türkiye'ye büyük bir göçmen akını gerçekleşmedi

Birleşmiş Milletler (BM) Uluslararası Göç Örgütü'nün (IOM) Genel Müdür Yardımcısı Amy Pope, göreve başlamasının ardından Türkiye'yi ziyaret etti.

BM'deki görevinden önce ABD'de, Barack Obama döneminde Ulusal Güvenlik Konseyi'nde yer almış, ABD Başkanı Joe Biden'ın ise göçmenlik başdanışmanlığı görevini yürütmüş olan Pope, ziyaretinde Ankara ve Gaziantep'te çeşitli görüşmeler gerçekleştirdi.

Pope, ziyareti sırasında BBC Türkçe'nin sorularını yanıtladı.

Pope, Suriye'deki mevcut durumun mültecilerin kitlesel dönüşü için uygun olmadığını belirtti. Afganistan'dan Türkiye'ye son aylarda yaşanan göçlerle ilgili olaraksa, büyük bir göç dalgası yaşanmadığını söyledi.

Türkiye içinden, göçmen kriziyle ilgili uluslararası kamuoyu ve Batı ülkelerine yönelik eleştirileri hatırlattığımız Pope, uluslararası toplumun Türkiye'yi daha fazla desteklemesi ve mültecilere ev sahipliği yapmada sorumluluğu paylaşması gerektiğini belirtti.

'Afganların çoğu ülkelerinde kaldı'

Geçtiğimiz aylarda, uluslararası güçlerin Afganistan'dan çekilmesi sürecine paralel olarak Taliban güçlerinin önce adım adım ülkedeki farklı eyaletleri kontrol altına alması, sonra da iktidarı ele geçirmesi, Afganistan'dan bölge ülkelerine büyük bir göç dalgası yaşanması ihtimalini gündeme getirmişti.

Afganistan'dan ülke dışına göç hareketiyle ilgili son durumu sorduğumuz Pope, dışarıya büyük bir göç dalgası yaşanmadığını belirtti:

"Mevcut bulgular, Afganların çoğunun şimdilik ülkelerinde kaldığını gösteriyor. Bununla birlikte, gelecekte bir insani felaket yaşanmasının önüne geçmek için acil olarak ele alınması gereken ciddi sorunlar var. Bu durum, kışa girmekte olduğumuz için daha da ağır bir hale gelecek. Afganistan'a sırtımızı dönemeyiz. Afganların en azından temel ihtiyaçlarının karşılanmasını sağlamak için hep birlikte çalışmalıyız."

Pope, IOM olarak hem ülke içinde yer değiştiren Afganlar için çeşitli yardım projeleri yürüttüklerini hem de ülke dışına çıkan Afganlar için çalışmalar gerçekleştirdiklerini, en hassas konumdaki göçmenlerin ise sınırdan İran ve Pakistan'a geçmeye çalışan kayıtsız Afganlar olduğunu söyledi.

IOM yöneticisi, bu iki ülkenin Afganistan sınırlarında göçmenlere geçici barınma, yemek, ulaşım gibi hizmetler sunmak amacıyla sekiz adet karşılama ve geçiş merkezi kurduklarını aktardı.

Pope, yatırım olmaması durumunda ülkenin ekonomik olarak çökme, sosyal-ekonomik ve güvenlik şartlarının daha da kötüleşmesi riskiyle karşı karşıya kalacağını belirttikten sonra ekledi:

"Bunun etkileri Afganistan'la sınırlı olmayacaktır. Uluslararası toplum olarak, ülke içinde daha fazla yer değiştirme ve daha büyük nüfus hareketlerinin olasılığını kabul etmeli ve bunun üzerine eğilmeliyiz."

'Afganistan'dan Türkiye'ye büyük bir göçmen akını gerçekleşmedi'

Afganistan'da yaşanan siyasi gelişmeler, yıllardır bu ülkeden göçün yaşandığı Türkiye'de de kaygı yarattı ve ülkenin Doğu sınırlarının geçmişe göre çok daha büyük bir düzensiz göç hareketiyle karşılaşabileceği olasılığı gündeme geldi.

Pope, Türkiye'nin son aylarda büyük bir göç dalgasıyla karşı karşıya kalmadığını belirtiyor:

"Afganlar geleneksel olarak hareket halinde olan bir halk. Bu, yeni bir durum değil. Türkiye, özellikle Sovyet işgalinden bu yana geçen son 30 yılda Afganlar için ortak bir varış yeri olageldi. Birçoğu Türkiye'de doğan Türkiyeli Afganlar, dünyadaki Afgan diasporasının bir parçası.

Çatışmalar ve diğer göç faktörleri, belirli aralıklarla Afganların ülkelerinden ayrılmalarına neden oldu. Ancak son aylarda büyük bir akın gerçekleşmedi. Yer değiştirme şimdiye kadar Afganistan'ın içinde yaşandı. Ancak geleceğin ne getireceğini bilmiyoruz. Bu nedenle, en acil insani sorunlara yanıt vermek için hükümetler ve uluslararası toplumla birlikte çalışmamız gerekiyor."

'Suriye'deki durum mültecilerin kitlesel olarak dönüşü için henüz uygun değil'

Türkiye'de son aylarda, Suriyeli göçmenlerle ilgili tartışmalar da derinleşti.

Ağustos ayında Ankara'nın Altındağ ilçesinde, Türk vatandaşı bir gencin iki Suriyeli tarafından öldürülmesi ardından Suriyelilerin ev ve işyerlerine saldırılar yaşandı.

Yine yaz aylarında, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, iktidara geldiklerinde Suriyelileri ülkelerine uğurlayacaklarını söyledi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise Eylül ayında, "Başta Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'yle, Suriyeliler başta olmak üzere mültecilerin ülkelerine döndürülmesi için çalışmalarımız var" açıklamasını yaptı.

Bu da hükümetin de Suriyelilerin geri gönderilmesini daha fazla gündemine aldığı yorumuna neden oldu.

Suriyelilerin ülkelerine geri gönderilmesi tartışmasını sorduğumuz Pope, ülkedeki şartların bunun için uygun olmadığını söylüyor:

"Türkiye, dünyanın geri kalanına, hayatta daha az şanslı olan insanlarla dayanışmanın ne anlama geldiğini gösterdi. Hiç kimse, Türkiye'nin milyonlarca acil ihtiyaç sahibi insana emniyet ile güvenlik sağladığı ve onları konuk olarak ağırladığı gerçeğini görmezden gelemez. Türkiye, birçok yetişkini işgücüne sokmuş, çocukları okula göndermiş, hastalara sağlık hizmeti sunmuş ve yabancı olarak ülkeye gelenlere uyum fırsatı sağlamıştır.

Suriye'deki durum mültecilerin kitlesel olarak dönüşü için henüz uygun değil. Bu yüzden, uluslararası toplumdaki bizler, başka insani sorunlarla karşıyken bile, geçtiğimiz 10 yılda epey ustaca taşıdığı orantısız ağır yükle baş edebilmesi için Türkiye'ye yardım çabalarımızı büyük ölçüde arttırmalıyız."

'Mültecilere ev sahipliği yapmanın sorumluluğunu paylaşmak, uluslararası toplumun bir sorumluluğudur'

Türkiye'de hükümet yetkilileri, Batılı ülkeleri, göçmen meselesine güvenlik penceresinden bakmak ve göçmenleri Avrupa'nın kapısında tutmaya çalışmakla eleştiriyor.

Bu eleştiriler, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yazdığı "Daha Adil Bir Dünya Mümkün" isimli kitapta da yer alıyor. Erdoğan, Kitapta bu konuda BM'yi de eleştiriyor.

Pope, bu eleştirilerle ilgili sorumuza şu yanıtı veriyor:

"Dünyada çok az ülke, Suriye krizinin etkisini Türkiye kadar hissetmiştir. Türk hükümeti, ortadaki göçmen krizinin büyüklüğüne yanıt vermek amacıyla yaratıcı tedbirler aldı; göçü daha iyi yönetmek ve göçmenlere koruma sağlamak için yeni yasalar ve politikalar benimsedi. Diğer ülkelerin, Türkiye'nin yaklaşımından öğrenebileceği çok şey var."

Türkiye'de muhalefet ise sık sık "Neden Batılı ülkeler de Türkiye kadar Suriyeli göçmeni kabul etmiyor?" sorusunu soruyor ve iktidarı da göçmen meselesini Batı ile müzakereler ve ekonomik yardım alımı için bir araç olarak kullanmakla eleştiriyor.

Pope, bu eleştirilerle ilgili sorumuza yanıt verirken şunları söylüyor:

"Türkiye'yi desteklemek ve mültecilere ev sahipliği yapmanın sorumluluğunu paylaşmak, uluslararası toplumun bir sorumluluğudur. Dünya, gözünü Afganistan'a doğru çevirirken bile yerlerinden edilmiş ve Türkiye'de sığınma ve daha iyi bir hayat arayışı içinde olan Suriyelileri unutamayız."

'Düzensiz göçü önlemek için Türk hükümetiyle projeler üzerine çalışıyoruz'

IOM'in Türkiye'deki göçmenlerle ilgili hangi projeleri yürüttüğünü sorduğumuz Pope, çok farklı programlar yürüterek göçmenler alanında hükümete destek sunduklarını anlatıyor.

Pope, örnek olarak göçmenlerin Türk toplumuna uyumunun bunlardan biri olduğunu, bu kapsamda Suriyelilerin ve diğer göçmenlerin sosyo-ekonomik entegrasyonunu kolaylaştırmak amacıyla projeler yürüttüklerini, belediyelerle de çalışarak göçmenlerin ve Türk ailelerin bir araya geldikleri toplum merkezleri oluşturduklarını anlatıyor.

Pope, halihazırda Türk yetkililerle birlikte, düzensiz göçü kontrol altına almayı amaçlayan projeler üzerinde de çalıştıklarını söylüyor ve şöyle devam ediyor:

"Sürekli yeni projeler üretiyoruz. Şu anda, hükümeti, havaalanları gibi giriş noktalarında düzensiz göçü azaltması çabalarında nasıl destekleyebileceğimizin seçeneklerini araştırıyoruz."

Kaynak: BBC Türkçe

twtbanner-001.jpg

İlgili Haberler
Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.