Dağlık Karabağ ateşkesi ne anlama geliyor?

Dağlık Karabağ ateşkesi ne anlama geliyor?

Dağlık Karabağ'daki çatışmalarda Ermenistan ve Azerbaycan arasında varılan ateşkes anlaşması ne anlama geliyor?

Dağlık Karabağ'da Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki çatışmalar devam ederken, iki ülke dışişleri Bakanları Rusya'nın başkenti Moskova'da bir araya geldi. Görüşme sonrası Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, ateşkes ilan edildiğini açıkladı.

Ateşkes esnasında her iki taraf arasında esir ve cenazeler takas edilecek.

Rusya'da varılan ateşkes bildirisinde dört madde dikkat çekiyor:

  • Ateşkes 10 Ekim saat 12:00’de başlayacak
  • Ateşkese ilişkin somut parametreler ileriki tarihlerde açıklanacak
  • Minsk Üçlüsü (ABD, Rusya, Fransa) başkanlığında taraflar masaya oturacak
  • Müzakere formatı değişmeyecek.

Ateşkes metninde Azerbaycan ordusunun Dağlık Karabağ'da şu ana kadar aldığı topraklardan geri çekilmesi gerektiği yönünde bir ifade bulunmuyor. Ancak Ermenistan ordusunun Dağlık Karabağ topraklarından geri çekilmesine de atıfta bulunulmuyor.

"Türkiye'nin masanın dışında bırakıldığı doğru değil"

Erivan ile Bakü arasında varılan ateşkes anlaşmasının Ermenistan'a yaradığı ve Türkiye'nin müzakere masasının dışında kaldığı yorumları var.

Özellikle milliyetçi kesimlerin bu görüşü dile getirdiğini ancak kendisinin buna katılmadığını belirten Doç. Dr Hakan Güneş, "Türkiye'nin burada dışarıda bırakıldığını söylemek doğru olmaz. Rusya zaten Ermenistan ve Azerbaycan dışında en güçlü üçüncü taraf konumunda. Türkiye'de Minsk grubu üyelerinden biri olarak masada yer almaya devam edecek." diyor.

Ateşkesin biraz erken geldiğini bunun da sürpriz olarak görüldüğüne dikkat çeken Doç. Dr. Hakan Güneş, ateşkesin esir takasına imkan verecek geçici süre olduğunu söylüyor. Dr Güneş, Türkiye'nin memnuniyetinin ateşkesin bundan sonraki seyrine bağlı olduğunu ve Rusya'nın bölgede barışın sağlanmasına aracılık etmesi halinde bu durumun ekonomik olarak Türkiye'ye yarayacağı görüşünde.

Doç. Dr Güneş, İlham Aliyev'in çatışmalar sonrası Azerbaycan'daki popülaritesinin en yüksek seviyeye çıktığını belirterek, "Aliyev'in ateşkesi kabul ediyor olması Azerbaycan kamuoyunda bir dalgalanma oluşturabilir." görüşünü dile getirdi.

Kafkasya uzmanı Azeri gazeteci Ceyhun Aşirov, ateşkesle birlikte önümüzdeki 72 saatin çok kritik geçeceğini söylüyor.

Asirov, Moskova'da varılan ateşkes metninin dördüncü maddesinde belirtilen 'müzakere formatının değişmeyeceği' maddesinin, başka bir tarafın masaya oturmayacağına işaret ettiğini ve bunun da Türkiye'yi müzakere masasının dışında bırakmayı amaçladığı görüşünde.

"Kimlerin masaya oturacağı teyit edildi"

Rusya uzmanı Aydın Sezer ise sosyal medya hesabından, Dağlık Karabağ konusunda varılan ateşkes ile kimlerin masaya oturacağının teyit edildiğini belirtiyor. Sezer, ateşkes ile ilgili değerlendirmesinde "Rusya, belki de bizim baskımız, girişimlerimiz ve desteğimiz sayesinde oluşturulan çok taraflı AGİT - Minsk grubunu bir kez daha yine sayemizde tercih zorunda kaldı. 27 Eylül'de çatışmalar başladığında, "sahada ve masada" söylemi yerine farklı bir söylem geliştirebilirdik. Minsk grubunun dağıtılmasına oynayabilirdik" diyor.

Sezer, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda ayrıca "Önce Suriye'de, sonra Libya'da daha sonra da Doğu Akdeniz'de, gerçek milli çıkarlarımız yerine, iç politikada alıcı bulacak söylemlere göre hareket ettiğimiz için, şimdi Dağlık Karabağ'da da aynı sonuçla karşılaşma ihtimali belirti." değerlendirmesinde bulundu.

"Rusya'nın istediği yere kadar gidileceği ortaya çıktı"

Rusya uzmanı Kerim Has ise, Ankara hariç, sürece etkisi olan önemli uluslararası güçlerin savaşın durdurulması ve müzakerelerin yeniden başlaması hususunda baskı yaptığını belirterek, "Hem Azerbaycan hem Ermenistan tarafının savaşı ancak Rusya'nın istediği sınırlara kadar sürdürebileceği anlaşıldı. İkincisi, Rusya’nın Batılı ülkelerle birbirlerinin pozisyonuna yakın oldukları eski Sovyet coğrafyasındaki tek çatışma bölgesinin Dağlık Karabağ olduğu bir kez daha tecrübe edildi." dedi.

Bundan sonra ne olacak?

Bundan sonraki süreçte silahların yeni bir çatışmaya kadar geçici olarak susacağını ve bu süreç içerisinde müzakerelerin başlayacağını belirten Has, "Ermenistan'ın Dağlık Karabağ çevresinde işgal altında tuttuğu yedi bölgeden birkaçını Azerbaycan'a geri vermesiyle başlayacak aşamalı bir plan yeniden müzakere edilecek. Ancak bu müzakerelerin hemen sonuç vereceğini zannetmiyorum. Pazarlıklar, Dağlık Karabağ'ın statüsü konusunda yine çıkmaza girebilir." diyor.

Ankara'nın masada yer almamasının, Dağlık Karabağ sorununa doğrudan taraf olmasına bağlayan Kerim Has, bölgeye 'cihatçıların' taşınması iddialarının Türkiye'yi, Rusya açısından “istikrar bozucu ülkeler” kategorisine soktuğunu belirterek, "Savaşla geçen iki hafta boyunca Putin’in bir kez dahi olsa konuyu Erdoğan'la görüşmemiş olması, Ankara'nın, Rusya’nın “arka bahçesi” olarak gördüğü Kafkasya’da “sinir uçlarına” dokunduğunu gösteriyor. Moskova'nın NATO üyesi Türkiye’yi Kafkasya’da “çözümün bir parçası” görmek isteyeceğini zannetmiyorum. Kaldı ki, Rusya’nın Dağlık Karabağ sorununa oldukça işlevsel baktığını, sorunun çözümünden ziyade tarafların Moskova’ya bağımlılıklarının sürdürülebilir olmasına odaklandığını düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu.

tg-003.jpg

İlgili Haberler
Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.