Gazze'de Hristiyanlığın kısa tarihi

Gazze'de Hristiyanlığın kısa tarihi

Gazze'nin dünyanın en eski Hıristiyan yerleşim yerlerinden bazılarına ev sahipliği yapmakta olduğu biliniyor.

İsrail'in Gazze'deki beşinci yüzyıldan kalma Aziz Porphyrius Kilisesi'ne düzenlediği saldırı, dikkatleri kuşatma altındaki Filistin bölgesinin Hıristiyan nüfusuna çevirdi.

Kilise kompleksindeki bir sosyal hizmetler ek binasının bombalanması sonucu en az 18 kişi hayatını kaybetti. Hem Müslümanlar hem de Hıristiyanlar, hem tarihi ve dini önemi nedeniyle Gazze'nin diğer bölgelerini etkileyen katliamın bir parçası olmayacağını umarak kiliseye sığınmıştı.

Tarihi Filistin'in bir parçası olarak Gazze'deki Filistinli Hıristiyanların tarihini, işgal altındaki Batı Şeria, Kudüs ve İsrail'deki Filistin toplumu içerisinde inançlarını paylaşanlardan ayırmak mümkün değildir.

Bu bölge Hıristiyanlığın doğduğu yerdir ve İncil'in Eski ve Yeni Ahit bölümlerinde yer alan pek çok olayın geçtiği yer olarak da bilinir.

Gazze'deki Filistinli Hıristiyanlar, oradaki diğer Filistinliler gibi, kendilerini Filistin ulusundan ayrı görmemektedir.

Bununla birlikte, Gazze'ye özgü benzersiz bir Hıristiyan tarihi vardır. Gazze'de binden biraz fazla Hıristiyan kalsa da, bölge Hıristiyanlığın gelişiminde özel bir öneme sahiptir.

Gazze, Yeni Ahit'te Elçilerin İşleri 8. bölümde ismen anılmaktadır: Bu bölümde "Müjdeci Filipus'un Kudüs ve Gazze arasındaki yolda Etiyopyalı bir adamı vaftiz ettiğinden" bahsedilmektedir.

"Rabbin bir meleği Filipus'a, 'Kalk, Yeruşalim'den Gazze'ye inen yol boyunca güneye doğru git' dedi. Burası bir çöldür," diye yazar ilgili ayet.

Ayrıca sadece yerel olarak değil, genel olarak Hıristiyanlar için önem taşıyan birkaç tarihi Hıristiyan mekânı da vardır.

Perşembe akşamı İsrail saldırısının gerçekleştiği Aziz Porphyrius Kilisesi, Filistin'deki en önemli dini mekanlardan biridir.

Adını beşinci yüzyılda yaşamış bir piskopostan alan kilise, bölgede ayakta kalan en eski ibadet yerlerinden ve dünyanın en eski kiliselerinden biridir.

Kilise ilk olarak MS 425 yılında inşa edilmiş ve daha sonra 12. yüzyılda Haçlılar tarafından yeniden restore edilmiştir. Mevcut yapının büyük bir kısmı o döneme aittir.

Gazze'deki bir diğer önemli Hıristiyan bölgesi de yakınlarda bulunan ve daha da eski olan Tell Umm Amer manastırıdır.

Günümüzde büyük ölçüde harabe halinde olan dördüncü yüzyıl yapısı bir eski kiliseler, bir vaftiz salonu, bir mezarlık ve mahzeni içeriyordu.

Kilise, Mısır ile Filistin ve Suriye de dahil olmak üzere Levant toprakları arasında seyahat edenler için bir ibadet yeri olarak hizmet vermiştir.

Bölge, manastırcılığın öncüsü olan dördüncü yüzyıl Filistinli keşişi Aziz Hilarion'un doğum yeri olmasıyla da dikkat çekmektedir.

Hristiyanlığın yayılması

Bu ilk kilise ve manastırların varlığı ve İncil'deki referanslar, Gazze'de Hıristiyanlığın bölgedeki inancın gelişimiyle eş zamanlı olarak ortaya çıktığını göstermektedir.

Ancak inancın yaygın olarak benimsenmesi beşinci yüzyıla kadar gerçekleşmemiştir.

Akademisyen Nicole Belayche'ye göre, beşinci yüzyıldan önce Gazze'deki pagan kültlerinin gücü "tartışılmaz" boyutta.

Christian Gaza in Late Antiquity adlı kitabındaki makalesinde, Porphyrius, Gazze piskoposu olarak atandığında, Hıristiyan nüfusun "20.000 ila 25.000 arasında olduğu tahmin edilen toplam nüfus içerisinde üç yüzden az" olduğunu yazıyor.

Gazze'nin kitlesel olarak Hıristiyanlığa geçişi beşinci yüzyılda Doğu Roma İmparatorluğu'nun halefi olan Bizans İmparatorluğu'nun himayesinde başladı.

Yukarıda bahsi geçen makalede, süreçle ilgili olarak "Bu, imparatorluk müdahalesine başvurmayı gerektiren zorlu bir süreçti" diye yazıyor.

Belayche, başlangıçtaki isteksizliğin Porphyrius gibi kutsal kişilerin çabaları ve yerel ritüellerin kilise ayinlerine dahil edilmesiyle aşıldığını belirtiyor.

Hıristiyanlık altıncı yüzyılın sonunda geniş çapta benimsenmiş olsa da, yeni bir baskın dinin ortaya çıkması uzun sürmemiştir.

Gazze Şehrinin Tarihi adlı kitabında, 19. yüzyılın sonlarında yaşamış Yahudi-Amerikalı akademisyen Martin A. Meyer şöyle yazmaktadır: "Yeni inanç, İslam onu dünyanın bu bölgesinden sonsuza dek silip süpürmeden önce kendini kabul ettirmek için ancak yeterli zamana sahipti."

Meyer'in ifadesi abartılıdır ancak Arap fethini takip eden yüzyıllar boyunca bölge nüfusunun büyük bir kısmının İslam'a geçtiği gerçeğine değinmektedir.

Gazze bölgesinde hala küçük bir Hıristiyan azınlık kalmıştır ve bu azınlık yüzyıllar boyunca varlığını sürdürmüş ve 12. yüzyılda Haçlı yönetimi altında kısa süreli bir gelişme yaşamıştır.

Modern Hıristiyanlık

Diğer Filistinliler gibi bölgedeki Hıristiyanların çoğu da 1948'de İsrail devletinin kurulması sırasında evlerinden zorla çıkarıldı.

Sonuç olarak, Gazze'deki Hıristiyan nüfus on yıllar içinde daha da azaldı ve bu eğilim Nekbe'den sonra da devam etti.

Guardian'a göre 1960'ların ortalarında Gazze'de 6.000 Filistinli Hıristiyan vardı ve bu sayı bugün 1.100'e düşmüş durumda.

Kuşatma altındaki bölgedeki Hıristiyanların çoğu bugün Rum Ortodoks Kilisesi'ne bağlıyken, azınlıklar Baptist ve Katolik kiliselerini takip ediyor.

İsrail'in Gazze'ye yönelik kuşatmasının başladığı 2007 yılından bu yana Hıristiyanlar, Müslüman komşularının yaşamak zorunda kaldığı benzer dolaşım kısıtlamalarıyla karşı karşıya kaldı.

Batı Şeria ve Kudüs'teki daha büyük Hristiyan topluluklarından koparılan inanç mensuplarının dini günleri için bu bölgelere seyahat edebilmeleri için İsrail'den izin almaları gerekiyor.

İsrail 2021 yılında Gazze'deki Filistinli Hristiyan nüfusun yaklaşık yarısına Noel ayinlerine katılmaları için izin verdi.

Geçtiğimiz dönemde İsrail'in Gazze'deki Hristiyanların Kudüs'teki Paskalya ayinlerine katılmaları için verdiği 700 izni iptal etme kararında da görüldüğü üzere, ayinlere katılma hakkı hiçbir şekilde garanti altında değil.

İsrail benzer şekilde Gazze'de yaşayan ve Noel'i bölge dışında, işgal altındaki Batı Şeria'da ya da başka bir yerde geçirmek isteyen 260 Filistinlinin izin başvurusunu da reddetti.

Sayıları az olmasına rağmen Gazze'deki kiliseler, çatışma dönemlerinde ibadethanelerin İsrail tarafından saldırıya uğramayacağı umuduyla kapılarını her inançtan insana sığınmaları için düzenli olarak açmıştır.

Bu umutlar, İsrail'in Aziz Porphyrius Kilisesi'ne yönelik son saldırısının ardından hızla azalabilir.

Kaynak: Mepa News, Middle East Eye

wp.gif

İlgili Haberler
Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.