İsveç'teki Yemen barış görüşmelerinde 5 soru

İsveç'teki Yemen barış görüşmelerinde 5 soru

Yemen'de İran destekli Husiler ile Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin desteklediği hükümet güçleri, 4 yıldan uzun süredir devam eden savaşı bitirmek için masaya oturdu.

Daha önce Aralık 2015'te taraflar ilk kez süresiz ateşkeste anlaşmış ancak iki taraflı ihlâller sonucu kısa bir süre sonra Ocak 2016'da anlaşma çökmüştü. Birkaç denemenin ardından ilk kez Nisan 2016'da Cenevre'de başlayan görüşmeler aynı yıl Ağustos ayında, yönetimde sandalye isteyen Husilerin çekilmesiyle sonuçlanmıştı.

Yine Birleşmiş Milletler (BM) öncülüğünde, bu kez İsveç'in başkenti Stockholm'un kuzeyindeki Rimbo kasabasında başlayan görüşmeler "dönüm noktası" olarak değerlendiriliyor.

Kaşıkçı cinayeti etkili oldu mu?

Suudi Arabistan'ın Mart 2015'te Yemen'e yönelik başlattığı operasyonlar, yaklaşık 7 bini sivil en az 55 bin kişinin ölümüne sebep oldu. Çatışmaların yanı sıra açlık, hastalık gibi sebeplerle ölenlerin sayısı da binleri buluyor. Ülkedeki 22 milyonluk nüfusun tamamı insani yardıma muhtaç. 15 milyon kişi yiyeceğe ulaşmakta zorluk çekiyor, en az 65 bin kişi de açlık sınırında. Yaşanan insani kriz, uluslararası camianın bir süredir Suudi Arabistan'a yönelik baskıyı artırmasına yol açıyor.

Gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın, 2 Ekim'de İstanbul'daki Suudi Arabistan Başkonsolosluğu'nda öldürülmesiyle ilgili ikna edici bir açıklama gelmemesi de, Riyad'a yönelik "Yemen'de ateşkes" baskısını artırdı. ABD Senatosu'nda Suudi Arabistan'a yönelik askeri yardımın kesilmesi için sesler yükselirken; Almanya, Danimarka ve Finlandiya da bazı silah anlaşmalarını askıya aldı.

BM kısa vadede ne hedefliyor?

Uzun süreli ateşkes gibi hedeflerle masaya oturulan daha önceki görüşmeler çözümsüzlükle sonuçlandığı için, BM Yemen Temsilcisi Martin Griffiths bu kez ilk aşamada masaya kısa vadeli birkaç hedef koydu. Bunların sağlanması halinde uzun süreli ateşkesin önü açılacak. Son aşamada, kalıcı barış görüşmeleri başlaması planlanıyor.

Kısa vadeli hedeflerin ilki, yaklaşık 150 bin sivilin mahsur kaldığı ve insani krizin büyük oranda baş gösterdiği liman şehri Hudeyda'da ateşkes ilan ederek BM'nin, limanın yönetiminde yer alması. Hudeyda Limanı, insani yardımların ülkeye ulaşması için de kritik önemde. Ardından geniş çaplı bir esir değişimi yapılması geliyor.

Son olarak da Husilerin kontrolünde bulunan başkent Sana'daki havalimanının yeniden uçuşlara açılması ve bunun karşılığında Yemen hükümetinin Husilerin kontrolündeki bölgelerde de maaş ödemeye başlaması hedefleniyor.

Hangi güven arttırıcı önlemler alındı?

Bir süredir hem Husilerle hem Yemen hükümetiyle yakın çalışan BM Yemen Temsilcisi Martin Griffiths, tarafları masaya getirebilmek için güven artırıcı önlemler üzerine çalıştı. Binlerce ailenin beklediği esir değişimi için ilk adım atıldı. Taraflar, belli sayıda esirin geri gönderilmesi üzerinde anlaştı.

Çözümün önündeki riskler neler?

Sahada çatışan gruplara destek veren bölgesel güçler, yani savaşın asıl tarafları olan İran, BAE ve Suudi Arabistan masada değil.

En büyük risk, karşılıklı olumlu adımların atılmasıyla başlayan görüşmelerin çökmesi halinde daha kanlı sonuçlara yol açması.

Örneğin görüşmeler başlamadan sadece birkaç saat önce, Yemen hükümeti Husilerin Hudeyda kentinden tamamen çekilmesini ve kontrolü yeniden hükümet güçlerine vermesini talep etti. Hükümet, Husilerin bu liman üzerinden silah ve para yardımı aldığını söylüyor. Husiler de buna, görüşmeler eşit şekilde ilerlemez ve çökerse, Sana'daki havaalanını artık BM uçaklarının kullanmasına da izin vermeyeceklerini açıklayarak yanıt verdi.

Taraflar ne diyor?

Yemen hükümeti temsilcisi Abdullah el Alimi, görüşmelerin bu kez "barış için gerçek bir fırsat" olduğunu söyledi. Husilerin İsveç'teki temsilcisi Muhammed Abdülselam ise "görüşmelerin başarılı olması için hiçbir çabadan kaçınmayacağını" duyurdu. Ancak yine de herhangi bir askeri hareketliliğe karşın Husileri dikkatli olma konusunda uyardı.

Görüşmeler, iki farklı odada bulunan Husiler ve hükümet yetkilileri arasında mekik dokuyan Martin Griffiths aracılığıyla ilerliyor. İsveç'e, daha önce defalarca masaya oturmayı reddetmiş Husilerle birlikte gelen Griffiths de, bunun çok önemli bir fırsat olduğunu ancak çatışmaların tamamen sona ermesi anlamına gelmeyeceğini söylüyor.

Husiler, Eylül 2014'te ayaklanma başlatarak başkent Sana'yı ele geçirdi. Ülkenin kuzeybatısı, Suudi Arabistan sınırına kadar halen Husilerin kontrolünde. Yemen'in BM tarafından meşru kabul edilen hükümeti ve Cumhurbaşkanı Abdurabbu Mansur Hadi ise Riyad'da yaşıyor.

İlgili Haberler
HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.