Tahriru'ş Şam'dan Halep belgeseli: Tünel

Tahriru'ş Şam'dan Halep belgeseli: Tünel

Halep tamamen rejim kontrolüne geçmeden önce kent merkezinde muhalifler arasında yaşanan olayları yine muhalifler anlatıyor.

Tahriru'ş Şam'a bağlı medya oryanı tarafından Halep konulu bir belgesel yayınlandı.

Suriye'deki en büyük rejim karşıtı muhalif grup olarak gösterilen Tahriru'ş Şam Heyeti'ne (HTŞ) bağlı "Emced" medya kurumu tarafından Halep konulu bir belgesel yayınlandı.

Halep kent merkezinde muhalifler arasında yaşanan "Kale Operasyonu" hadisesi belgeselin ana konusunu oluşturuyor. 

Halep tamamen rejim kontrolüne geçmeden önce kent merkezinde muhalifler arasında yaşanan olayları yine muhalifler anlatıyor.

Tünel

t1-001.jpg

Ahmed Muhammed Kabakibci 

Avukat, Cephe eş Şamiyye grubundan görev yaptı daha sonra Ahraru'ş Şam’a geçti.

Kabakibci: Neredeyse herkes Halep’in siyasi, iktisadi, stratejik olarak Suriye’nin önemli Sünni şehirlerinden biri olduğunu bilir. Hakikaten Halep’i diğer şehirlerden ayıran en belirgin özelliği meşhur Halep Kalesi’dir.

t2-001.jpg

Ebu Kamil el-Ensari

İnşaat mühendisi, eski Ahraru'ş Şam üyesi.

Ensari: 2013’teki fetih, Hanasır kasabasının alınması ve rejimin ikmal yolunun kesilmesi ile kardeşler Rasm el Hammam bölgesi etrafına kadar ulaştılar. Fetih sonrası gruplar ganimetlerin konusunda telaşa düştüler, sonrasında habis rejimden ele geçirilen araç-gereç ve mühimmatlar çalındı.

t3.jpg

Ebu Hamza el Firdevsi

Ahraru'ş Şam, Nusret Cephesi ve Şam’ın Fethi Cephesi’nde saha komutanı olarak görev yaptı.

Firdevsi: Kelimenin tam manasıyla çok şiddetli bir savaş yaşanıyordu. Dinlenme vakitlerinde Halep’in şehir kısmına indiğimizde ise cephelerin donuk olduğunu ve bütün bunların hiç kimseyi ilgilendirmediğini görüyorduk. Savaşa şehrin çok çok az bir kısmı katılıyordu: Onlar da Nukayrin, Handarat, Halep Hapishanesi, Hiylan veya Sanayi Sitesi etrafındaki bölgelerin çocuklarıydı. Safira’nın düşmesinden sonra rejimin Halep’i kuşatmak istediği ortaya çıktı.

t4.jpg

Ebu Velid el Hanefi 

Ahrar eş-Şam ve Halep’in genel kadısı

Hanefi: Rejim’in ilerleyişine senkronize olarak harici IŞİD'in tekfir ve saldırıları başladı. Halep şehrinde diğer grupların birçok savaşçısı ve araçları geziniyordu ama asla rejime karşı cephelere çıkmıyorlardı. Bu savaşçıların birçoğu halkın savaş sebebiyle göç etmesini fırsat bilerek evlere girip hırsızlık ve yağmacılık yapıyorlardı.

t5-001.jpg

Ebu Kuteybe eş Şami

Seraya Tevhid, Nusret Cephesi ve son olarak Şam’ın Fethi Cephesi'ne (ŞFC) katılan Şami, ŞFC’nin Halep komutanıydı.

Şami: Hatta şehir etrafında gruplar tarafından korunan nöbet noktaları bile cidden çok zayıftı. Gruplar ne operasyon yapmayı ne de sağlam şekilde nöbet tutmayı düşünüyordu.

Ensari: Ani saldırılar ve özel operasyonlar hiç yapılmadı. Gençler maaş almak ve masraflarının karşılamak için basit koruma ve nöbet görevleri üstleniyordu.

t6.jpg

Ebu'l Abd Eşidda

Sukuru'ş Şam ve Ahraru'ş Şam gruplarında görev aldı. "Eşidda" isimde bir grup kurdu. Halep düşerken Helep genel komutanı pozisyonundaydı.

Eşidda: Biz bir aylık bir süre için Amiriyye bölgesindeki nöbet noktaları teslim aldık. Cephenin durumu sürekli değişiyordu. Rejime karşı bu bölgede birkaç hamle yaptık. Ramuse bölgesine keskin nişancı saldırıları yaptık ve bu bölgedeki muhalif gruplara baskı olsun diye rejimin operasyon odalarının bulunduğu binalara cehennem topları ile mutfak tüpünden bozma bombalar atıp, yıktık.

Cephelerin çoğunluğu sadece kameralardan oluşuyordu. Nöbetçiler kamera başlarına oturuyordu ve rejime karşı gerçek nöbet noktaları bulunmuyordu. Bu sebepten dolayı operasyon düzenlemedikleri gibi rejim saldırısı olduğunda  bölge rahat bir şekilde rejime geçiyordu.

Ensari: Ebu Kuteybe, Ömer Saraho, Usud eş Şarkiyye, Ebu Amara, gibi araları bozuk Halep gruplarına sürekli irşad yapılıyordu. 2013’ün sonunda Şeyh Ebu Halid es Suri, Halep komutanları ile toplandı ve Halep şehrinin kalan kısmını almak için operasyon teklif etti, buna rağmen komutanlar aralarında tartıştılar ve Halep’i almak için herhangi bir operasyon düzenlemediler.

Şami: 2015 yılı ortalarında Fetih Ordusu’nun İdlib’i alması sonrasında komutanlar tecrübelerini Halep’e aktarmak istediler ve toplantılar yaptılar lakin toplantılar başarısızlıkla sonuçlandı. Daha sonra Halep’te de Fetih Ordusu’nun organize olmasını önlemek için "Fethi Halep Operasyon Odası" kuruldu. Fetih Ordusu Halep’e gelince Halep’i feth edeceğini biliyorlardı.

Eşidda: Son üç sene hakikaten Halep’in durumu buydu. Sadece bazı gruplar Eski Halep bölgesinden çekingen-zayıf saldırılar düzenliyorlardı. Güney Halep, Handarat, Başköy ve Mellah bölgelerinde ise savaş alevlenmişti.

Şami: Fetih Ordusu ve Fethi Halep operasyon odalarının komutanları bir toplantıda buluştu. Bende toplantı bulunuyordum. Hiçbir grup Güney Halep’e inip savaşmak istemedi. Nureddin Zengi grubu temsilcisi Güney Halep’teki kalan son iki nöbet noktasını da boşaltacaklarını söyledi.

Eşidda: Halep şehrindeki grupların askeri durumu çok zayıftı şehir içinden gruplar cephelere destek göndermiyordu. Şehir dışından ise Ahraru'ş Şam, Nusret Cephesi ve bazı küçük gruplar dışında yeterli destekte gelmiyordu. Halep iki sene öncesinden kuşatılmıştı zaten.

Halep’ten çıkartılmamızdan yaklaşık bir sene veya sekiz ay önce Halep şehri içinde özel bir operasyon gerçekleştirmeyi düşündük. Halep Kalesi’nin yarısı Cephe eş Şamiyye grubunun nöbet noktaları tarafından kısmi olarak kuşatılıyordu. Bu grup başlangıçtan beri kaleyi almak için hiçbir operasyon yapmamıştı.

Ensari: Hedef, mühendis kardeşlerin de desteği ile kale altına bir tünel açmaktı. Ben de bir mühendis olarak bu projeye katılmalıydım.

Kabakibci: Allah razı olsun bazı kardeşler bağışlar yaptılar. Biz grup olarak dış destek alıyorduk. Patlayıcı, mazot, jenaratör gibi malzemeler temin ettik.

Eşidda: Ahraru'ş Şam ve Eşidda grubu yöneticisi, Ahmed el Halebi ile üstad Ahmed Kabakibci gizli bir toplantı düzenlediler ve gizli şekilde Halep Kalesi yönünde tünel kazma kararı aldılar.

t7.jpg

Yasir Filis

Ahraru'ş Şam eski Halep komutanı.

Filis: Herkes bilir ki Halep kalesi bir tepe üzerine kuruludur ve etrafındaki bölgeye tamamıyla hakimdir.

Kabakibci: Halep kalesini alan şehrin büyük çoğunluğuna hakim olur. Hatta hepsine hakim olabilir ki rejim Halep’i ele geçirdi.

Eşidda: Bu bölgede Cephe eş Şamiyye grubunun otuz veya kırk nöbet noktası bulunmaktaydı. Kalenin alınıp şehir için yeni stratejiler oluşturulması gerekirken bu grup sadece oturuyordu. Eğer Şamiyye grubu sırrımızı öğrenirse tünel kazılmasına izin vermeye bilirdi.

Ensari: Tünelin kazılması için kompres ve kazıcı aletler getirildi. Kazılacak mekan ve çıkan toprağın depolanacağı yer belirlendi.

Kabakibci: İşçilerin toprak bulaşmış elbiseler ile tünel dışına çıkışı ve gürültü yapmak yasaklandı. Hatta toprağın saklanması için kapalı alanlar seçiliyordu.

Ensari: Tünelin derinliği yirmi metreye ulaştığında ordunun bulunduğu kaleye doğru kazmaya başladık. Su sızıntısı gibi bazı zorluklar ile karşılaşıyorduk. Altmış metre sonra tüneli kaleye doğru yukarı kazmaya başladık. Tabi bu sıralarda Halep şehrinde farklı olaylar oluyordu. Rejim bazen ilerliyor bazen de püskürtülüyordu. Rejim saldırılarının sıklaştığı zamanlarda kardeşler daha fazla çalışıyordu. Hatta bir defasında 18 gün boyunca yirmi dört saat aralıksız çalışıldı, kompres ve kazıcılar asla durmuyordu.

Kabakibci: Sekiz ay sonra tünel, Halep Kalesi'ne epey yaklaşmıştı. Genişliği bir metre, yüksekliği iki metre ve uzunluğu ise iki yüz metre olacak şekilde kazılmıştı.

Ensari: Kaleye yetmiş metre kadar yaklaşılmıştı.

Şami: O vakitlerde Ahraru'ş Şam'ın Halep sorumlusu Şeyh Ebu Ahmed el Halebi ile görüştüm. ‘Halep Kalesi altına tünel kazmak suretiyle operasyon yapmayı düşünüyoruz. Operasyonu sadece Eşidda grubu ve Cephe eş Şamiyye’den küçük bir grup biliyor.’ dedi. ‘Neden Cephe eş Şamiyye komutanlarının tünelden haberi yok?’ diye sordum. ‘Bizim de operasyona ortak olduğumuzu öğrenirlerse tünel kazılmasına izin vermezler.’ dedi.

Eşidda: Halep’te bütün komutanların katıldığı bir toplantı yapıldı ve toplantı sonrasında Ahraru'ş Şam'a bağlı birlikler Ebu Ahmed el Halebi komutanlığı altında birleşti. Bizim başımıza da Ebu Faruk getirildi. ‘Halep Kalesi’ne doğru tünel kazıyoruz. Kimsenin haberi olmasını istemiyoruz.’ dedik. Daha sonra Cephe eş Şamiyye yetkililerinin hazır bulunduğu bir toplantıda Ebu Faruk ‘Halep Kalesi’ne doğru iki koldan oluşan bir tünel kazıyoruz.’ dedi. Cephe eş Şamiyye komutanları kendi bölgelerinde kendilerinden izinsiz tünel kazılmasına şaşırdılar ve direkt olarak tünel kazımını durdurdular.

Şam’ın Fethi Cephesi ile Cephe eş Şamiyye arasında bir toplantı yaptık ve Cephe eş Şamiyye grubunu ikna ettik. Cephe eş Şamiyye operasyonun ileri bir vakte kadar ertelenmesini istiyordu, biz de bazı garantiler verip asla kendilerinden habersiz operasyonun başlamayacağını ve operasyonda koçbaşı olabileceklerini söyledik. Tünel tamamlanmaya başlarken Kastillo yolu düşmeye başlamıştı.

Tekrar komutanlarla bir toplantıda buluştuk ve Ahraru'ş Şam ve Şam’ın Fethi Cephesi’nin operasyona hazır olduğunu bildirdik ki Cephe eş Şamiyye komutanının ‘sadece Ahraru'ş Şam operasyona katılabilir.’ Sözü ile şaşkınlığa uğradık. ‘Şam’ın Fethi Cephesi’nin operasyona katılmasını istemiyoruz. Çünkü biz dışardan destek alan bir grubuz eğer ortak bir operasyon yaparsak destek kesilir ve birçok sorun çıkar.’ Yani Ahraru'ş Şam’ı da kabul ediyorlar ama Ahraru'ş Şam operasyona katılmazsa onlar için daha makbul olacağını düşünüyorlar. Uzun süreli oturumlardan sonra Şam’ın Fethi Cephesi’ndeki kardeşlerin iyi savaştığını ve operasyona ingimasi (fedai) saldırısının lazım olduğunu anlattıktan sonra birkaç şart ile ikna oldular. ‘Kale’ye bakan herhangi bir nöbet noktanız olmayacak. Kale alınırsa Cephe eş Şamiyye’ye teslim edilecek.’ Gibi şartları sırf operasyon tamamlansın diye kabul ettik.

Şami: Cephe eş Şamiyye’ye bağlı İslam Birliği komutanı Ebu Ahmed Nur beni ziyaret etti ve ‘Operasyona katılmanızı istiyoruz ama operasyon sonrası Şam’ın Fethi Cephesi ismi zikredilmeyecek.’ dedi.

Eşidda: Operayona başlamadan önce ilk kuşatma sırasında rejim hızlı ilerledi ve kale operasyonuna katılacak savaşçıların bir kısmını rejim saldırılarını püskürtmek için Kastillo yoluna gönderdik.

Hanefi: Rejim Kastillo yoluna hakim birkaç tepeyi ele geçirdikten sonra yolu ateş hattına alıp kesti. Rejim her gün yola onlarca havan saldırısı yapıyordu. Bu şekilde iki boyunca yolu kesti. Daha sonra Kastillo’ya inip tanklar ve zırhlı araçlar ile yolu bilfiil kapattı.

Filis: Bazı gruplarda elli bazılarında ise yüz nöbet noktası bulunuyordu. Mesela Cephe eş-Şamiyye’de yüz kırk veya yüz elli nöbet noktası bulunuyordu. Bu noktaların yaklaşık otuz veya kırık tanesi çok zayıftı hatta bazıları boştu.

Firdevsi: Halep kuşatması sırasında bazı nöbet noktalarını ziyaret ettim. Özür diliyorum! Vallahi bazı noktalarda sadece bir kişi ve yine özür diliyorum bir de köpek vardı. Adam uyuyordu, köpek ise uyanıktı. İşte bu bazı grupların gerçek halleriydi. Buralarda herhangi bir direniş olmadı. Hatta Ordunun saldırmasına bile gerek kalmıyordu çünkü bunlar resmen orduya ‘buyur, gel, burada bir şey yok.’ diyordu.

Eşidda: Halep kuşatıldığında Halep içindeki Fetih Ordusu komutanları kale operasyonu ve Ramusse yolu üzerine gitmek arasında kaldı. Sonunda dışarıdan geleceklere yardım olsun diye Ramusse cephesini tercih ettik ve çalışmalara başladık. Allah’ın yardımıyla Fetih Ordusu kuşatmayı kırdı.

Şami: Kuşatma kırıldıktan sonra Ramusse yolunu güvene almak içim Amiriyye ve Beton fabrikasının alınması gerekiyordu. Halep gruplarından bu iki mihverde savaşmaları için yardım istedik. Cevapları ise şu oldu ‘ Neden Fetih Ordusu Halep’e girsin diye yardım edelim ki?’.

Eşidda: Uzun bir süre geçmeden  Ramusse yolu tekrar kapandı. Ama tünel kazımı halen durmamıştı.

Kuşatma tekrar muhkem hale geldikten sonra tek umudumuz kale operasyonu oldu. Cephe eş Şamiyye’deki yetkililer ile görüştük ve bize ‘Kale operasyonu tamamlanmayacak. Kaleye çalışmayı engelleyeceğiz.’ denildi. Tekrar görüştük. Sonra şartları daha da ağırlaştırdılar. ‘Ahrar ve Cephe’nin ismi zikredilmeyecek sadece Cephe eş Şamiyye’nin ismi zikredilecek.’ denildi.

Ensari: Tüneli bir aşama daha ilerlettik. Askerlerin konuşmalarını işitebiliyorduk. Rejim artık şüphelenmeye başlamıştı.

Kabakibci: Sonra rejim tünel kazıldığını anladı ve  birkaç yerde tünel açıp patlatmasına rağmen hiçbir tünellerimiz zarar görmedi.

Ensari: Daha sonra bir taş tabakası ortaya çıktı. Çok sert olan bu tabaka kil ile desteklenmişti. Sertliğinden dolayı kuvvet uygulansa rejimin tüneli fark etmesi mümkündü.

Eşidda: Uzun süre sonra bir taş kırıldı ve Allah’a tevekkül ile kazılmaya devam edildi.

Filis: Açılan mekan kalenin arka tarafındaki caminin merdivenlerinin yıkılmasına sebep oldu. Askerler bizim gençleri fark edip gördü.

Firdevsi: Operasyon direkt olarak başarızlığa mahkum oldu. Askerler açılan bölgeye yoğun bir şekilde ateşe başladı.

Ensari:Rejim askerleri tünele bomba attı. Bizde yirmi metre derinlikteki ana tünele çekildik ve bekledik.

Filis: Keşfedilen tüneli mayınlayıp patlattık. Aynı şekilde rejim, yukarıdan aynı tüneli havaya uçurdu.

Eşidda: Bu şekilde tünel dosyası bitmiş oldu. Hem rejim hem de gruplar tünelin tamamıyla patladığını öğrenmişti. Bilindiği gibi Cephe eş Şamiyye tüneli iki defa durdurmuştu. Şimdi ise tünelin patladığını öğrendiler fakat tünelinde sadece %10’luk kısmı patlamıştı. Geriye kalan %90’lık bölümünü kullanıp tekrardan tüneli başka bir yerden verebilirdik ve Şamiyye’nin haberi olmayacağı için sıkıntı da çıkmazdı. Tekrar işçileri tünele sokup çalıştırmaya başladık. Sonra Cephe eş Şamiyye grubu toplantı yaptı ve komutan Cuma ‘İşçiler neden tünele girdi?’ diye sordu. Ona tünelin %90’ının sağlam odluğu ve tek umudumuzun kale operasyonu olduğu söylenmesine rağmen işçilerin çıkması ve kazımın durması emrini verdi.

Kabakibci: Daha sonra bizden bulunduğumuz noktayı terk etmemiz istendi.

Eşidda: ‘Operasyonun yapılması lazım ki içerde ve dışarda mücahitlerin ve halkın moralleri artsın.’dedim lakin ‘Kale operasyonunu unutun! Operasyonu Unutun!’ denildi. Az kalsın aramızda savaş çıkıyordu.  Şam’ın Fethi Cephesi ve Ahraru'ş Şam’daki kardeşler ile görüştüğümde ‘Bunlar Halep’i zayi etmek istiyorlar.’ denildi. Sonra kale operasyonu imkansızlaşınca ve rejim ilerlemeye başlayınca bizlerde aktif cephelere destek olarak gitmeye başladık.

Firdevsi: Ordunun saldırıları Hanano konutları bölgesinden başladı. Destek olarak o bölgeye gittik. Mıntıkanın çoğunluğu tekrar geri aldık. Sadece bir iki caddede çatışmalar devam ediyordu. Hanano konutları bilindiği gibi Cephe eş Şamiyye’nin güvenlik merkezi konumundaydı. Mesela Cebel Bedro bölgesi bu bölgede yirmi nöbet noktası bulunmakta. Cebel Bedro bölgesi düştüğünde geri çekilen savaşçılar nereye gitti? Kimse bilmiyor! Bu şekilde Cisr el Hac köprüsüne kadar geri çekilme devam etti.

Filis: Her mahallede otuz küsür nöbet noktası var. Mahalle düştüğünden geri çekilen savaşçılar hemen toparlanıp bir arka cephede savunma pozisyonu alacakları yer de üç mahalle geriye çekiliyorlardı. ’Gel nöbet tut! Nereye gidiyorsun?’

Emced: İşte bu tünel olayı beş sene içinde Doğu Halep’in özgürleştirilmiş bölgelerinde yaşanan onlarca olaydan sadece biri. Ders almayacak mıyız?

Muhalif grup tarafından yayınlanan bu belgeseldeki önemli kısımlar Mepa News okurları için @SamiASAF1 tarafından tercüme edilmiştir.

İlgili Haberler
HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.