Nageye Ali Halif

Nageye Ali Halif

Doğu Afrika'da hak ile batılın savaşı ve Somalili Müslümanların durumu

Doğu Afrika'da hak ile batılın savaşı ve Somalili Müslümanların durumu

Tarih; yazılı, sözlü ve arkeolojik referansları kullanarak geçmişin anlaşılması, incelenmesi, analiz edilmesi ve özümsenmesidir. Tarih genel olarak insanların sosyal, kültürel, dini, siyasi hallerini ve mevcudiyetlerini daha iyi anlamalarına yardımcı olabilir.

Tarihini bilmeyen bir toplum, her zaman geçmişte yaptığı hataları tekrar etme tehlikesiyle karşı karşıyadır.

Tarih, tüm başarı ve başarısızlık anlayışıyla, milletlerin varlığı için gereklidir ve gelecekleri için ana ilham kaynağıdır. İşin uzmanlarına göre eğer bir millet tarihini anlayamazsa, kaybolup gitme tehlikesiyle karşı karşıya kalır. Bu nedenle tarih, geçmişin doğrularından ve yanlışlarından ders aldığımız ve gelecek için güç depoladığımız bir kaynaktır.

Somalili Müslümanların tarihi pozisyonu

Somalililer, Afrika Boynuzu'nun önemli bir bölgesinde yaşayan, geneli Müslüman olan bir halktır. Müslümanlıkları onlara, dünyadaki diğer Müslüman halklarla, özellikle de Arap komşularıyla paylaştıkları bir varoluş tarihi bahşetmiştir. Diğer Müslümanlara benzer şekilde Somalililer de Afrika Boynuzu bölgesinde kafirlerle çatışma halinde olagelmiştir. Bu mücadele kimi zaman dini, kimi zaman ulusal bir mücadele, kimi zaman ise bir güç mücadelesi olmuştur.

Afrika Boynuzu'nun pagan toplulukları ise daima, bugünkü Etiyopya'nın yüksek dağlarında varlık gösteren Habeşistan tarafından temsil edilmiştir. Etiyopyalılar Afrika Boynuzu'nda küfür ve inançsızlık bayrağını taşırken, Somalililer İslam ve tevhid bayrağını taşımıştır. En büyük çatışma burada başlamıştır ve hala devam etmektedir. Etiyopyalılar dünyanın kafirlerinden gözle görülür askeri, teknik ve siyasi destek almışlardır. Daima Portekiz, Fransa, İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri gibi dünyanın büyük güçleri tarafından büyük ölçüde desteklenmişlerdir.

Etiyopya kralı Kral 2. Menelik, 1887'deki yayılması sırasında, ele geçirdiği Harar Camii'nin minaresine çıkıp orada durmuş ve "artık burada namaz kılmayacaksınız" demiştir. Sözleri doğru çıkmış ve artık orada namaz kılınmamış, bu cami kiliseye çevrilmiştir. O günlerde Somali toprakları Etiyopya'nın sömürge imparatorluğunun hedefinde ve hakimiyeti altındaydı. Etiyopya'nın toprakları her gün genişliyordu, her Somalilinin evinde kayıplar vardı.

menelik-cami-001.jpg
Harar şehrindeki Şeyh Bazih Camii'nin 1887 yılında işgal edilmesinin ardından kiliseye çevrilme süreci. Bugün Etiyopya kontrolündeki Ogadin bölgesi yakınlarında bulunan yapı halen bir kilise

Nureddin Farah'ın 1978 yılında yazdığı kısa ama önemli makaleyi okuduğunuzu ya da okuyacağınızı umuyorum. Makalenin adı "Which Way to the Sea, Please?" (Denize Hangi Yoldan Gidebilirim?) idi.

Bu makale Etiyopya'nın toprak kazanmaya, özellikle de denizlere ve limanlara olan arzusunun kapsamlı bir tarihini sunmaktadır. Bu tarihi süreç, Etiyopya'nın birbirini izleyen krallarının vizyonunu ve bu kralların Afrika Boynuzu'ndaki halkı Müslüman olan toprakları fethetmek için siyasi, teknik ve askeri destek almak üzere dünyanın kafirlerine gönderdikleri mesajları taşıyan uzun bir süreçtir. Ayrıca, sürecin nereye gittiğinin ve Etiyopya liderinin çılgın arzusunun da farkında olduğunuzu umuyorum.

Her günün inişleri ve çıkışları vardır, ancak yol daima uzayıp devam etmektedir. Hak ve batılın mücadelesi her zaman var olmuştur. Her iki taraf da diğer tarafı püskürtmeye çalışmaktadır. Birçok nedenden dolayı, en azından son yüz yılda, Afrika Boynuzu'ndaki şiddet büyük ölçüde güçlenmiş ve bu bölgedeki bağımsızlık mücadelesi zarar görmüştür. Somalililer bir süredir güç ve vizyon açısından zayıftır ve bu da düşmanların iç işlerimiz üzerinde tam kontrol sahibi olmasıyla sonuçlanmıştır. Bugün düşmanlarımız çıkarlarını kolayca takip edebilmekte, bize karşı sert bir şekilde savaşabilmekte ve varlıklarını da güçlendirebilmektedir.

Yüzyılın son çeyreğinde, çatışma zirveye ulaştığında, Somalililer kendi arasında kavgaya tutuşmuştur. Mevcut Somali toprak sistemleri bir rezalettir ve ülkenin liderleri sömürgeci bir güçün ve şeytanın tarafındadır. Bu mevcut sistem onların inşa ettikleri bir sistemdir ve Somali'de bulunma hedefleri olduğu sürece bu sistemin hayatta kalması için para harcarlar. Bu sistem, milletine dair iyi vizyona ve yaşam amacına sahip bir insanın asla parçası olamayacağı bir sistemdir.

Bu rejimlerin kökeni bölgeselleşme ve sömürgeciliktir. Bizleri sarhoş etmeye, bağımsızlığımızı yok etmeye, ülkemizin mirasını satmaya ve varlığımızı silmeye yönelik yönetimlerdir. Bugün dünyanın kafirleri Somalililerin İslami bir hükümete sahip olmasına izin vermemektedir, kafir bir hükümete de izin vermemektedirler. Nihayetinde siyasi olarak bağımsız, ekonomik olarak kendi kendine yeten ve askeri olarak güçlü bir hükümeti istememektedirler. Onlar bizim bölünmüş, küçük hükümetler altında yaşamamızı istemektedir.

Etiyopya'nın eski Başbakanı Meles Zenawi'nin 1996 yılında "Somali halkını istiyoruz ama bir Somali hükümeti istemiyoruz" dediğini duymuş muydunuz? Aynı şekilde, Kenya'nın eski Cumhurbaşkanı Daniel Arap Moi de 2003 yılında "Kenya ve Etiyopya Somali'nin güçlü bir hükümete sahip bir ülke olmasını istiyor" demiş ve şunları eklemişti: "Ancak merkezi bir hükümetin ve Somali'nin istikrar kazanmasının, Kenya ve Etiyopya için tehlikeli olan 'Büyük Somali' vizyonunun yeniden canlanmasına yol açmasından korkuyoruz."

ABD ve işgal

Öte yandan Amerika Birleşik Devletleri her zaman Somali'nin meseleleriyle ilgilenmiş ve daima Etiyopya kolonisinin destekçisi olmuştur. Etiyopya'nın 2006'da Somali'yi işgali sırasında ABD'nin Afrika'dan Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Jendayi Frazer'in, Somalililerin Afrika'daki en uzun kıyı şeridine sahip olmasının asla mümkün olmayacağını ve onlardan sayıca fazla olan Etiyopyalıların kıyı şeridine sahip olmadığını söylediğini duydunuz mu?: "Bırakalım da sahil şeridine sahip olsunlar."

Öte yandan ABD, Somali'nin hiçbir zaman halkın sahibi olduğu, halkın çıkarları için çalışabilecek, dinlerini koruyabilecek ve onları düşmanlardan koruyabilecek bir hükümete sahip olmamasını sağlamak için tüm gücünü kullanmaktadır.

Bu planlar hep birlikte ve Somalice konuşan misyonerlerin yardımıyla yürütülmüştür. Bu adaletsizliği yerinden sarsabilecek herkes öldürülmüş, kaçırılmış, kaybolmuş ya da hapishanelerde unutulmuştur. Hepiniz öldürülen, kaybolan yahut hapishanelere doldurulan kızları hatırlarsınız. Uzun bir süre boyunca Etiyopya, dünya kafirlerinin temsilcisi olarak ve daha sonra Somalice konuşan misyonerleri kullanarak Somali'den gelen her ışığı yok etmiştir. Bugün dünyanın kafirleri bir araya gelmiştir, farklı isimlerle ve aynı amaçla Somalililere savaş halindedirler.

Bugün kafirlerin Somali'deki işgali gizli saklı bir melese de değildir. Bu, güç ve stratejiyi kullanan küresel bir istiladır. Bu istilanın amacı topraklarımızı ele geçirmek, halkımızı köleleştirmektir. Kaynaklarımızı, dinimizi ve insanlığımızı yok etmektir. Dünyanın kafirleri Somalililere karşı toplanmış ve ülkelerini yağmalamaya, liderlerini öldürmeye, dinlerini yok etmeye ve onları Somalice konuşan çiftçilerden ibaret kılmaya karar vermiştir.

Bunlar, sömürgecilerin Somali'ye art arda dayattığı işgallerin hedefleridir, ancak "milletler mağlup edilemez." Bu sebeple, Allah'ın düşmanlarının planlarını anlayan; dinlerini, halklarını ve varlıklarını korumak için kanlarını ve canlarını feda etmeye hazır bir grup her zaman vardır.

Somalililer bugün çok fazla aydına sahip değiller. İnsanlarda ve fikirlerde yaygın bir erozyon var. Ciddi mertebelere, diplomalara sahip pek çok insan olsa da bu mertebeler ve diplomalar, değişim düşüncesine ve vizyonuna çok az katkı sağlıyor yahut hiç sağlamıyor.

Somali dilinde iş birliği, etkileşim, saygı, uyum ve iyi komşuluk kelimeleri yayılmış durumda. Bunlar sömürgeciliğin kelimeleridir ve milleti düşmanlarına boyun eğdirmek istiyorlar. Böylece millet sömürgeleştirilebilecektir.

Eğer biz Somaliliysek, düşmanlarımız kimdir? Düşmanımız Batı'dır. Kendilerine karşı varlık savaşı verdiğimiz komşu devletlerdir. Batı'nın temsilcileri ve Somalice konuşan misyonerlerdir. Dolayısıyla, uzun vadede Somalililerin çıkarları için kimin en iyisi olduğunu bilmek isterseniz, düşmanımızın kime düşman dediğine bakmanız gerekir. Düşmanınızın düşman dediği herkes sizin için iyi kimselerdir. Şu anda düşmanın kılıcının kime doğru yöneldiği görülüyor. Şimdi size soruyorum, düşmanın kılıcı bugün nereye yöneldi? Muse Bihi'ye mi, Hasan Şeyh'e mi, Said Deni'ye mi yoksa Ahmed Madobe'ye mi? Hayır, düşmanın kılıçları bunlara yönelmemektedir. Bunlar Somalice konuşan misyonerlerdir. Okurlar düşmanın kılıçlarının kime yöneldiğini ve tarafını tutmanız gerekenin kim olduğunu bilmektedir.

Bugün, genelde ve özelde kafirler Somali'deki savaş sahasında büyük bir yenilgiye uğramıştır. Somali'nin sömürgecilerine karşı Somalililer şöyle bir savaş vermektedir: Ben seni göreyim, sen beni görme. Ben sana saldırayım, sen bana saldırma. Ben seni öldüreyim, sen beni öldürme. Ben uyuyayım, sen uykusuz kal. Ben seni takip edeyim, sen beni takip etme. Ben dinleneyim, sen dinlenme. Bu tür bir savaş, kafir ittifakının ve onların Somalice konuşan uşaklarının işgalini büyük ölçüde boşa çıkarmış ve enerjileri savunmalarda ve siperlerde yoğunlaşmıştır. Buralarda bekleyen güçler sömürgecilere ait araçların ve uçakların saldırılar düzenlemesini beklemektedir.

Bugün sömürgecilik bayrağı alçalmakta ve bağımsızlık bayrağı yükselmektedir. Size kısa bir örnek vereyim: Hasan Şeyh Mahmud yönetiminin Güvenlik Danışmanı Hüseyin Macallin Mahmud adlı kişi, 16 Şubat 2024'te VOA Somali'ye verdiği demeçte, ATMIS güçlerinin bu yılın sonunda ülkeden ayrılmasının mümkün olmadığını, bu nedenle bazı güçlerin ülkede kalacağını doğrulamıştır. Bunların uluslararası güçler olduğunu, bu birliklerin sayısının 3 ila 8 bin arasında olacağını söylemiştir. Bu güçlerin büyük şehirleri ve hükümet merkezlerini, yabancı kuruluşların ve elçiliklerin merkezlerini koruyacağını ifade etmiştir. Aynı adam, yani Hüseyin Macallin Mahmud, 2 Mart 2023 tarihinde VOA Somali'ye verdiği bir röportajda ise Temmuz 2024'e kadar Somali'nin tamamının "terörist güçler" olarak adlandırdığı unsurlardan temizleneceğini öne sürmüştü. Bu vaadi de yalanlar listesine eklenmiş oldu. Bugün Mogadişu yönetimi kendilerini deliklerinde koruyacak yeni kafirlerin ülkeye gelmesi için yalvarmaktadır.

Allah'a hamdolsun ki bugün Somali'deki sömürgeci emellerin yüzde 90'ından fazlası başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Somali'nin özellikle doğudaki kaynaklarını sömürme girişimleri başarısız olmuştur. Genç nesil insanlıkla, dinle ve yüksek vizyonla doğmuş ve büyümüştür. Sömürgecilerin Somali'yi zorla fethetme isteği ciddi şekilde zayıflamıştır. Gerçek şu ki, Somali'yi işgal eden kafirler çok acı iki seçenek arasında seçim yapmak zorunda kalmıştır: Bir imha savaşına maruz kalmak ya da bir anlaşma yapmak. Birincisi, yani imha savaşı bir süredir devam etmektedir. İşgalci kafirler gerçekten yorulmuş, kırılmış, tükenmiş ve acı verici adaleti tatmıştır. Bugün bir anlaşmaya varmaya yaklaşmaktadırlar. Ancak, bu büyük zaferin ardında, dökülen çok fazla kan ve can veren çok sayıda kahraman yer almaktadır.

Somali'de devam etmekte olan kurtuluş savaşı, Somali'nin kaynaklarını zorla ya da stratejiyle ele geçirmek isteyen uluslararası müttefiklere karşı verilen savaşlardır. Az bir makam mevki uğruna ahlaklarını, dinlerini ve ülkelerini satan Somalili misyonerleri yok etme savaşıdır. Bu, hayatta kalma ile yok olma arasındaki bir savaştır. Bu nedenle bir hükümete sahip olmayı, bağımsız olmayı, kişilik sahibi olmayı ve dini gayrete sahip olmayı arzulayan her Somaliliye şunu söylemek istiyorum: Lütfen kişiliğinizi, dininizi ve zekanızı yok eden ailecilik ve kabilecilik bağlarını, küçük iddiaları ve hizipçiliği aşın. Ayağa kalkın ve işgal edilen ülkenizi, yağmalanan halkınızı ve yok edilen dininizi kurtarın."

Sonuç olarak bu mesaj, herkesin işgale karşı mücadele etme kararında rol oynamasını istediğim bir mesajdır. Savaş alanının sizin gücünüze ve becerinize ihtiyacı olduğunu hissettirmeyi amaçlayan bir mesajdır. Bilgi, hesap verebilirlik ve esneklik taşıyan bir mesajdır. Umarım bu mesajın nedenini anlamışsınızdır. Düşmanın hırsları zayıflamış olsa da, gerçekte bugün Somali zor bir süreçten geçmektedir. Egemenliğimize ve bağımsızlığımıza karşı birçok tehdit bulunmaktadır. Bugün işgalcileri sözleriyle veya fiilleriyle destekleyen her insan zulüm, insaniyet yokluğu ve irtidat yolunu seçmiştir. Aynı şekilde, bugün kendi [milletinin] varlığını sözleriyle veya fiilleriyle destekleyen her insan egemenlik yolunu seçmiştir. Bu yol, şerefli bir yaşam ya da insanı cennete götüren bir ölümle biten bir yoldur.

Bu mücadele makam ve mal için değildir. Bu mücadele vatanı, dini ve insanlığı kurtarma mücadelesidir. Herkese "ölümü göze alırsanız size hayat bahşedilir" diyorum. Ölümü reddederek özgürlük hayali kurmak mümkün değildir. Ölüm daima hüküm sürecektir. Bunu anlayamayan bir millet sömürgeciliğe, kolonyalizme ve kötü bir tarihi zayıflığa mahkum olur. Bu nedenle, bu mesajın ulaştığı herkese, günlerin kısa, durumun zor olduğunu hatırlatırım. Ve hatırlatırım ki sizin gücünüz bu ülkenin, bu dinin ve Somali halkının savunulması için gereklidir.


Bu değerlendirmede yer alan ifadeler yazarın kendi görüşleridir ve Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Bu yazı toplam 2663 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.
1 Yorum
Nageye Ali Halif Arşivi