Adnan Nasser

Adnan Nasser

Gazze'deki savaş Lübnan'a yayılır mı?

Gazze'deki savaş Lübnan'a yayılır mı?

7 Ekim sabahı Hamas'ın El Aksa Tufanı Operasyonu ismiyle ilan ettiği İsrail'in güneyine gerçekleştirilen harekâtın üzerinden iki gün geçti. Hamas'ın üç ayrı koldan icra ettiği saldırının boyutu ve kapsamı karşısında İsrail kentleri ve ordusu tamamen hazırlıksız yakalandı. Saldırıdan bir gün önce, Mısır ve Suriye kuvvetlerinin 1973'de İsrail'e saldırması neticesinde patlak veren Yom Kippur Savaşının yıl dönümü olması da ilginç bir detaydı. Bazı uzmanlara göre bu savaş ile El Aksa Tufanı arasında belli ortak noktalar göze çarpıyor. Bunlardan en dikkat çekeninin ise İsrail istihbaratının 1973 yılındaki zafiyetinin bugün kendini tekrarlaması olduğu ifade ediliyor.

Saldırıdan sonra kameralar karşısına çıkan İsrail Başbakanı Netanyahu yaptığı açıklamada "İsrail vatandaşları, savaştayız" diyerek sözü hiç dolandırmadı. "Büyük bir intikam" alacağına yemin eden Netanyahu'nun ilk emirlerinden birisi İsrail ordusundaki yedek askerleri aktif göreve geri çağırmak oldu. Bu hamlenin ardından herkesi Gazze Şeridi ile İsrail arasında patlak veren savaşın aralarında Lübnan da olmak üzere bölgedeki farklı noktalara sıçrama korkusu sardı.

Peki, bu gerçek bir olasılık mı?

Lübnan merkezli Hizbullah tarafından yapılan açıklamalarda Filistin halkının İsrail işgaline karşı mücadelesinin kendilerinin de davası olduğunu belirtilerek Hamas ile birliktelik mesajı verildi. Beyrut'un güney mahallelerinden Dahiye'de toplanan destekçilerine bir konuşma yapan Hizbullah'ın üst düzey yetkililerinden ve din adamlarından birisi Haşim Seyfeddin şunları söyledi: "Tarihimiz, silahlarımız ve roketlerimiz sizinle. Bizim olan her şey sizinle." Bu açıklama Hizbullah'ın Hamas'ı ve yaptıklarını desteklediğini ziyadesiyle ortaya koydu. Durum hala sıcaklığını koruduğu için bu çatışmanın ne tarafa gideceğini kestirmek ise biraz zor.

Bilanço sürekli değişiyor fakat ilk belirlemelere göre Hamas'ın saldırısı sırasında 700 İsrailli öldürülürken 100 tanesi de esir alındı. İsrail kısa süre sonra Hamas'a ait noktalar olduğunu iddia ettiği yerlere bombardıman düzenleyerek cevap verdi. Ancak Gazze'deki Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 400'den fazla Filistinli hayatını kaybetti. [Yazının servis edildiği tarihteki ölü sayıları. 18 Ekim itibarıyla can kaybı Gazze'de 3 bin 200'e, İsrail'de 1500'e yükseldi-editör] İsrail ordusu Hamas militanlarının sızma gerçekleştirdiği bölgelerde iki gün geçmesine rağmen hala tam kontrolü sağlayamadı. İki taraf arasındaki çatışmalar her geçen saat daha da şiddetlendi.

İsrail'in Gazze'ye havadan, karadan ve denizden tüm giriş çıkışları sıkı şekilde kontrol etmesi, bu saldırıyı çok daha özel bir konum kazandırdı. Hamas bu şartlara rağmen İsrail topraklarına yönelik son derece şiddetli asimetrik bir taarruz icra ederek hem İsrail hem de tüm dünyanın ağzını açık bıraktı. Gazze merkezli grubun liderleri diğer yapılanmalara da savaşa iştirak etmeleri çağrısı yaptı. Hizbullah yaptığı bir açıklamada Lübnan-İsrail sınırındaki bir İsrail askeri noktasına ateş açtıklarını, her iki tarafın da üzerinde hak iddia ettiği Şebaa Çiftlikleri mevkiindeki İsrail'e ait biri radar istasyonu olmak üzere toplamda üç askeri noktayı vurduklarını ilan etti. İsrail, 1967 yılındaki savaşta ele geçirdiği Golan Tepelerinin bu mevkiinden hiç çekilmedi. Lübnan uzun yıllardır Şebaa Çiftlikleri kendisine ait olduğunu iddia etmektedir. Bazı uzmanlar bu hedefin Hizbullah tarafından kasten seçildiğini zira teknik olarak işgal altında olup birden fazla tarafın üzerinde hak iddia ettiği bir bölgenin vurulması, tanınmış İsrail topraklarının vurulması kadar tansiyonu artırmayacağını hesapladığını düşünmektedir.

İsrail'in bu saldırıya karşılık olarak Lübnan'a topçu atışları yapması neticesinde birkaç kişi yaralanırken maddi hasar da meydana geldi. Şu ana kadar İsrail tarafından öldürülen tek Hizbullah mensubu, örgüte ait bir gözetleme kulesinde görev yapan bir militandı. [18 Ekim itibarıyla Hizbullah'ın kayıpları 10'u aşmış durumda-editör] Lübnan'da konuşlu BM barış gücü kuvvetleri bu hadiselerden sonra şu açıklamayı yaparak iki tarafa da kendilerini kontrol etmeleri ve tansiyonu yükseltmemeleri için çağrıda bulundu.

"Mavi Hattın her iki tarafındaki tüm seviyelerdeki yetkililerle iletişim halinde vaziyeti kontrol altında tutmak ve tansiyonu arttıracak daha ciddi bir olay yaşanmasını engellemek için çalışıyoruz."

Lübnan Silahlı Kuvvetleri de sınır hattındaki varlığına takviye yaptı.

Lübnan halkı endişeli bir şekilde bu yeni şiddet dalgasının ucunun nereye varacağını ve kendilerini İsrail ile yeni bir savaşa çekip çekmeyeceğini bekliyor. Olası bir savaş senaryosu iki devlet için de çok pahalıya patlar. The National Interest'e konuşan bir kaynak, Gazze'deki çatışmanın hala erken safhalarında olduğumuzu, bu vaziyetin devam etmesi ve İsrail'in "kırmızı çizgileri" geçmesi halinde ateşin Lübnan'a da sıçrama ihtimalinin olduğunu söyledi. Peki, bu kırmızı çizgiler neler olabilir?

- İsrail'in Gazze'ye girerek Filistinlilere büyük kayıplar verdirtmesi

- İsrail'in Hizbullah mevzilerine saldırması

- İsrail'in Lübnanlı veya Filistinli yerel liderlere suikast düzenlemesi

Kaynağımıza göre bu şartlar ve ihtimaller göz önüne alındığında "tek çıkış yolu bir an önce esirlerin salınması için pazarlıklara başlamaktır. Hem İsrail hem de Filistin halkları tatmin etmeyi başarıp tansiyonu düşürmenin tek yolu budur."

Fakat ne yazık ki İsrail Hamas ile masaya oturma fikrini dahi reddettiğini açıkladı. Hamas da el yükselterek Filistinli sivillerin hedef alındığı her saldırı için İsrailli bir esiri infaz edeceğini ilan etti. Hamas'ın ilk günkü saldırı dalgasının Tel Aviv yönetimi için stratejik bir şok olduğu aşikâr olup bazı gözlemciler bunun teknik olarak bir yenilgi olduğunu ifade etmekte. Fakat bu savaş henüz daha yeni başladı. Nasıl biteceğine dair herkesin kafası soru işaretleriyle dolu ama kimse bir garanti veremiyor. Şu anda herkes oturmuş, savaşın bir sonraki safhasının içinden ne çıkacağını bekliyor.


Adnan Nasser tarafından kaleme alınan ve National Interest'te yayınlanan bu değerlendirme Mepa News okurları için tercüme edilmiştir. Değerlendirmede yer alan ifadeler yazarın kendi görüşleridir ve Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Bu yazı toplam 1393 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.
Adnan Nasser Arşivi