Lübnan'da bir milyondan fazla kişi neden sokaklarda?

Lübnan'da bir milyondan fazla kişi neden sokaklarda?

Lübnan'da 17 Ekim'de Whatsapp ve benzeri internet üzerinden telefon görüşmelerine vergi getirilmesi planına karşı sokağa çıkan halk, hükümetin bu planı iptal etmesine rağmen hâlâ eylemlere devam ediyor.

Lübnan'da haftasonu hükümetin vergilerin artırılmasını öngören yasa tasarısını protesto eden kişilerin sayısı Reuters haber ajansının haberine göre 1 milyon 200 bini buluyordu.

Koalisyon ortaklarından Lübnan Kuvvetleri Partisi hükümetten çekildi, dört bakanı istifa etti. Lübnan ordusu ise halkın taleplerinin yanında olduğunu belirten bir bildiri yayımladı. BBC İzleme Servisi'nden Hesham Shawish, Lübnan'da devam eden protestoların nedenlerini inceledi.

Lübnan Başbakanı Saad Hariri, ülkenin büyük borç yükünü ve bütçe açığını azaltmaya çalışıyor.

Son hükümetin kurulmasının ardından yapılan kabine toplantılarında ülke ekonomisi masaya yatırıldığında karşılaşılan tablo şöyleydi:

  • Borcun gayrı safi yurt içi hasılaya (GSYH) oranı yüzde 152. Bu oran Lübnan'ı ekonomik büyüklüğüne kıyasla en borçlu üçüncü ülke kılıyor.
  • Bütçedeki gelirlerin yaklaşık yarısı faiz ödemelerine gidiyor.
  • 2017'de kamu maaşlarına yapılan zam ve yüksek faiz oranları da bütçe açığını artırıyor.

Peki bu noktaya nasıl gelindi?

Eskiyen altyapı

Lübnan'da iç savaşın ardından altyapının yeniden inşa edilmesi günümüzdeki finansal yükün temelini oluşturuyor.

Bu süreçten kârlı çıkanlar ise başkent Beyrut'taki lüks emlak projelerine odaklanan zenginler oldu.

Öte yandan ulaşım ve enerji gibi sektörlerin acilen elden geçirilmeye ihtiyacı var, özellikle de Lübnan'ın bednam elektrik altyapısının. On yıllardır elektrik talebine yetişemeyen ülkede düzenli olarak elektrik kesintileri yaşanıyor. Çoğu Lübnanlının evinde, her gün birkaç saat süren kesinti sırasında kullanmak için jeneratörler bulunuyor.

Şubat ayında Lübnan Devlet Başkanı Michel Aoun Şubat başında yeni kabineye yaptığı konuşmasında mevcut hükümetin bir ulusal birlik hükümeti olduğunu hatırlatarak "Elektrik ve bütçe gibi önemi ve önceliği yüksek hedeflere ulaşırken dayanışma içinde kalmalıyız" demişti.

Ülkenin elektrik altyapısı o kadar kötü durumda ki Lübnan'daki etkili örgütlerden Hizbullah'ın bölgesel müttefikleri Suriye ve İran bunu bir koz olarak kullanabiliyor.

İran'ın Lübnan Büyükelçisi Muhammed Celal Firuzniya Şubat ayında "İran Lübnan'a ihtiyacı olduğu tüm yardımı sunmaya hazırdır. Bu elektrik de olabilir, ilaç da veya saldırgandan (İsrail) korumak da" demişti.

Suriye ise sekiz yıl süren iç savaşta büyük hasar gören altyapısına rağmen 2017 ve 2018'de dönem dönem Lübnan'a elektrik sattı. Lübnan'la sınırı olmayan fakat elektrik fazlasını bu ülkeye satmak isteyen komşusu Ürdün'e de izin vermedi.

Başbakan Hariri, bu yıl 24 saat boyunca kesintisiz elektrik sağlayacak planlarını açıklarken bir yandan elektrik üretim kapasitesini artırmayı diğer yandan da devletin sahibi olduğu elektrik üretim tesislerine verilen sübvansiyonu azaltmayı hedeflediklerini söyledi.

Lübnan geçen yıl Paris'te düzenlenen bir uluslararası konferansta yatırımcılardan 11 milyar dolar kredi alma imkanı bulmuştu. Lübnan, bu kredinin alınması için gereken reformları yapabileceğini elektrik reformuyla ispat etmek istiyor.

Yetkililer, bu borcun alınmaması durumunda ülkenin ya devalüasyon ya da borçlarının temerrüde düşmesiyle karşı karşıya kalacağını söylüyor.

Kullanılmayan enerji rezervleri

Lübnan hükümeti Akdeniz'deki petrol ve gaz rezervlerine umut bağlıyor. Deniz tabanındaki rezervler için Fransa'dan Total ve Rusya'dan Novatek gibi şirketlerle anlaşıldı.

Lübnan'ın hidrokarbon rezervleri umut vaat etse de komşularına kıyasla bu alanda daha yavaş ilerleyebildi.

Ülkede siyasetçilere karşı güvensizlik, uzun süreler boyunca işleyen bir hükümet bulunmaması ve mevcut jeopolitik anlaşmazlıklar gibi nedenlerle bu girişimler bugüne kadar meyve vermemişti.

Ocak ayında Kıbrıs, Mısır, Yunanistan, Ürdün ve İsrail enerji bakanları, İtalya ve Filistin'den temsilcilerin katılımıyla Kahire'de buluşarak Akdeniz'deki gaz rezervlerinin çıkarılması için bölgesel işbirliğini görüşmüştü.

Yetkililer bu gazın ihraç yöntemleri ve potansiyel boru hatları üzerine de fikir alışverişinde bulunmuştu.

Suriyeli sığınmacılar

Suriye'de devam eden savaş, Lübnan ekonomisini de etkiledi. Lübnan hükümeti verilerine göre ülkeye Suriye'den gelen sığınmacı sayısı 1,5 milyona kadar çıktı. Bu ülke nüfusunun çeyreğine denk.

Halihazırda zorlanan eğitim, sağlık ve elektrik gibi altyapılar sığınmacıların da etkisiyle daha da yetersiz hale geldi.

Yurt dışındaki Lübnanlıların ülkeye gönderdiği paranın azalması

Lübnan, cari açığının kapanması için büyük diasporasının ülkeye gönderdiği paralara bel bağlıyordu.

Ekim 2018'de Carnegie Endowment for International Peace, Körfez ülkelerindeki Lübnanlıların ülkelerine gönderdikleri paranın azaldığını ortaya koydu.

Bu ülkelerde çalışan Lübnanlıların durumu, Körfez bölgesine dair ekonomik beklentilerin petrol fiyatlarıyla birlikte düşmesinden etkileniyor.

Lübnan'ın Körfez ülkelerindeki işçilerinin ülkeye gönderdiği para Lübnan GSYH'sinin beşte birine denkti.

Yurt dışında çalışan 400 bin Lübnanlının yarısı Suudi Arabistan'da bulunuyor.

Lübnan Cumhurbaşkanı Michel Aoun'un Kasım 2017'de Lübnan Başbakanı Hariri'nin Suudi Arabistan'da "rehin tutulduğu" suçlaması da iki ülke arasındaki ilişkileri gerginleştirmişti.

Suudi Arabistan'ın 2030 vizyonu kapsamında Suudi vatandaşlarına daha fazla iş yaratma vaadi de bu ülkedeki Lübnanlıların geleceğini etkiliyor.

Protestolar

Lübnan'da kabine, yurt dışından gelecek krediyi alabilmek için gerekli kriterlere ulaşmak adına kemer sıkma politikaları uygulamaya karar verdi. Bu politikalar arasında emekli maaşlarını azaltma ve devletin ülkedeki karmaşık bankacılık sektörüne müdahalesini hafifletme gibi maddeler bulunuyor.

Bu yılki ilk büyük protesto 30 Nisan'da emekli askerlerin maaş kesintilerine karşı eylemi oldu. Aynı gün Lübnan İşçileri Genel Konfederasyonu kemer sıkma politikalarına karşı üç günlük grev ilan etti.

Sendikanın grevi Beyrut Limanı, Ulusal Sosyal Güvenlik Fonu, Lübnan Elektrik ve Oger Telekom gibi şirketleri etkiledi.

Devlet Başkanı Michel Aoun'un kesintilerin ertelendiğine yönelik açıklamasıyla grev sonlandırıldı.

17 Ekim'de ise bu sefer internet üzerinden telefon görüşmelerine dair vergi önerisi nedeniyle halk sokaklara indi.

Fakat bu yasa tasarısı geri çekilse de protestocular diğer şikayetleri nedeniyle sokaklardan çekilmedi.

Başbakan Hariri ise Cuma günü yaptığı açıklamada 72 saat içinde reformlara başlama, kamu israfını ve yolsuzluğu sonlandırma sözü verdi.

Gösterilerin devam etmesi üzerine koalisyon ortaklarından Lübnan Kuvvetler Partisi (LK) lideri Samir Farid Caca 20 Ekim'de hükümetten çekildiklerini, partisine üye dört bakanın hükümetten istifa ettiğini açıkladı:

"Bu hükümetin kötüleşen ekonomik ve finansal durumu kurtarmak için gerekli adımları atamayacağına inanıyoruz."

Lübnan'daki sendikalar 21 Ekim için genel grev çağrısında bulundu. Okullar ve üniversiteler derslerini iptal etti.

Pazar günü bir açıklama yayımlayan Lübnan ordusu, Lübnan halkının taleplerini desteklediğini duyurdu.

Hizbullah lideri Hasan Nasrallah ise protestoculara "mesajlarının duyulduğunu" fakat ülkenin derin bir ekonomik krizde olduğunu, bu yüzden yeni bir hükümet kurmakla uğraşarak vakit kaybetmemek gerektiğini söyledi.

Kameralara konuşan protestocular neler söylüyor?

BBC İzleme Servisi'ne göre protestocular ülkedeki siyasetçi sınıfından bıkmış durumda. Çoğu, çözümü bir teknokratlar hükümetinde görüyor.

"[Başbakan] 72 saat içinde vatanın bütün sorunlarını çözebileceğini mi iddia ediyor? Cahil değiliz, aptal da değiliz. Çalmayı bırakın." - Hizbullah yanlısı Al-Mayadeen TV'ye konuşan bir protestocu.

"Mezhep ayrımına, din ayrımına son. Hepimiz biriz." - Hizbullah yanlısı Al-Mayadeen TV'ye konuşan bir protestocu.

"Paramızı istiyoruz ve onların da hapse girmesini istiyoruz. Aksi takdirde evlerimize dönmeyeceğiz. Ne reform açıklarlarsa açıklasınlar. Bir şey yapabilecek olsalardı bugüne kadar yaparlardı" - Özel Al-Jaded kanalına konuşan bir protestocu.

"Bunun sonunun nereye gittiği önemli değil. Önemli olan insanların farkındalığı. İnsanlar partileri istemiyor." Özel Al-Jaded kanalına konuşan Lübnanlı şarkıcı Rami Ayaş.

wp-005.jpg

İlgili Haberler
Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.