Mohamed Gabobe

Mohamed Gabobe

Somali'de ABD saldırılarının kurbanı olan siviller adalet arıyor

Somali'de ABD saldırılarının kurbanı olan siviller adalet arıyor

Somali'nin orta kesimindeki Galgaduud bölgesinde göçebe bir ailede büyüyen Luul Dahir Muhammed, Bedevi topluluğundaki pek çok kız çocuğu gibi okula gitme fırsatı bulamadı.

Ancak büyüyünce ve evlenip Muhammed ve Meryem adında iki çocuk sahibi olunca, onlar için daha iyi bir hayat hayal etti. Evliliği sona erdikten sonra genç anne, 2018 yılında Bergan'daki kırsal yerleşiminden Somali'nin orta kesimindeki El Buur şehrine taşınmaya karar verdi ve bu taşınmanın çocuklarının geçimini sağlamasına yardımcı olacağını umuyordu.

Ancak sadece birkaç ay sonra, 22 yaşındaki anne Luul ve 4 yaşındaki kızı Meryem öldürüldü.

Luul ve kızı, El Buur'dan yaklaşık 18 km uzaklıktaki Dac kasabasına giden bir kamyonetteki diğer yolculara katıldığında tarih 1 Nisan 2018'di. Araca saldırı olduğunda Luul'un ağabeyi Kasım'ı ziyarete gidiyorlardı.

Öldürülen kadının erkek kardeşi 38 yaşındaki Ebubekir Dahir Muhammed Al Jazeera'ye yaptığı açıklamada, "ABD'nin insansız hava aracı saldırısında öldürülmeden önce sadece birkaç aydır El Buur'da bulunuyordu." dedi.

Basında çıkan haberlere ve Luul'un ailesine göre o gün ABD insansız hava araçları kamyoneti vurdu. Hemen ardından yerel halk bölgede ve çevresinde çok sayıda ceset buldu. Yolun ilerisinde, yaklaşık 60 metre ötede, küçük bedeni şarapnel parçalarıyla kaplanmış olan çocuğuna sarılmış durumdaki Luul'un cansız bedeni bulundu.

Ağabeyi Ebubekir şunları söyledi:

"Araca saldırdıklarında Luul kızıyla birlikte dışarı çıkmayı başarmış. Bunun bir kadın ve çocuk olduğunu biliyorlardı ve sonra bir kez daha saldırdılar, ikinci saldırıda her ikisini de öldürdüler. Amerikalılar insan haklarını savunduklarını iddia ediyorlar ama görünüşe göre konu kız kardeşim ve yeğenim gibi insanlar olunca hayatlarının bir önemi kalmıyor."

Tazminatlar uygulanabilir değil

ABD'nin kıtadaki askeri operasyonlarını yürüten Afrika Komutanlığı (AFRICOM), bu tür saldırıları takip eden düşünce kuruluşu New America'ya göre 2005 yılından bu yana Somali'de 410'dan fazla hava saldırısı gerçekleştirdi. AFRICOM'un kendi verilerine göre komutanlık 2018 yılında Somali'de Luul ve Meryem'ın öldürüldüğü saldırı da dahil olmak üzere 37 saldırı gerçekleştirdi.

AFRICOM 1 Nisan'daki saldırıdan bir gün sonra bir açıklama yayınlayarak saldırıda "beş teröristi vurduğunu ve bir aracı imha ettiğini" iddia etti.

Açıklamada "bu hava saldırısında hiçbir sivil ölmemiştir" denildi.

ABD ordusu hava saldırılarının Somali'de aralarında Eş Şebab'ın da bulunduğu silahlı grupları hedef aldığını söylüyor. Ancak yerel halk ve insan hakları grupları sık sık sivil ölümler yaşandığını bildiriyor.

Saldırıdan on iki ay sonra, hak gruplarının baskısı üzerine AFRICOM bir iç inceleme yaptı ve El Buur yakınlarındaki bir saldırıda bir anne ve çocuğun öldürüldüğünü kabul etti.

Bu, ABD'nin Somali'de on yıllardır sürdürdüğü hava harekatında sivil kayıplar yaşandığını ilk kez kabul etmesi anlamına geliyordu. Raporda Luul ve Meryem'in isimleri verilmedi.

Bu ay, bu tür saldırıların sivil mağdurlarını temsil eden yasal haklar örgütü Humanus, AFRICOM'dan sadece Al Jazeera tarafından görülen, Luul ve kızının bir ABD saldırısında öldürüldüğünü doğrulayan bir mektup aldı.

Mektupta AFRICOM'un "bu trajik ölümleri çevreyelen koşullardan ders çıkarmaya kararlı olduğu" ancak Luul'un şu anda 13 yaşında olan küçük oğlu da dahil olmak üzere yakınlarına "taziye ödemesi" yapmanın "mümkün olmadığı" belirtildi.

Kurbanların aileleri ve hak grupları bunun yeterli olmadığını söylüyor.

Cevapları aramak

Al Jazeera'ye konuşan Abubakar, "AFRICOM bize hiçbir zaman doğrudan ulaşmadı" diyerek iki ayrı seferde cevap almak için onlarla irtibata geçmeye çalıştığını söyledi: Önce internet sitelerindeki "bize ulaşın" bölümünden halkla ilişkilere ulaşmaya çalışmış, daha sonra da komutanlığın sivil zarar raporlama portalını kullanmış.

"Onlara iletişim bilgilerimi bile bıraktım" dedi ama hiçbir zaman yanıt alamadı.

AFRICOM'un iç incelemesinden ve sivil ölümlerle ilgili itirafından bir yıl sonra komutanlık, internet sitesinde insanların ABD hava saldırılarında ölen ya da yaralananlarla ilgili bilgileri paylaşabilecekleri bir sivil kayıp bildirim formu oluşturdu.

Uzaktan bakıldığında bu girişim şikayette bulunmak için iyi bir yol gibi görünse de, çoğu Somalilinin aşina olmadığı bir dil olan İngilizce olması ve hava saldırılarının çoğunun gerçekleştiği Eş Şebab kontrolündeki bölgelerdeki sivillerin, silahlı grubun internet, mobil veri ve akıllı telefon kullanımına getirdiği yasaklar nedeniyle erişiminin imkansız olması gibi çeşitli nedenlerle araştırmacılar tarafından sert eleştirilere maruz kaldı.

Humanus İcra Direktörü Eva Buzo Al Jazeera'ye yaptığı açıklamada şunları söyledi:

"Mevcut sivil şikayet sistemi şartlar için son derece yetersiz. Bu sistem mağdurları defalarca başarısızlığa uğrattı. Müvekkillerimizin davalarında, yüksek düzeyde okuma yazma bilmeyen ve internet erişimi olmayan bir nüfus için son derece uygunsuz olan çevrimiçi bir portal da dahil olmak üzere mevcut her kanalı kullandı."

ABD'nin insansız hava aracı saldırıları ve Somali'deki sözde "terörle savaş" üzerine kapsamlı yazılar kaleme alan Somalili analist ve yazar Abukar Arman, AFRICOM'un sivil raporlama portalının hesap verebilirlikten çok imajla ilgili olduğuna inanıyor:

"Sivil zarar raporlama portalının hangi dilde olduğuna bakarsanız, pek çok Somalilinin ABD'nin insansız hava aracı saldırılarında zarar görmüş olabilecek sevdiklerini bildirmeye ya da şikayet etmeye çalışırken karşılaştıkları engelleri ve beyhude çabaları hayal edebilirsiniz."

Yine de Abubakar için, kız kardeşi ve yeğeninin ölümleri hakkında cevap almak için çaresiz olduğu için, orta düzey İngilizce dil becerilerine rağmen çevrimiçi portalı kullanmaya çalışmak uğraşmaya değerdi.

Ancak uğraşması boşunaydı. Mesajlarının dikkate alınmadığını söyledi.

Al Jazeera'ye gönderilen bir e-postada AFRICOM, "etkilenenlerin kendi adlarına devreye giren temsilcileri olduğunu" ve komutanlığın bireysel sorular yerine "bu temsilciler aracılığıyla iletişim kurmanın daha uygun olacağına karar verdiğini" söyledi.

Ancak Abubakar Al Jazeera'ye yaptığı açıklamada AFRICOM'un iddialarının doğru olmadığını, 2019'da kendilerine ulaştığında ve 2020'de sivil zarar raporlama portalını kullandığında "AFRICOM'da ailesini temsil eden kimse olmadığını" söyledi.

Humanus'un 2023 yılında sadece Luul'un ailesinin davasını ele aldığını söyledi ve Buzo da bunu doğruladı.

Buzo, Luul'un davasının yanı sıra kuruluşunun temsil ettiği bir diğer aile olan Kusow ailesiyle ilgili olarak da "kurbanların ailelerinin ABD ordusundan yanıt almak için ısrarlı olan ve nihayetinde boşa çıkan girişimleri olduğunu" söyledi:

"Her iki vakada da mevcut tüm kanalları tükettiler. Humanus yasal destek sağlayana kadar bu çabalar sessizlikle karşılandı."

"Neredeyse her gece çığlık atardı"

Kusow ailesi nesillerdir Somali'nin güneyindeki Juba Vadisi'nde yaşıyor.

Ailenin Jilib'deki evi 2 Şubat 2020 gecesi akşam yemeği hazırlarken bir ABD insansız hava aracından atılan füzeyle vuruldu. AFRICOM bir basın açıklamasında başlangıçta hava saldırısının "bir teröristi öldürdüğünü" iddia etti ve "bir teröristin bile ortadan kaldırılmasının bölgeyi ve ABD'yi daha güvenli hale getirdiğini" ekledi.

Ancak Eylül ayında Humanus'a gönderilen ve Al Jazeera tarafından görülen bir başka mektuba göre, AFRICOM'un kendi iç incelemesi ve soruşturması, söz konusu saldırıda bir sivilin öldüğünü ve üç sivilin de yaralandığını tespit etti.

Kusow ailesinin bir yakını olan Muhammed Osman Abdi Al Jazeera'ye yaptığı açıklamada, "İnsanları yemek yerken bombalamak, hedeflerin gerçekte kim olduğunu önceden belirleyebilecek kapasiteye sahip olmalarına rağmen sadece teröristleri öldürdüklerini söylemek, ailemin hayatını tamamen hiçe saydıklarını gösteriyor" dedi.

Saldırıda Muhammed'in kayınvalidesi 74 yaşındaki Hatice Muhammed Gedow da yaralandı. Saldırıdan sonra yaraları nedeniyle yürümekte zorlanmaya başladı. Sağlığı daha da kötüleşti ve şu anda hiç yürüyemiyor ve sağ gözü kör oldu.

Muhammed'in üç küçük yeğeni de saldırıda hayatını kaybetti.

Muhammed, 14 yaşındaki Fatıma Kusow Ömer'in omzundan ciddi şekilde yaralandığını ve beş yıl sonra hala bir şeyleri toplamakta zorlandığını söyledi:

"Ama ilk iki yıl en kötüsüydü, çünkü travmayla mücadele ediyordu. Geceleri uyumakta güçlük çekiyordu ve füzeden kaynaklanan gürültülü patlama ve evlerini saran toz, enkaz ve yangın gözünün önünden gitmiyordu."

Fatıma'nın henüz tam olarak iyileşemediğini, ancak o sırada 9 yaşında olan diğer yeğeni Adey Kusow Ömer'in daha çok acı çektiğini belirtti:

"Neredeyse her gece çığlık atıyordu, onu uyutmaya çalıştım çünkü başka bir patlamadan korkuyordu. Travma geçirdiğini biliyordum ama onun için yapabileceğim hiçbir şey yoktu."

Üçüncü bir yeğen, 17 yaşındaki Nuro Kusow Ömer, o günün en trajik kurbanıydı. Saldırıda hayatını kaybetti. Ertesi sabah İslami geleneklere uygun olarak yapılan cenaze töreninde hem akrabaları hem de toplum üyeleri dehşet içindeydi çünkü cenaze töreni sırasında da olmak üzere kasabanın üzerinde uçan insansız hava araçları görülmüş ve bu da yeni bir ABD hava saldırısının yakın olduğu korkusuna yol açmıştı.

Muhammed, "Tekrar bombalanıp bombalanmayacaklarını ve daha fazla aile üyemizi kaybedip kaybetmeyeceğimizi bilmiyorduk. Kabusu yeniden yaşamak gibiydi, ama bu sefer daha çok korkuyorduk, bir sonraki ölümün kimden geleceğini bilmiyorduk." dedi.

ABD için hayatların hiçbir değeri yok

Humanus 2023'ten bu yana hem Kusow ailesinin hem de Luul'un akrabalarının avukatlığını yapıyor ve AFRICOM'dan cevap almalarına ve hesap verilmesine yardımcı olmaya çalışıyor.

Buzo Al Jazeera'ye yaptığı açıklamada, Humanus hukuk ekibinin müdahalesi sayesinde davaların AFRICOM tarafından fark edildiğini, ancak daha fazla işlem yapılmasının reddedildiğini söyledi.

Buzo, "Tazminat için işlevsel ve erişilebilir bir yolun olmaması sadece prosedürel bir kusur değil, adalet arama girişimlerini susturarak mağdurların acılarını daha da artırıyor." dedi.

AFRICOM, Humanus'a gönderdiği mektuplarda, mağdurlar ve aileleri için herhangi bir tazminat ya da maddi telafi beklentisi söz konusu olduğunda, "mevcut Savunma Bakanlığı yönergeleri ve politikaları uyarınca, ABD Afrika Komutanlığı'nın bu konuda bir taziye ödemesi yapmanın mümkün olmadığına karar verdiğini" belirtti.

AFRICOM, Al Jazeera'ye gönderdiği e-posta yanıtında, daha fazla açıklama istediğinde, "görev hedefleri, kültürel normlar, yerel ekonomik gerçekler, ödemenin kendisinin yapılmasının fizibilitesi, güvenliği, emniyeti ve lojistiği" göz önünde bulundurularak bir değerlendirme yapıldığını ve hayatta kalan aile üyelerine yönelik fonların "terörist veya düşman isyancı gruplar tarafından el konulması, gasp edilmesi veya gayri resmi vergilendirmeye tabi tutulması" riskine dayanarak karar verdiklerini söyledi.

Humanus Salı günü yayınladığı bir bildiride şunları söyledi:

"AFRICOM'un üstünkörü kabulü ve boş taziyeleri sadece iç açıcı olmamakla kalmamaktadır, aynı zamanda derin bir adaletsizliktir. Müvekkillerimiz uzun ve meşakkatli bir süreçten geçerek mevcut tüm kanalları tüketmiş, ancak sadece görmezden gelmek üzere tasarlanmış bir sistemle karşılaşmışlardır."

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"Tazminat sadece paradan ibaret değildir, zararın resmi olarak tanınması ve hayatta kalanlar için konuyu kapamaya yönelik hayati, son bir adımdır. Bu önemli bileşen eksik olduğunda, sözde 'hesap verebilirlik süreci' beyhude bir hal alır."

Muhammed ve Ebubekir, AFRICOM'un tazminat ödememe gerekçesinin "acı verici" ve sevdiklerini öldürenlerin "daha fazla adaletsizlik yapması" olduğunu söylüyor.

Muhammed şu ifadeleri kullanıyor:

"Bu ucuz bir bahane. Bu insanları öldürdüler ve sakat bıraktılar. Paranın gasp edileceği ya da el konulacağı korkusunu kullanmak, kaybedilen hayatların ABD için hiçbir değeri olmadığını söylemenin başka bir yoludur. Bu acı verici ve kendilerini her türlü sorumluluktan kurtarmak için ne kadar uğraştıklarını gösteriyor."

Ebubekir de AFRICOM'un açıklamasını eleştirdi:

"Bu onların ödeme yapmaya tamamen isteksiz olduklarını ve kız kardeşime ve yeğenime yaptıklarının bedelini ödememek için her yolu deneyeceklerini gösteriyor. ABD her yıl Somali'ye farklı sektörlerde milyonlarca dolar yardım yapıyor ve paranın çalınması ya da silahlı gruplar tarafından istismar edilmesi gibi bir korku asla söz konusu değil. Ama söz konusu biz olunca böyle şeyler söylüyorlar."

Ayrıca Al Jazeera tarafından görülen mektuplarda AFRICOM, "Somali'deki güvenlik durumu" ve "ABD personeline yönelik tehditler" nedeniyle hayatta kalan aile üyeleriyle görüşemediğini belirtiyor.

Muhammed buna dair şu ifadeleri kullanıyor:

"Böyle bir iddia mantıksız. AFRICOM'un ve genel olarak ABD'nin Mogadişu'da halihazırda görev yapan personeli var. Eğer isteselerdi ailemle kolayca görüşebilirlerdi, ancak daha fazla incelemeden kaçınmak için zarar verdikleri ailelerin önüne çıkmaktan kaçındıkları açık."

3 Eylül'de, yani AFRICOM'un Humanus'a mektupları yazdığı gün, AFRICOM'un yeni atanan komutanı General Dagvin Anderson Mogadişu'ya geldi ve Somali hükümeti ile ABD yetkilileri de dahil olmak üzere uluslararası koalisyonun liderleriyle görüştü. AFRICOM komutanı daha sonra Somali'de yayın yapan bir televizyona röportaj verdi.

Mohamed, "Eğer o AFRICOM komutanı kameraların önünde oturabiliyorsa, o zaman o ve diğer ABD personeli de ailemizi hayvanlar gibi katledip görmezden gelmek yerine onlarla oturabilir" diye ekledi.

Cezasızlık kültürü

Aralarında Uluslararası Af Örgütü ve İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün de bulunduğu hak örgütleri yıllar boyunca AFRICOM'un insansız hava aracı saldırısı kurbanlarının aile üyeleriyle ilişkilerinde, vakaların soruşturulmasında ve tazminat ödenmesinde şeffaf ve açık davranmadığı yönündeki endişelerini dile getirdiler.

Al Jazeera'ye konuşan analistler, AFRICOM'un tazminat ödemeyi reddetmesinin, ABD'nin Somali'deki insansız hava aracı operasyonlarında yaklaşık 20 yıldır devam eden cezasızlık kültürünün bir parçası olduğunu söylüyor.

Arman şu ifadeleri kullandı:

"ABD yetkilileri hayatta kalan aile üyelerine maddi tazminat ödemek konusunda isteksiz olduklarında, bu sadece tamamen umursamazlıklarını değil, aynı zamanda AFRICOM'un bile hesap vermekten muaf olduklarını bildiklerini gösteriyor. ABD insansız hava araçlarıyla hayatını kaybetmeye devam eden kaç sivil olursa olsun..."

AFRICOM'un tazminat ödemeyi reddetmesi Buzo ve kendisinin Humanus'taki ekibi için "derin bir hayal kırıklığı". Arman "Bu durum, resmi askeri kanallar aracılığıyla adalet arayışının mağdurlar için son derece zor ve çoğu zaman ödüllendirici olmayan bir süreç olduğu algısını güçlendiriyor" diyor.

Birleşik Krallık merkezli gözlemci kuruluş Airwars'a göre ABD, Başkan Donald Trump'ın görevdeki ilk döneminde Somali'de 200'den fazla hava saldırısı düzenleyerek önceki başkanların toplamını geride bıraktı. New America'ya göre ABD bu yıl Somali'de 80 hava saldırısı düzenleyerek eski Başkan Joe Biden'ın görevde olduğu süre boyunca gerçekleştirilen tüm saldırıları geride bıraktı.

Ebubekir ve Muhammed Al Jazeera'ye yaptıkları açıklamada, ABD'nin davalarını ele alma konusundaki "umursamazlığı" nedeniyle yakınlarını öldüren saldırıların kabusunu yeniden yaşamaya zorlandıklarını hissettiklerini söylediler.

Muhammed, AFRICOM'un hava saldırılarının Eş Şebab'ı mı yoksa ABD için için "tali hasar"dan başka bir şey olmayan sivilleri mi vurduğunu umursamadığını düşünürken Abubakar, Luul ve Meryem'in öldürülmesinden sonra ABD'nin ilgisizliğinin meseleyi kapatmayacağını belirtti.

Ebubekir, "Ailemize davranış biçimleri, Amerikan hükümetinin uluslararası hukuku ve insan haklarını koruma konusunda samimi olmadığını tüm dünyaya gösteriyor" dedi. "Sanki bizi iki kez öldürdüler."


Al Jazeera'de yayınlanan bu değerlendirme Mepa News okurları için Türkçeleştirilmiştir. Değerlendirmede yer alan ifadeler yazarın kendi görüşleridir ve Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Bu yazı toplam 2960 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.
Mohamed Gabobe Arşivi