Sophie Petronin'in Müslüman oluşu ve Macron'un sessizliği

Sophie Petronin'in Müslüman oluşu ve Macron'un sessizliği

Emmanuel Macron, geçtiğimiz cuma günü Villacoublay havaalanında, üç yıl dokuz buçuk ay boyunca Sahel’de esir tutulan Sophie Pétronin’ın ülkeye dönüşü hakkında yorum yapmadı.

Son dönemde İslam dinine ve Müslümanlara karşı yaptığı açıklamalarla dikkat çeken Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, "İslam'ın krizde olduğunu" iddia etmişti.

Bundan çok kısa bir süre sonra, Mali'de El Kaide tarafından rehin alınan Fransız vatandaşı Sophie Petronin, esir takası sonucu serbest kaldı. Petronin, Macron'un da hazır bulunduğu basın toplantısında Müslüman olduğunu açıkladı. Bu durum kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Macron ise durum karşısında sessiz kalmayı tercih etti.

Fransız gazeteci Yves Thréard, Le Figaro için kaleme aldığı yazıda Macron'un sessizliğini ele aldı. "Sophie Pétronin ve Emmanuel Macron’un Utangaç Sessizliği" başlıklı yazı Mepa News okurları için Türkçeleştirildi.

*

Emmanuel Macron, geçtiğimiz cuma günü Villacoublay havaalanında, üç yıl dokuz buçuk ay boyunca Sahel’de esir tutulan Sophie Pétronin’ın ülkeye dönüşü hakkında yorum yapmadı.

Konuşması bekleniyordu, fakat sustu. Bu gelişmeden mutlu olabilirdi, bu tarz herhangi bir durumda olacağı gibi. Yedi yıldır Fransız ordusu bölgede, ve bu kurtarma operasyonu iyi bir haber olmalıydı. Nihayet bir kişi, birçokları 50 askerimizin hayatına mal olan bu operasyonu sürdürmenin lüzumunu sorgularken! Ne idüğü belirsiz, kararlı olmaktan ziyade öngörülemez olan cihat yanlılarına karşı, Avrupa kadar geniş topraklarda Fransa ve 5000 "Barkhane" kuvvetine mensup askeri sonu gelmeyen, adam kaçırmalar ve ölümcül saldırılarla dolu bir savaşta sıkışmış durumda. Bunun sonuna gelmek artık imkansız bir görevi gerçekleştirmek gibi.

Petronin'in Müslüman oluşu

Emmanuel Macron’u küçük düşüren Sophie Pétronin’ın kişiliği mi? 75 yaşındaki bu kadın, Paris’te sosyal medya üzerinden bir hakaret yağmuruyla karşılandı. Müslüman olmuş, esaretini bir nevi "ruhen emeklilik" olarak geçirdiğini itiraf eden, Mali’ye dönme ve orada yaşama arzusunu belirten bu kadın, sempatiden başka hiçbir şey toplamadı. Acaba Stockholm sendromundan mı muzdarip, eğer ki bir nevi "aydınlanma" yaşamadıysa? O, kendisini kaçıranların aslında "cihatçı" olduğunu görmeyi reddediyor. Onun Sahel’deki çatışmaya bakış açısı birçok Fransızı rahatsız ediyor, onların görüşleriyle zıt ve onları isyan ettiriyor. Bu lafları duyacaksak, neden askerlerimizin canlarıyla bu bedeli ödemeye devam ediyoruz? Afrika’ya olduğu üzere insani yardım çalışmalarına da büyük bir tutku duyan Sophie Pétronin, yeni Müslüman adıyla Meryem, yine başka bir yerlerde ve takip etmesi oldukça zor.

Fransa, Sophie Pétronin’ın kurtarılması hakkında güç bela bir söz söyleyebildi. Evet, bu söz konusu fakat Paris aktör olmaktan ziyade izleyici konumunda.

Fransa'nın bölgedeki varlığı

Kurtarılmasının koşulları mı Macron’u terste bıraktı? Bir esirin salıverilmesi her halükarda müzakereleri beraberinde getirir. Ve her seferinde ne karşılığında olduğuna dair sorular sorulur. Neye karşı? Fidye mi söz konusu? Burada 10 milyon euro söz konusu. Eğer ki bu doğruysa, bu bedelin ödendiğini itiraf etmek biraz zor olabilir: Halkın gözünde düşmanı silahlandırmak nasıl meşrulaştırılabilir? Para onlara kesinlikle yardımcı olacak, bilhassa saldırı güçlerini yeniden yükseltmek adına. Eğer kanıt getirmeye devam edilecekse, düşman Mali hapishanelerinde 200’den fazla cihat yanlısının salınmasını garanti etmiş demektir. Bunların bazıları halihazırda Fildişi Sahili’nde, Burkina Faso’da yahut Mali’deki saldırılarda bulundu, Fransız ordusuna karşı yapılan saldırılara da katılabilirlerdi; bu nasıl kabul edilebilir? Girilen zahmete değiyor mu? 2011’de genç asker Gilad Şalit, bin Filistinli esirle takas edilmişti. Fakat mukayese doğru değil.

Esasında Fransa, Sophie Pétronin’ın kurtarılmasında pek de söz hakkına sahip değildi. Evet, yine de konuştu, fakat Paris dört yıl boyunca müdahil olmaktan ziyade seyirci kaldı, Dışişleri Bakanlığı da bu hususta pek bir varlık göstermekten uzaktı.

Bu dönem, Macron’un Sahel bölgesindeki işini kesinlikle kolaylaştırmayacak.

Olayın merkezinde her şeyden önce bir Malili var. Ülkede ipleri geçtiğimiz yaz eline alan cuntanın bir önceliği var: Soumaïla Cissé, bölgenin popüler siyasetçisi. Kendisi mart ayında El Kaide iltisaklı bir çete tarafından alıkoyulmuştu. Bu cunta her ne kadar iktidarı sivillere bırakacağına söz verdiyse de, toplum nezdinde kendisiyle birlikte bir şeylerin değiştiğini göstermek istiyor. Sophie Pétronin’ın gölgede kalan serbest bırakılması, nisbeten daha az önem arz ediyordu, her ne kadar darbeyi soğuk karşılayan Paris’e bir zeytin dalı uzatılmasını gösterse de.

Bu dönem, Macron’un Sahel’deki görevini kesinlikle daha kolay kılmayacak. Birçok Fransız’ın gözünde ödenecek bedel çok ağır ve ihtiyatsız. Peki ne için? İslamcılar bütün Afrika’da adam devşirmeyi ve alan kazanmayı sürdürüyor. Partnerlerimiz tarafından pek az desteklenen ordumuz geri de çekilemez. Bunun vereceği utanç bir yana, kıtanın birçok yerinin halifeliklere döndüğünü görme riski de oldukça yüksek bir ihtimal. Farklı ülkelerin liderleri de —bilhassa Gine ve Fildişi Sahili— ateşle oynuyor. Fransa, iç güvenliği için kalmaya mahkum olduğu bu bataklıktan çıkmaya henüz hazır değil.

tg-003.jpg

İlgili Haberler
Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.