Analiz | Gazze, ölüleri gömecek yerin kalmadığı açık hava mezarlığına dönüştü

Analiz | Gazze, ölüleri gömecek yerin kalmadığı açık hava mezarlığına dönüştü

İsrail'in saldırıları nedeniyle Gazze Şeridi'nde hastane bahçeleri, parklar, yol kenarları halkın yakınlarını defnettiği mezarlıklara dönüşmüş durumda.

Hamas'ın Ekim ayındaki saldırısına karşılık olarak yaklaşık üç aydır aralıksız devam eden İsrail bombardımanı Gazze Şeridi'ni harabeye çevirirken, mezarlıklarda yer kalmadığı için Filistinli aileler sevdiklerinin cesetlerini derme çatma toplu mezarlara gömüyor.

Euro-Med İnsan Hakları Gözlemevi Aralık ayı ortalarında Gazze'nin çeşitli bölgelerinde -yerleşim bölgelerinde, avlularda, meydanlarda, yollarda, pazarlarda, hastanelerde, okullarda, düğün salonlarında ve spor stadyumlarında- 125 toplu mezar kazıldığını belgeledi.

Mezarların, İsrail Gazze şehirlerindeki ölümcül savaşını sürdürürken öldürülenler için geçici istirahat yerleri olarak hizmet vermesi bekleniyor. Çatışmalar sona erdiğinde cenazelerin şehir merkezlerindeki ana ve resmi mezarlıklara nakledilmesi planlanıyor.

Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları Gözlemevi Başkanı Ramy Abdu, Aralık ayında yaptığı açıklamada, "Aile üyelerinin çoğunun ya da tamamının hayatını kaybetmesi nedeniyle defin işlemleri büyük zorluklarla karşılaşıyor ve bu da defin işlemlerini imkansız hale getiriyor. Ayrıca, özellikle Gazze Şehri ve kuzeyindeki faaliyetlerin durmasıyla birlikte hastaneler de cenazeleri kabul etmekte zorlanıyor." diyor

Birçok hastane avlusu toplu mezara dönüştürülmüş durumda. Kasım ayında İsrail ordusu tarafından kuşatılan ve baskın düzenlenen Şifa Tıp Kompleksi yönetimi, İsrail ordusunun defin işlemlerine izin vermemesi üzerine onlarca kişiyi geçici olarak kendi tesislerinin bahçesine defnetmek zorunda kaldı.

Gazze kökenli bir akademisyen ve araştırmacı olan Dr. Nour Naim X hesabında yaptığı paylaşımda, "Gazze'deki Şifa hastanesinin bahçeleri onlarca ceset ve kimliği belirsiz insan için toplu mezarlığa dönüştürüldü! Şehrin simge yapıları tamamen değişti! Hastane bahçelerinde, sokaklarda, ağaçların altında her yerde mezarlar var!” ifadelerini kullandı.

Kudüs Hastanesi de Kasım ayında, İsrail güçlerinin hastane yerleşkesini kuşatması ve yönetimin ölenleri mezarlıklara defnetmesini engellemesinin ardından, kendi tesislerinde derme çatma defin işlemlerine sahne oldu.

Aynı dönemde El Aksa Hastanesi yetkilileri Deyr el Belah'ta kimliği belirlenemeyen 150 Filistinliyi defnettiklerini açıkladı. Hastanede ölülerin yıkanması ritüelini denetleyen Yasir Ebu Ammar, Al Jazeera'ye yaptığı açıklamada, çalıştığı yıllar boyunca ilk kez kimliği belirsiz kurbanlarla karşılaştığını söyledi.

Ebu Ammar İsrail’in katlettiği bu insanların yaklaşık yüzde 80'inin parçalanmış halde ya da vücut bütünlüklerinin bulunmadığını söyledi.

Kasım ayı sonlarında Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'ta 100'den fazla kimliği belirsiz Filistinli cesedi toplu bir mezara gömülmüş, bunların çoğu Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Şifa ve Endonezya hastanelerinde bekletilmişti.

Endonezya hastanesinden Refah'a doğru tahliye edilen Ümmü Muhammed el Ran isimli kadın, "Her yerde cesetler vardı. Kendi gözlerimle görmeseydim inanmazdım.” diyor.

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cebaliye'de bir baba bebeğini mezarlığa götüremediği için cadde kenarına gömmek zorunda kaldı. Al Jazeera muhabiri Enes El Şerif ise İsrail'in hava saldırısında ölen babasını Cebaliye mülteci kampındaki bir okulun avlusuna gömmek zorunda kaldı.

Gazze'de yerel bir gazetede çalışan gazeteci Adem El Şerif, artan kurban sayısı ve birçok mezarlığa ulaşılamaması nedeniyle Filistinliler ve sağlık personeli için tek seçeneğin savaş kurbanlarını yeni toplu mezarlara gömmek olduğunu belirtti.

Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları Gözlemevi'nin iletişim şefi olan Gazzeli yazar Muhammed Shehada X'te yaptığı bir paylaşımda, "Gazze dev bir mezarlığa dönüştü! İnsanlar ölülerini okullara, hastanelere, pazarlara, evlere, sokaklara gömmek zorunda kalıyor... çünkü mezarlığa gidemiyorlar. Çürümekte olan düzinelerce ceset İsrail ordu güçlerinin kontrolü altındaki sokakları dolduruyor, kediler ve köpekler bazılarını kemiriyor... 125'in üzerinde toplu mezar var!" ifadelerini kullandı.

Gözlemevinin kurucusu Ramy Abdu, 41 araştırmacıdan oluşan ekiplerinin Gazze'deki şehir merkezlerinde toplu mezarların varlığını belgelediğini, ölülerin özel arazilere ve kamuya açık alanlara alelacele gömüldüğünü doğruladı.

Ramy Abdu, "Birçok mezar evlerin bahçelerinde bulunuyor ya da sokaklara dağılmış durumda. İnsanlar sevdiklerini bir an önce toprağa vermeyi tercih ediyor, bunu bir başarı olarak görüyorlar" dedi.

Abdu, Gazze'deki gerçek ölü sayısının bildirilenden çok daha fazla olduğu ve binlerce kurbanın yıkılan binaların enkazı altında kaldığı yönündeki genel korkuları yineledi.

Gazze Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre, çatışmaların başladığı günden bu yana, bir haftalık ateşkes dönemi hariç, her gün yaklaşık 300 kişinin hayatını kaybettiği Gazze'deki sivil ölümlerinin hızı daha önce görülmemiş boyutlara ulaştı.

Sahil bölgesindeki hastanelerin çoğunun kapalı olması ve İsrail saldırısı nedeniyle elektriksiz kalan iletişim hizmetlerinin aksaması nedeniyle kayıp rakamlarını tespit etmek giderek zorlaşıyor.

Sahadaki doktorlar, hastanelere götürülmeyen ya da ulaşılamayan cesetler dahil edilmediğinden ölü sayısının çok daha yüksek olabileceğini belirtiyorlar.

Dünya Sağlık Örgütü'ne (WHO) göre Aralık ayı sonlarında Gazze'deki 36 hastaneden sadece altısı yaralı kabul ediyordu ve bunların hepsi de güneydeydi.

Filistin Sağlık Bakanlığı yaklaşık iki hafta önce, savaşın yıkıma uğrattığı bölgedeki hastanelerle neredeyse tüm irtibatını kaybettiğini açıkladı.

Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları Gözlemevi yaklaşık 30.000 Filistinlinin öldürüldüğünü, enkaz altında 7.000'den fazla kişinin kayıp olduğunu ve bunların yaklaşık yüzde 70'inin kadın ve çocuk olduğunu bildirmiştir.

Gözlemevi başkanı, çalışanlarının bu şaşırtıcı rakama Sağlık Bakanlığı, aile üyeleri ve köy ya da mahalle liderleriyle veri toplayıp karşılıklı doğrulama yaptıktan sonra ulaştıklarını açıkladı.

Abdu, her biri yaklaşık 220 kişiden oluşan üç aileyi bizzat belgelemiş. Bir vakada, meslektaşı Yusuf Salim'in 227 aile üyesinin tamamı, güvenlik için ilki Şeyh Radvan mahallesinde, ikincisi ise Rimal bölgesinde olmak üzere iki evde kalmak üzere dağıldıktan sonra öldürüldü.

Filistinli insan hakları örgütü Al-Haq, Forensic Architecture ile birlikte İsrail ordusunun Gazze'deki sağlık altyapısına sistematik olarak saldırdığını ve bunun sonucunda tıbbi tesislerin içinde toplu mezarlar açıldığını kanıtladı.

Araştırma kuruluşu Forensic Architecture'ın direktörü Eyal Weizman, X'te yayınlanan bir yazısında "Araştırmalarımızın en korkunç ve yürek parçalayıcı olanlarından biri: Gazze'de hastane hedef alındı, kuşatma altına alındı, işgal edildi... hastaların, çocukların ve sağlık personelinin toplu mezarları umutsuzca avlulara kazıldı" diye yazdı.

Kurbanların cesetlerinin evlerin içinde, kamusal alanlarda ve sokaklarda çoğalması, derme çatma gömülerin doğası gereği sadece sağlık ve çevre açısından bir tehdit oluşturmakla kalmıyor, aynı zamanda Gazzeliler üzerinde psikolojik bir etki de yapıyor.

"Gazze Şeridi sanki büyük bir açık hava mezarlığına dönüşüyor. Bu mezarlar insanlara her zaman çektikleri acıları hatırlatacak" diyen Euro-Med'den Ramy Abdu yaptığı açıklamada, "zaten dünyanın en yoğun nüfuslu yerlerinden biri olan Gazze'de halkın yakında daha küçük bir alana hapsolacağını" da sözlerine ekledi.

Daha da dehşet verici olan ise İsrail güçlerinin Gazze'deki mezarlıklara defalarca saygısızlık etmesi, mezarları tahrip etmesi ya da zarar vermesi. Gazze'den gelen videolar toplu mezarlara yapılan saygısızlığı kaydederken, raporlar da zaten gömülü olan cesetlerin mezardan çıkarıldığını ve tahrip edildiğini gösteriyor.

'Gazzeli kız' adlı bir sosyal medya kullanıcısı geçen hafta Instagram'da "Büyük dedelerimin ve onların çocuklarının (büyük amcalarım ve teyzem) mezarlarının İsrail işgal güçleri tarafından Gazze'de kazılarak tahrip edildiğinin teyidini aldım" şeklinde bir paylaşımda bulundu.

Euro-Med Gözlemevi Kasım ayında İsrail askerlerinin Gazze'nin kuzeyindeki Şifa ve Endonezya hastaneleri ile güneydeki diğer hastanelerden onlarca cesede el koyduğunu belgelediğini açıklamıştı.

Gözlemevi ayrıca İsrail'in Ekim ayından bu yana Gazze'de öldürülen onlarca Filistinlinin cesedini elinde tuttuğunu da belirtti.


Tunuslu gazeteci Alessandra Bajec tarafından kaleme alınan bu analiz Mepa News okurları için Türkçeleştirildi. Analizdeki ifadeler Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.

İlgili Haberler
Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.