Nijerya ordusu cihat yanlılarıyla savaşta çocuk ve bebekleri katletti

Nijerya ordusu cihat yanlılarıyla savaşta çocuk ve bebekleri katletti

Tanıklar, Nijerya Ordusunun cihat yanlılarına karşı savaşta doğrudan bebekleri ve çocukları hedef aldığını ve katlettiğini dile getirdi.

Aralarında siviller ve bizzat katliamda görev alan askerlerin olduğu 40'tan fazla kaynak, Nijerya ordusunun çocukları öldürdüğüne tanık olduklarını ya da askeri operasyonların ardından çocuk cesetleri gördüklerini aktardı. Tahminler toplamda binlerle ifade ediliyor... 

Bir anne, ikiz bebeklerinin ölümünü şu sözlerle anlattı:

"Askerler, ikizlerimi Boko Haram'ın çocukları oldukları için öldürdüklerini söylediler."

Akasya ağacının ardına saklandı

Önce çığlıklar duydu, ardından da silah sesleri...

Kaka, akasya ağacının arkasına gizlendi ve dehşet içinde donakaldı. 

Genç, 2020 yılının temmuz ayında bir öğleden sonra odun topladıktan sonra evine dönüyordu. İleri doğru baktığında, bir su göletinde çoğu Nijerya ordusu kamuflajı giymiş bir grup silahlı kişiyi gördü.

Kaka'nın anlattıklarına göre, askerler yerde yüzüstü yatan ve annelerinin başında ağlayan çok sayıda çocuğun başında durmuşlardı. 

Hemen yakınlarında, kimileri bebeklerini sırtlarına bağlamış annelerin de bulunduğu birkaç yetişkin yüzükoyun yatıyordu. Bazıları Allah'a dua ediyordu. 

İkisi ya da üçü çoktan ölmüştü; askerler üç kişiyi daha vurdu. 

Kaka, önce kadınları, sonra da çocukları öldürdüklerini ve çığlıklarını kurşun yağmuruyla bastırdıklarını söyledi. 

Askerlerse cesetleri önceden kazılmış bir mezara sürüklemiş, üzerlerini toprakla örtüp buradan uzaklaşmışlar.

Kaka, Nijerya'nın kuzeydoğusunda bulunan Kukawa kasabasına doğru yola çıkmış. 

Şimdilerde 20'li yaşlarının başında olan genç, o gün su göletinde en az 10 çocuğun ve birkaç yetişkinin ordu tarafından topluca vurulmasının ayrıntılarını anlatan beş canlı şahitten biri. 

Daha önce rapor edilmemiş olan bu katliam, Nijerya ordusu ve ordu destekli müttefik güvenlik güçlerinin ülkenin kuzeydoğusundaki cihat yanlılarına karşı 13 yıldır sürdürdüğü savaş sırasında çocukları katlettikleri örneklerden sadece biri. 

Askerlerin yanı sıra hükümet tarafından istihdam edilen silahlı muhafızlar, komutanlarının kendilerine defalarca çocukları "silme" emri verdiğini, çünkü bu çocukların "Boko Haram veya IŞİD uzantısı militanlarla iş birliği yaptığı ya da isyancı babaların lekeli kanını miras aldıklarını söylediklerini" aktardı. 

Tanıklara göre, çocukların kasıtlı olarak öldürülmesi bölgede giderek artan bir durum. 

Reuters'a konuşan 40'tan fazla kaynak, Nijerya ordusunun çocukları hedef alıp öldürdüğünü ya da bir askeri operasyon sonrasında çocukların cesetlerini gördüklerini söyledi. 

Kaynaklar arasında hem ebeveynler hem de sivillerin yanı sıra çocukların katledildiği onlarca askeri operasyona katıldığını belirten askerler de yer alıyor.

"Onları çocuk olarak görmüyorum, Boko Haram olarak görüyorum... Eğer onları yakalarsam, vurmam, boğazlarını keserim. Bundan zevk alıyorum."

-Nijeryalı asker-

En yakın arkadaşının isyancılar tarafından vurularak öldürüldüğünü söyleyen bir asker

"Ordu yönetimindeki altı operasyonda çocukların çoğu vuruldu. Bazıları ise kaçarken sırtından vuruldu..."

Askerler çocukları öldürmek için bir dizi yöntem kullanmış. 

Tanıklar, Nijeryalı askerlerin çocukları zehirlediği ve boğduğu özel durumları da ayrıntılı olarak anlattı. 

20'li yaşlardaki Yagana Bukar, bir grup kadın ve çocukla birlikte Boko Haram'dan kaçtıktan sonra iki askerin dört aylık ikiz erkek çocuklarını kendisinden aldığını ve önünde boğduklarını söyledi.

"Askerler bebekleri öldürdüklerini, çünkü onların Boko Haram'ın çocukları olduğunu, insan olmadıklarını söylediler."

20'li yaşlardaki Yagana Bukar

Dört aylık ikiz erkek bebekleri Nijeryalı askerlerce öldürülen anne

Bukar'ın anlattıkları eski bir esir arkadaşı tarafından şu sözlerle teyit edildi: 

"Eğer dikkatli olmazsam ve sessiz kalmazsam beni de öldüreceklerini söyleyerek tehdit ettiler."

Bazı ebeveynler, çocuklarının ordu tarafından alınıp bir daha geri getirilmediği için acı içinde bırakıldıklarını aktardı. Uzun süredir kayıp olan çocuklarının ölü mü sağ mı olduğundan emin olamadıklarını dile getirdiler. 

"Lütfen elinizden geleni yapın." diye bir muhabire yalvaran bir baba, 14 yaşındaki oğlunun 2019 yılında Kukawa'da yaşanan bir olayda askerler tarafından alıkonulan ve bir daha kendilerinden haber alınamayan sekiz çocuktan biriymiş. 

Çaresiz baba, gözyaşları içerisinde "Bu durum duyulsun ki oğlum hayattaysa bize geri dönebilsin." dedi. 

Nijeryalı askeri liderler yaptıkları açıklamada ordunun hiçbir zaman çocukları öldürmek için hedef almadığını iddia etti. Keza bu haberin de Nijeryalılara hakaret amaçlı ve ülkenin isyancılara karşı verdiği mücadeleyi baltalamaya yönelik dış kaynaklı bir çabanın parçası olduğunu ileri sürdü.

Birleşmiş Milletler ve diğer insani yardım grupları, "Nijerya'nın kuzeydoğusunda çocuklar genellikle savaşta şiddetin ortasında kaldı ve yerinden edilme, yasa dışı gözaltı, yetersiz beslenme ve hastalık gibi durumlardan ötürü orantısız bir şekilde zarar gördü" açıklamasında bulunuyor. 

Öte yandan Uluslararası Af Örgütü 2015 tarihli bir raporunda, Nijerya ordusu ve müttefik güçlerinin çatışmalarda esir alınan bin 200'den fazla erkek ve erkek çocuğun acımasızca öldürdüğünü bildirmişti. 

Nijerya hükümeti ise Af Örgütü'nün yargısız infaz ve diğer savaş suçlarına ilişkin suçlamalarına yönelik raporu sonrası başlatılan soruşturmayı, "askerlerinin herhangi bir suistimalini destekleyecek yeterli kanıt bulamadığı" iddiasıyla kapatmıştı. 

Uluslararası Ceza Mahkemesi Savcısı 2020 yılında hem Nijerya güvenlik güçleri hem de isyancılar tarafından işlenen olası savaş suçları ve insanlığa karşı işlenen suçlarla ilgili soruşturma açılması için gerekli gerekçelerin mevcut olduğu sonucuna varsa da mahkeme herhangi bir soruşturma açmadı.

Reuters tarafından yapılan araştırma, Nijeryalı askerlerin ülkenin kuzeydoğusundaki savaş bölgelerinde her yaştan çocuğu hedef aldığını, çünkü ordunun çocukların terörist olduğu ya da (büyüdüğünde) terörist olacağını varsaydığını ortaya koydu. 

Soruşturmada, "Askerler bebekleri ve küçük çocuklar ile annelerini militanlardan kurtardıktan sonra öldürmek için seçmişler; evlere ve pazar yerlerine yapılan baskınlarda gençleri sorgulamak ve öldürmek için toplamışlar; ya da hayatta kalan olmaması amaçlanan terörle mücadele operasyonlarında yetişkin sivillerle birlikte çocukları da katletmişlerdir. Hatta komutanlar kasabaların isyancılardan temizlenmesini emrettiğinde, askerler çocukların hayatlarının bağışlanmayacağını anladıklarını ve bazen bunun kendilerine açıkça söylendiğini belirttiler" ifadeleri yer aldı.

Bölge halkına göre küçük çocuklar bir yandan radikal militanlar tarafından çeşitli eylemlerde zorla kullanılırken diğer yandan da ordu tarafından topyekun bir etiketleme ile hedef haline getirildi. 

Bölgedeki Müslümanlar, bir yandan militanların saldırıları, diğer yandan da askerlerin suçlamaları ve intikam eylemleri arasında sıkışıp kalıyor. Öyle ki, parçası olmadıkları savaşın faturasını kendileri ödüyor. 

BM ve diğer insan hakları örgütlerine göre çocuklar her iki taraf için de piyon haline geldi.

Bu haber için görüşülen askerlerin çoğu, çocuklara saldırdıklarında komutanlarının emriyle hareket ettiklerini söyledi ve bazıları pişmanlık duyduğunu dile getirdi. 

Nijeryalı askerler dört aylık bebekleri boğarak öldürdü

Ancak ordunun hedef aldığı çocuklardan bazıları bebek ve küçük yaştaydı. Askerler onları tam da anneleri güvenli ellere düştüklerini düşünürken öldürdü.

Yagana Bukar, dört yıl önce isyancılardan kaçtıktan sonra yedi kadın ve dokuz çocukla birlikte bir sakız ağacında saklandığını dile getirdi. Askerler gruba yaklaştığında, önce onların Boko Haram olmasından korkmuş.

Ancak askerlerin kendisine güven verdiğini söyledi. Askerler Nijerya ordusundandı ve grubu kaçırıldıkları aileleriyle yeniden buluşturmak için gelmişler.

Bir yılı aşkın süredir isyancıların elinde olan ve Çad Gölü kıyısındaki memleketi Baga'ya dönmek için sabırsızlanan Bukar, diğer kadın ve çocuklarla birlikte askerlerin kamyonuna binmiş. 

Biraz yol aldıktan sonra askerler durmuş. Bir asker Bukar'dan 4 aylık ikizlerinden biri olan Sani'yi kendisine vermesini, çocuğun sağlıklı olup olmadığını kontrol etmek istediğini söylemiş. 

Asker daha sonra bir eliyle bebeğin ağzını ve burnunu kapatmış. Bebek tekmelemeye başlamış. 

İkinci asker diğer ikizi Musa'yı alarak onunla oynamak istemiş. Asker sırtını dönmüş ve... 

Ardından hareketsiz kalan her iki bebeği de kucağına geri teslim edilmiş... 

Bukar, "Askerler (bebeklerimin) uyuduklarını söylediler. Çocuklar uyumuyordu ve askerlerin yaptıklarını gördüğüm için ağlamaya başladım." diye konuştu. 

"Onları lanetledim, bize ihanet ettiklerini, bize yalan söylediklerini söyledim. Şimdi de bizi buraya, çalılıkların arasına getirdiler ve çocuklarımızı öldürdüler. Onları asla affetmeyeceğimi söyledim." sözleriyle çocuklarının elinden alınıp boğulduğunu ve bebeklerinin cansız bedenlerinin kendisine tekrar teslim edildiğini anlattı. 

Bunun üzerine askerlerden biri kendisine tokat atmış. 

Yaşadıkları acı dolu anı anlatmaya devam eden Bukar, askerlerin kalan yedi çocuğu çalılıklara götürdüğünü dile getirdi. 

Silah sesleri duyulmuş. Askerler geri döndüğünde diğer kadınlar çocuklarının nerede olduğunu sormuşlar.

Bukar askerlerin, "Çocukları unutun, onlar artık yok." dediğini hatırladığını ifade etti. 

Bukar'la birlikte eski esirlerin bulunduğu grupta yer alan Bintu İbrahim, askerlerin Bukar'ın iki çocuğunu da götürdüğünü gördüğünü söyledi ve ekledi:

"Her iki çocuğun da ağzının ve burnunun kapatılmasını izledi ve her ikisi de ölü olarak geri gönderildi" 

Çalıların arasından gelen silah seslerini kendisinin de duyduğunu, askerler döndükten sonra diğer kadınların çaresizce onlara neler olduğunu sorduklarını ve askerlerin diğer çocukları da öldürdüklerini itiraf ettiklerini aktardı. 

Askerler çocuklardan birkaçına iğne yapmış ve onları başka bir odaya götürerek kapıyı arkalarından kapatmış.

Ardından 28 yaşında olan Felerin endişelenmiş ve askerlere "İki çocuğum nerede?" diye sormuş.

Felerin 2 yaşındaki oğlu Sadık'ın kapının ardından, "Anne, anne!' diye bağırdığını duyabiliyordum." diyor.

İçeri girmeyi başardıktan sonra bir oğlunun öldüğünü, Sadık'ın da ölmek üzere ama kendisine sarılmaya çalıştığını belirtti. 

Felerin, odada en az 10 çocuğun ya ölü ya da ölmek üzere olduğunu gördüğünü söyledi.

Kaynak: Euronews

280.jpg

İlgili Haberler
Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.
1 Yorum