Suudi Arabistan'ın 'düşünce tutukluları'

Suudi Arabistan'ın 'düşünce tutukluları'

Suudi Arabistan'da fikirleri nedeniyle tutuklanan isimlerin sayısı hiç olmadığı kadar artmış vaziyette.

1990'lı yılların başında Suudi yönetimine yönelik eleştirilerde bulunanların tutuklanmasıyla başlayan, 1994 ve 1996'da yoğun tutuklama kampanyalarıyla süren Suudi Arabistan'daki "düşünce tutukluları" sorunu 25 yıldır sadece Suudi Arabistan'ın değil, tüm dünyanın gündemini meşgul ediyor.

2000'li yıllarda artan ve gerekçeleri günden güne genişleyen tutuklamalardan dolayı Suudi rejimi sadece muhaliflerinden değil, insan hakları örgütleri ve aktivistlerinden de sert tepki görüyor.

Muhammed bin Selman ile birlikte artış yaşandı

Muhammed bin Selman'ın ülkede güç kazanmasıyla, Eylül 2017'den itibaren tutuklananlar arasında Suudi yönetiminin hiçbir uygulamasını doğrudan ya da dolaylı eleştirmeyen isimlerin de olması, tutuklama politikasının ülkede rejimden bağımsız hiçbir sese izin vermeme ve ülkeyi reforme ederek sekülerleştirme politikasına evrildiği yorumlarına neden oldu.

İnsan hakları aktivistleri ve Suudi muhalefeti, 2016 yılından bu yana on binlerce "düşünce tutuklusunun" bulunduğu "Suudi Arabistan hapishanelerinde zaten öncesinde de kötü olan şartların çok daha kötüleştiğini, var olan işkencelerin de kıyaslanamaz derecede arttığını" belirtiyorlar.

"Yönetimi övmeyenler tutuklanıyor"

Suudi rejiminin tutuklama politikasını eleştirenler, artık sadece rejimi eleştirenlerin değil; rejimi, özellikle de Muhammed bin Selman’ın şahsını alenen ve daimi olarak övmeyenlerin de tutuklandığını, ilmi sınıf üzerine olan siyasi baskının hiç görülmediği kadar arttığını, ilim adamlarının etrafındaki dairenin çok sıkı bir şekilde daraldığını belirtiyor.

Rejim muhalifleri bu olaya örnek olarak Musaid et Tayyar'ı gösteriyor. Geçtiğimiz Temmuz ayında tutuklanan ilim adamı Musaid et Tayyar’ın siyasete hiç karışmadığını, tutuklanma gerekçesinin Suudi yönetimini ve Muhammed bin Selman’ı alenen övmemek olduğunu, baskının ne dereceye ulaştığına dair örnek olarak veriyorlar.

Musaid et Tayyar

Bir işkence olarak tecavüz

Ünlü Suudi rejimi muhalifi Saad el Fakih Suudi Arabistan’da siyasi tutuklulara işkence aracı olarak sistematik tecavüzün kullanıldığını birçok kez belirtti. Suudi Arabistanlı ilim adamlarından Süleyman Duveyş'in de tecavüz işkencesi sonucu öldüğü haberinin duyulması, bu bilginin doğruluğunu destekler nitelikte.

Bin Selman'ı övme baskısı

Ülkeden kaynaklar, Cemal Kaşıkçı olayının ardından Suudi istihbaratının, başta ilim adamları olmak üzere ülkenin tüm tanınmış isimlerine sosyal medya hesaplarından Suudi rejimini ve Muhammed bin Selman'ı olayla ilgili savunmaları ve genel olarak övmeleri baskısında bulunduğunu, pek çok ismin isteyerek ya da istemeyerek bu emre uyduğunu aktarıyor.

Uzmanlar ve Suudi muhalifler, Kral Selman döneminde "her türlü sınırın aşıldığını, Suudi Arabistan'da yakın gelecekte bir sosyal patlama yaşanabileceği" görüşünde birleşiyorlar.

Kaynak: Mepa News

haber-altliklari.jpg

İlgili Haberler
Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.