ABD Başkanı Donald Trump'ın yönetiminde uluslararası organizasyonlar baskıların, özellikle İsrail baskılarının hedefi haline geldi. Washington'ın geçtiğimiz yıl Birleşmiş Milletler Yakındoğu Filistin Mültecilerine Yardım Ajansı'na (UNRWA) dayattığı finansal kısıtlamaların ardından şimdi de 3 diğer kuruluşa daha fon kesintisi uygulama kararı aldı. Söz konusu karar BM Orta Doğu Özel Koordinatörü Nickolay Mladenov'un Filistin'in BM Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD, Birleşmiş Milletler Endüstriyel Gelişme Örgütü (UNIDO) ve Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü'ne (OPCW) katılmak için başvuruda bulunduğunu açıklamasının ardından geldi.

Press TV ve Time of Isreal gibilerinin de içinde olduğu çeşitli medya mecraları ismi verilmeyen bir ABD yetkilisinin "Filistinlilerin uluslararası örgütlere katılma çabalarına erken ve karşı bir hamleyle müdahale edilmesi ABD'nin istikrarlı bir duruşu oldu." dediğini aktardı. Trump seçildiğinden beri ABD-İsrail ittifakı uluslararası olarak ne kadar açık destek verilebileceği konusundaki sınırlarını göstermiş oldu.

Finansal bağımlılık bir yana, ABD’nin Filistin’i uluslararası toplumda yalnızca izleyici statüsünde bırakmayı amaçladığı açıktır. Uluslararası örgütlere erişimin Filistinliler için otomatik olarak önem arz edecekleri anlamına gelmeyeceğini söylemeye gerek yok.

Bu nedenle Amerika’nın hareketi, yalnızca uluslararası örgütleri hedef alan ve dolayısıyla tehdit eden bir ceza değil. Aynı zamanda Filistinlilerin uluslararası toplumdaki seçeneklerini takip etmelerini de engelleyen bir hareket. Yine de Filistinlilerin uluslararası platformu kullanıp kullanamayacağı hala tartışmalı bir konu. 

Aynı taktik, ABD'nin fon kesme kararını bozması nedeniyle UNRWA'nın kapatılma tehdidi ile karşı karşıya kalması durumunda da kullanıldı. UNRWA, böyle bir kararın Filistinli mültecileri destekleme çalışmalarındaki mevcut kısıtlamaları nasıl şiddetlendirdiğini göstermeye çalışırken Filistinlileri süreç içerisinde ikincil ve daha az görünür bir konuma kaydırmaya çalışıldı. 

Uluslararası örgütler siyasi bir gündemden bağımsız olarak çalışıyor olsalardı Filistin'in haklı davasını ileri taşımak ve geliştirmek için bir şans olabilirdi. UNTCAD'ın İsrail askeri işgalinin sosyo-ekonomik etkilerini gözlemlemekle görevli, Filistinli İnsanlar Birliğine Yardım adlı özel bir birimi var. Ancak diğer örgütler gibi Filistin meselesinde bariz olanı gösteren raporlar yayınlamakla sınırlı. Örneğin UNCTAD’ın Nisan 2018 tarihli raporu Filistinlilerin insanlığın kalkınma hakkından mahrum bırakıldığını belirtti; diğer organizasyonlar gibi sonuçları ve tavsiyeleri İsrail'in rutin olarak ve açıkça göz ardı ettiği yasalara dayanıyor. 

Geçtiğimiz 70 yıl uluslararası toplumun Filistin haklarının korunmasındaki gereksizliği yeterince ispatlanmıştır; şu an uluslararası organizasyonlar sadece birer alay malzemesi. Bu nedenle, Trump'ın İsrail'le koordineli olarak Filistinlilere uluslararası platformlardaki varlıklarının her ne pahasına olursa olsun engelleneceğine ve ört bas edileceğine dair bir mesaj gönderiyor olması daha muhtemeldir. Bunu yapmanın bir yolu, dikkati Filistinlilerin üzerinden çekip etkili olabilecek organizasyonlara kaydırmaktır.

Bu tarz uluslararası örgütler büyük devletlerin maddi yardımlarına bağımlı olmalarından dolayı çabalarını Filistinlilerin haklarını korumak için değil, varlıklarını devam ettirmek için yoğunlaştırıyor. Finansal yardımların beyhudeliği ve uluslararası kurumların kolay manipüle edilebilmesi ancak Filistinlileri marjinalleştirmeye ve susturmaya katkıda bulunacaktır.

Çeviri: Mepa News