Keşmir Arakan ve Filistin: Facebook savunmasız Müslüman toplumları nasıl tehdit ediyor?

Keşmir Arakan ve Filistin: Facebook savunmasız Müslüman toplumları nasıl tehdit ediyor?

Facebook, Myanmar'dan Keşmir'e ve Filistin'e kadar Müslümanlara karşı şiddeti kışkırtmak için kullanıldı. Sosyal medya devinin savunmasız Müslüman toplumlara varoluşsal bir tehdit oluşturmasının nedeni tam da bu.

Filistin ve Keşmirli insan hakları aktivistleri, insan haklarına yönelik suçlar işleyen Hintli ve İsrailli askerlerin videolarını yayınladıktan sonra hesaplarının askıya alınması veya kalıcı olarak silinmesinden şikayet ediyorlar.

Birleşmiş Milletler (BM) araştırmacısı Yang Lee, Facebook'u 2018'de Arakan'daki Rohingya Müslümanları için anlaşmazlıkları, çatışmaları ve şiddeti kışkırtarak soykırıma liderlik etmenin bir vesilesi olarak tanımladı.

Yang Lee, yeni açıklamasında, "Facebook artık bir canavara dönüştü ve icat edilişinin başında belirlendiği hedeflerden saptı" dedi.

Toplumsal standartlara meydan okuma

Yapılan bir araştırma, yakın tarihli bir Wall Street Journal soruşturmasının, savunmasız Müslüman azınlıkların güvenliği ve refahı söz konusu olduğunda, Facebook'un yalnızca sosyal ve ahlaki sorumluluğa değil, aynı zamanda belirtilen kullanıcı politikalarının veya "topluluk standartları" dediği şeyin önüne de kar ve siyaset koyduğunu ortaya çıkardı.

Şirket aynı zamanda sağcı bir Hintli politikacının hesabına, Müslümanlara karşı şiddet çağrısında bulunmasına rağmen herhangi bir kısıtlama getirmedi. Çünkü bunu yapmak şirketin itibarına zarar verecekti.

Araştırma, bu kararın münferit bir olay olarak görülmemesi gerektiğini, bunun yerine Facebook'un işlerini, Hindu milliyetçi gündemiyle tutarlı olacak şekilde yönettiği daha geniş bağlamda görülmesi gerektiğini söylüyor.

Hindistan'da iktidardaki Bharatiya Janata Partisi'nin (Hindistan Halk Partisi-BJP) bir üyesi olan Te Raja Singh, Rohingya Müslüman mültecilerin katledilmesi çağrısında bulunup camileri yıkmakla tehdit ederek Müslüman Hint vatandaşlarını hain olarak tanımladığında, Facebook çalışanları onun hesabını sadece topluluk standartlarını ihlal ettiği için değil aynı zamanda ''tehlikeli kişiler ve kuruluşlar'' sınıfına girdiği için de engellemeye karar verdiler.

Ancak Facebook çalışanlarının aktardığına göre, Facebook'un Hindistan'daki kamu politikası direktörü Ankh Das, Singh'e herhangi bir kısıtlama getirilmemesi için devreye girdi. Çünkü Başbakan Narendra Modi'nin partisindeki politikacıların ihlallerine yaptırım uygulamak, şirketin Hindistan'daki iş olanaklarına zarar verecekti.

Göz yumma

Facebook sayfaları, yıllardır Kapil Mishra gibi BJP liderlerinin Müslüman karşıtı nefret söylemlerini düzenli olarak yayıyor. Nefret söylemleri, Şubat ayında birçok kişinin hayatını kaybetmesine neden olan Delhi'deki Müslüman karşıtı saldırılar gibi ölümcül şiddete dönüşüyor.

Hintli gazeteci Rana Ayoub, Facebook'un nefret tacirlerini sorumlu tutma niyetinin olmadığını ve kullanıcı güvenliğinin bir ehemmiyet teşkil etmediğini söyledi.

Sosyal medya platformu Facebook'un, Uluslararası Adalet Divanı'nda (UAD) Myanmar'a karşı soykırım davası açan Gambiya'nın, Myanmarlı güvenlik güçlerinin mesajlarını ve iletişim verilerini paylaşması talebini reddetmesi de bu kanıyı güçlendiriyor.

Batı Afrika ülkesi Gambiya, 11 Kasım 2019'da Arakanlı Müslümanlara yönelik soykırım ve tecavüz suçlarının Myanmar tarafından 1948 tarihli Soykırım Anlaşması’nın ihlali anlamına geldiği gerekçesiyle UAD'a başvuruda bulunmuştu.

Güçlü devletlerle birliktelik

Facebook'un siber güvenlik politikası başkanı Nathaniel Gleicher, şirketin "Myanmar ordusuyla doğrudan bağlantılı gizli propagandayı yaymak için açık ve kasıtlı girişimlerde" bulduğunu kabul ettiğinde, Rohingya aktivistlerinin umutları arttı.

Myanmar'da sosyal uyumu teşvik etmeye adanmış bir grup olan Synergy'yi kuran Thiet Soi Win, New York Times'a “Facebook'un doğrudan etnik soykırıma dahil olduğunu söyleyemem, ancak soykırımı kışkırtmakla suçlanmaktan kaçınmak için uygun önlemleri almaktan sorumludur. " açıklamasında bulundu.

Aynı şekilde Birlemiş Milletler İnsan Hakları araştırmacıları tarafından 2018 yılında hazırlanan bağımsız bir rapor, Facebook'un Myanmar'da şiddetin ve nefret söyleminin körüklenmesinde kilit rol oynadığını ortaya koymuştu.

Araştırma, kâr güdüsünün Facebook'u güçlü devletlerin yanında, mağdurlar ve ezilenlerin karşısında durmaya ittiğini vurguluyor.

 Facebook'un herkes için adalete ve eşitliğe dayalı tarafsız bir platform olduğu fikri, kâr amacı güden bir şirket olduğu düşünüldüğünde açıkçası oldukça saçma.

Platform, kar amacı güden bir şirket olduğu için, ticari kararlarını her zamankinden daha yüksek gelir elde etmeye dayandırıyor.

"Sadece Müslümanlar engelleniyor''

Hem Hindistan'da hem de Filistin'de bu ifadeyi doğrulayan pek çok kanıt var. 2019'da yayınlanan bir raporda, şu anda Facebook'a ait olan WhatsApp'ın Filistinli gazeteciler ve aktivistlere ait 100 civarında hesabı engellediği veya kapattığı, İsrail savaş uçaklarının Kasım 2019'da Gazze'yi bombalaması nedeniyle bilgi ve güncellemeleri paylaşmalarını engellediği belirtildi.

Facebook ayrıca yaygın olarak kullanılan Arapça terimleri veya sloganları "şiddete teşvik" olarak sınıflandırarak İsrail'i kayırmakla suçlanırken, aynı zamanda İsrail'in açıkça "Araplara ölüm" çağrısı yapan hesaplarını görmezden geliyor.

Filistinli bir yazar ve politika analisti olan Merve Fatafeh, Facebook'un "cehaleti bir bahane olarak kullanamayacağını" söyleyerek, ekonomik ve siyasi teşviklerin, sosyal medya şirketlerinin İsrail yönetiminin taleplerine neden uyduğunu açıkladığını belirtti.

Hindistan'ın Ağustos 2019'da Keşmir'in özyönetim statüsünü kaldırmasından dört hafta sonra Facebook, Keşmir kökenli bir Amerikalının sahibi olduğu ve işlettiği bir sayfa olan "Keşmir'le Dur" sayfası da dahil olmak üzere düzinelerce hesabı askıya aldı.

Keşmirli aktivist Radwan Sajid Guardian'a verdiği demeçte, "Neden sadece Müslümanlar yasaklanıyor? Başkaları istediklerini söyleyebiliyor ancak Müslümanlar bir şey söylerlerse yasaklıyorlar. Tarafsızlık bu değil" dedi.

Net bir seçim

Araştırma, Facebook'un, uluslararası toplumun çoğu gibi Müslümanlara karşı ön yargılı olduğunu, uluslararası topluluğun kârının aslan payını sosyal medya devinin aldığını ve yine uluslararası toplumun Müslüman olmayan ülkelerin ekonomik ve stratejik çıkarlarına göre ilerlediğini söylüyor.

Sosyal sorumluluk ve hisse sorumluluğu arasında seçim yapmak söz konusu olduğunda, Facebook daha fazla kârı engelleyebilecek önlemlerden kaçınıyor gibi görünüyor.

Myanmar'da 18 milyon kullanıcısı bulunan sosyal medya platformu, ülkedeki çoğu insan için haber almanın ve paylaşmanın tek yolu.

Middle East Eye için CJ Werleman tarafından kaleme alınan bu yazı, Mepa News okurları için Türkçleştirildi.

facebanner.jpg

İlgili Haberler
Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.