Ahmed Ibrahim

Ahmed Ibrahim

ABD neden Eş Şebab'ı mağlup edemeyecek?

ABD neden Eş Şebab'ı mağlup edemeyecek?

New York Times gazetesi bu ayın başlarında Eş Şebab'ın orta ve güney Somali'deki son kazanımlarının, Dışişleri Bakanlığı içinde Mogadişu'daki ABD Büyükelçiliğinin kapatılması ve çoğu Amerikan personelinin geri çekilmesi konusunda bir tartışmaya yol açtığını bildirdi. Times'a göre bazı yetkililerin aklının bir köşesinde, 2021'de Amerika'nın aceleyle çekilmesiyle Afgan hükümetinin düşmesi gibi yakın geçmişte yaşanan dış politika fiyaskolarının anıları var.

ABD'nin yaklaşık 20 yıldır ülkedeki askeri varlığına rağmen Eş Şebab'ı neden yenemediğini sorgulamak için iyi nedenler var. Ancak ABD'nin Somali'deki rolü Afganistan'dakinden büyük ölçüde farklı ve ABD'nin sahadaki en önemli dış güvenlik aktörü olduğu söylenemez. Aynı zamanda Trump yönetimi insansız hava aracı saldırılarını azaltacağına dair hiçbir işaret vermedi. Bu da ABD'nin askeri çözümlere öncelik vermeye devam edeceği anlamına geliyor.

Afganistan benzetmesindeki kusurlar

Taliban'ın 2021'de Afganistan'ı ele geçirmesi, Somali'deki potansiyel bir sonuç olarak sık sık gündeme getiriliyor. Bu benzetme, Eş Şebab'ın 2022'den bu yana çıkarıldığı bazı bölgeleri yeniden ele geçirmesi nedeniyle son zamanlarda daha da önem kazanmış gibi görünüyor. Bu benzetme bazı açılardan geçerli. Eş Şebab'ın inatçı esnekliğini ve Somali hükümetinin kırılganlığını vurgulamak bunlardan bazıları. Ancak benzetme önemli bir açıdan yanıltıcı: Somali'deki Amerikan askeri varlığı hiçbir zaman Afganistan'daki işgaliyle kıyaslanamaz. Afganistan'daki işgal en yoğun döneminde 100 binden fazla askere ulaşmıştı.

Karşılaştırma yapmak gerekirse, ABD'nin Somali'de 500 ila 600 civarında askeri personeli var. Bunun nedeni büyük ölçüde, önemli sayıda kendi askerini konuşlandırmanın getirdiği maliyetlerden kaçınmaya çalışması, bunun yerine Eş Şebab ile savaşmak için Somalili ve diğer Afrikalı birliklere bel bağlaması. Geçtiğimiz on yıl boyunca ABD, sayıları 3 ila 5 bin arasında değişen seçkin bir komando birliği olan "Danab"ı eğitti, donattı ve finanse etti. Avrupa Birliği'nin yanı sıra ABD de Somali'deki Afrika Birliği misyonuna önemli bir mali katkıda bulundu. Ancak ABD yakın zamanda Afrika Birliği misyonuna mali desteğin kesileceğinin sinyalini verdi ve yeni görevlendirilen Afrika Birliği Destek ve İstikrar Misyonu'nun (AUSSOM) nasıl finanse edileceği belirsiz.

Sonuç olarak, ABD'nin Somali'deki askeri angajmanının kapsamı göz önüne alındığında, ABD'nin diplomatik varlığının azaltılmasının sahadaki durumu önemli ölçüde değiştireceği kesin değil. Dahası, Somali'deki siyasi, ekonomik ve güvenlik ortamını şekillendiren Etiyopya, BAE ve Türkiye gibi başka oyuncular da var.

Türkiye bugün Mogadişu'nun tartışmasız en önemli güvenlik ve diplomatik ortağı. Türkiye'nin Mogadişu'da en büyük büyükelçiliği ve askeri eğitim merkezi olan TURKSOM kampı bulunuyor. Somali ve Türkiye son on buçuk yılda bir dizi askeri/güvenlik ve ekonomik anlaşma imzaladı. Türk eğitimli "Gorgor" alayı, Amerikan eğitimli Danab ile birlikte Eş Şebab'a karşı en etkili iki savaş birimi. Eş Şebab son birkaç ay içinde bazı kazanımlar elde ederken, Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud Ankara'ya iki ziyarette bulundu ve burada Türk özel kuvvetlerinin Eş Şebab'a karşı mücadelede Somali güvenlik güçlerine aktif olarak yardım etmesine ve liderlik etmesine izin verecek bir anlaşma imzaladığı bildirildi. Türkiye'nin Mogadişu'nun güvenlik/askeri hesaplarında giderek daha belirgin hale gelen rolü ışığında, ABD'nin Mogadişu'daki diplomatik varlığını azaltmasının sınırlı bir etkisi olabilir. Bunun yerine, Türkiye'nin Mogadişu'ya askeri/güvenlik yardımının derinleştiğini ve Eş Şebab'a karşı mücadeleye katıldığını görebiliriz.

Askeri çözümün yanlışlığı

Dışişleri Bakanlığı'ndaki tartışmalarda iki alternatif üzerinde durulduğu görülüyor. Bunlardan ilki Mogadişu'daki ABD Büyükelçiliği personelinin azaltılması ve/veya geri çekilmesi. Ancak bunun Somali hükümetine olan güveni daha da sarsacağı ve çöküşünü hızlandıracağı endişesi hakim.

İkincisi ise rotada kalmak ve potansiyel olarak Eş Şebab'a karşı insansız hava aracı kampanyasını artırmak. ABD'li politika yapıcıların Eş Şebab'a karşı insansız hava aracı kampanyasını artırarak, Eş Şebab ile son yirmi yıldır süren (ilan edilmemiş) savaşta elde edilemeyen hangi kazanımı elde etmeyi umdukları açık değil. Times'ın daha zor bir soruyu, yani on buçuk yılı aşkın bir süredir devam eden savaşın ardından Eş Şebab'ın neden hala avantajlı durumda bulunduğu sorusunu sormaması dikkat çekici.

Dikkate alınması için iki nokta öneriyorum.

Birincisi, Eş Şebab'a karşı yürütülen askeri harekatın yanı sıra, bir dizi yabancı hükümet 2009 yılından bu yana Somali'de bir devlet inşa projesini destekliyor. Teorik olarak bu çabanın, hesap verebilir bir hükümet kurarak Eş Şebab'a karşı yürütülen askeri kampanyaya eşlik etmesi gerekiyordu. Bunun yerine son on buçuk yılda Mogadişu'da dış desteğe bağımlı, yabancı ve yerli fonları ve sözleşmeleri ele geçirmeye odaklanmış ve bağışçıların taleplerine boyun eğen bir hükümet ortaya çıktı.

Devlet inşa süreci, hizmet sunumuna odaklanan kapsayıcı kurumlar ve yönetişim sistemleri oluşturmak yerine, Somalili elitler ile bağışçu endüstrisi arasında yerel gerçeklerden ve meşruiyetten uzak bir pazarlık üretti. Mogadişu'daki hükümet, dolaylı ve yozlaşmış seçim avantajlarını güvence altına almak için soy ağacına dayalı patronaj ağları dışında, çoğunlukla dışa dönük ve yerel nüfusun endişelerinden kopuk. Bu nedenle, temel yönetişim ve hizmet sunumu son 15 yılda çok az ilerleme kaydetti. Dolayısıyla Eş Şebab'ın direnci, bu devlet inşası ve yönetişim başarısızlıklarının bir belirtisi.

İkinci olarak, bir örgüt olarak Eş Şebab hakkında birkaç şeyi akılda tutmak önemli. Somali'de yabancı askerlerin varlığını reddetmesi insanlar arasında yankı uyandıran bir şey. Eş Şebab'ın kendi içinde yabancı savaşçılar bulundurması, Eş Şebab içinde ve daha geniş toplumda bir ihtilaf konusu oluyor. Somali hükümetinin aksine Eş Şebab, yerel halka ulaşmak için köklü bir kültürel gelenek olan Somali sözlü şiirini kullanarak her zaman daha etkili bir sosyal iletişim kampanyasına sahip olageldi. Kontrolsüz şiddeti nüfusun çoğunluğunu yabancılaştırmış olsa bile, sosyal iletişim kampanyası gücünü koruyor.

Eş Şebab'ın son saldırılarında taktik ve stratejilerini değiştirdiği belirtiliyor. Grubun büyük ölçekli ayrım gözetmeksizin bombalama eylemlerine ağırlık vermediği ifade ediliyor. Ayrıca, doğrulanmamış raporlar, Eş Şebab'ın yakaladığı hükümet askerlerini affetmeyi teklif ettiğini ve topluluklara, hükümetle ilişki kurmaktan kaçınmaları karşılığında hayatlarına devam etmelerine izin verileceğini ve daha önce hükümetle çalışanlardan intikam alınmayacağını söylediğini öne sürüyor.

Uluslararası destekli Somali hükümetinin süregelen yönetim başarısızlıkları, Eş Şebab'ın stratejileri ve adaptasyonu ile birleşince, sürekli bir Amerikan insansız hava aracı kampanyasının geçmişte olduğundan daha etkili olması pek mümkün görünmüyor. Somali'deki uluslararası askeri angajman ve devlet kurma faaliyetlerinin eksiklikleri daha kapsamlı bir şekilde incelenmeden, Mogadişu'daki ABD Büyükelçiliği'nin kapatılması tartışması bir bakıma sis perdesi ve ani bir tepki niteliğinde. Bunun yerine ihtiyaç duyulan şey, nihayetinde siyasi olan sorunlara yönelik askeri çözüm tercihinin daha köklü bir şekilde yeniden değerlendirilmesi.


Responsible Statecraft'ta yayınlanan bu değerlendirme Mepa News okurları için Türkçeleştirilmiştir. Değerlendirmede yer alan ifadeler yazarın kendi görüşleridir ve Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Bu yazı toplam 1797 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.
Ahmed Ibrahim Arşivi