Bir FBI ajanının El Kaide ile olan hikayesi
Size bugün ilginç bir figürün hikayesini anlatmak istiyorum. John Patrick O'Neill... 6 Şubat 1952 tarihinde New Jersey'de doğan bu adamın cesedi, 11 Eylül 2001 günü Dünya Ticaret Merkezi'nin moloz yığınlarının altından çıkarıldı. Nasıl mı? İşte bu hırslı adamın kısa hikayesi:
Dünya siyasetine yön veren Amerika'nın Afganistan'ı işgalinden yıllar önce FBI'da Usame bin Ladin'in peşinde olan egoistliği ile bilinen bir lider figür vardı. Onu tanıyanların yazılarında okuduğuma göre, geceleri sık sık oturma odasındaki kanepesinde oturan John O'Neill, dikkatle televizyona bakar ve kendisinin baş düşmanı olan Usame bin Ladin'in videolarını izlerdi. O'nun sözlerini, hareketlerini ve mimiklerini dikkatle takip ederdi. Usame'nin davranışlarında dikkat çekebilecek her detayı aklına not ederdi. Tahmin ettiğiniz gibi John FBI'da El Kaide'nin liderine karşı yürütülen avı yöneten öncülerden biriydi.
Usame bin Ladin'in Amerika'ya karşı açık bir savaş ilan etmesinden çok önce, kimse John'un El Kaide ile ilgili uyarılarına kulak asmıyordu. Aslında John zamanının çok ilerisinde bir vizyona sahipti ve gelecekte El Kaide'nın gerçekleştirebileceği potansiyel eylemleri, çok öncesinden hissedebiliyordu. Aslında El Kaide ağında ucu Usame bin Ladin'e kadar uzanan pek çok bağlantıyı ortaya çıkaran da John'du.

1993 Dünya Ticaret Merkezi operasyonunun lideri ve faili olan Remzi Yusuf'un yakalanmasına da yardım etmişti. Ayrıca kendisine 1996'da Suudi Arabistan'daki Huber Kulelerinin bombalanması olayını araştırması için de yeşil ışık yakılmıştı.
Suudi yetkililerin ona yardım etme konusundaki isteksizliği nedeniyle bu görevden çekildi. Aynı sıralarda "Afganistan'da devam eden Sovyetler Birliği işgalinde Sovyetler'e karşı savaşan Afgan mücahitlerin, ileride Amerikan ulusu için bir tehdit haline geleceğine" dair açıklamalar yapmaya başladı. Görev arkadaşlarının aktardığına göre John şöyle konuşuyordu:
"Afganistan'daki mücahitler dünyanın en büyük ordularından birini yendiler, bu da onlara büyük bir başarı duygusu verdi ve ABD gibi diğer ülkelerle mücadele edip aynı şekilde başarılı olabileceklerini fikrini onlarda yeşertti."
1998 yılında Usame bin Ladin, "Yahudilere ve Haçlılara Karşı Cihat için Küresel İslami Cephe" başlıklı deklarasyonla Amerika'ya savaş ilan etti. Aynı yılın ilerleyen günlerinde, Kenya'nın Nairobi ve Tanzanya'nın Darusselam kentlerindeki Amerikan büyükelçilikleri güçlü bombalarla yerle bir edildi. Ancak O'Neill'a bu patlamalarla ilgili ipuçlarını takip etme yetkisi verilmedi ve New York ofisinde kalması istendi. Bu durum FBI içerisinde bir çok iç çekişmenin de yaşanmasına sebep oldu.
El Kaide 2000 yılında USS Cole gemisini Yemen açıklarında patlattığında, O'Neill'a soruşturmayı yönetme izni verildi. Ekibi yetersiz destek, iç çekişmeler ve kendisi ile dönemin Büyükelçisi Bodine arasındaki iç çatışmalar nedeniyle Yemen'deki El Kaide ağının çoğunu açığa çıkarmada başarılı olamadı. Sonunda iç tartışmalar John'un başını yedi ve o da emekli oldu. John emekli oldıktan sonra 11 Eylül 2001'de hayatını kaybedeceği Dünya Ticaret Merkezi'nde güvenlik şefi olarak çalışmayı kabul etti.
Emekli olmasına rağmen uzman olduğu konudaki ilgisini kaybetmedi. Usame bin Ladin ve El Kaide ile ilgili gelişmeleri yakından izlemeyi sürdürdü. John, El Kaide'nin ABD'ye yönelik bir eylem hazırlığı içerisinde olduğunu ısrarla dillendiriyordu.
11 Eylül saldırılarından önceki gece John, arkadaşı Jerry Hauer ile bir restoranda buluştu. John ona aynen şöyle dedi:
"Afganistan'da işlerin gidişatından hiç hoşlanmıyorum. Bir şeylerin olacağını hissediyorum ve bazı şeylerin olacağını da yakinen düşünüyorum. Artık vaktimiz geldi."
Jerry "Ne zaman?" diye sordu. John ise "Bilmiyorum ama yakında." dedi. Ertesi gün John'un hayatı sona erdi. El Kaide'nin uluslararası ordusunu açığa çıkarma potansiyeline sahip olan adam, tam da bu ordu tarafından öldürülerek durdurulmuş oldu.
Vesselam...

Bu değerlendirmede yer alan ifadeler yazarın kendi görüşleridir ve Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.
Şimdi düz mantıkla yazınızı okuyan biri bak işte el kaide amerikanin kontrolünde yoksa bu adam öldürülmezdi veya el kaideye güçlü darbeler indirebilirdi ama derin bir güç buna izin vermedi anlamı çıkıyor...Ben mi yanlış görüyorum??? Kaş yapayım derken göz cikarma misali mi olmuş yoksa niyetiniz zaten göz çıkarmak mi?
Yanıtla (1) (2)Yazıyı bir daha okumanız gerek. Öldüren abd değil ve şu kısım mühim: "Ekibi yetersiz destek, iç çekişmeler ve kendisi ile dönemin Büyükelçisi Bodine arasındaki iç çatışmalar nedeniyle Yemen'deki El Kaide ağının çoğunu açığa çıkarmada başarılı olamadı. Sonunda iç tartışmalar John'un başını yedi ve o da emekli oldu." ALLÂH Teâlâ bir şeyleri vesile edip Muslimlere gelebilecek zararı engeller bazen. Bazen de şehidler olarak katına alır. Rabbimiz bize de nasîb etsin şehîd olmayı. Âmîn
Yanıtla (2) (0)John Patric'in sonunda musluman olacağını düşünerek okudum istediğim gibi bitmedi. Bilgilendirici bir yaziydi evet
Yanıtla (2) (1)Hiç bir şey anlatmayan bir yazı.
Yanıtla (2) (6)إلى جهنم زمرا
Yanıtla (3) (0)Akıllı kafirmiş. Hangi dine mensup olursa olsun her toplulukta böyle akıllı adam binde bir bulunuyor maalesef. Halbuki dostun da düşmanın da akıllısı makbuldür.
Yanıtla (0) (1)