Mahmut Cemil İnce

Mahmut Cemil İnce

Cihadı terk etmek: Öküz kuyruklarından banka kuyruklarına

Cihadı terk etmek: Öküz kuyruklarından banka kuyruklarına

Rasulullah'ın (sallallâhu aleyhi ve sellem) hadislerini bilmek, okumak ve anlamak konusunda büyük eksiklerimiz olduğunu düşünüyorum.

Bir hadisinde Allah Rasulü (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyuruyor:

"Iyne yoluyla alışveriş yaptığınız, öküzlerin kuyruğuna yapıştığınız, tarımı seçtiğiniz ve cihadı terk ettiğiniz zaman Allah size öyle bir zillet musallat eder ki, dininize dönünceye kadar onu üzerinizden kaldırmaz." (Ebu Davud, 3003)

Hadislerinde Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) -haşa- herhangi bir kehaneti yahut tahmini dile getirmiyor. Bilakis ilahi vahyin ve vahye muhatap olmanın getirdiği hikmetin ifadesi olan hakikatleri Müslümanlara aktarıyor. Bu hadiste de söz konusu hikmetin tezahürlerinden birine rastlıyoruz.

Hikmet, meselelerin özüne ve meseleler arasındaki ilişkilere dair, çoğu zaman beşerin iradesi tarafından doğrudan anlaşılamayacak olan hakikatlerin ifadesidir. Bu sebeple söz konusu hikmetlerin ilahi vahiy tarafından bizlere ulaştırılması, birkaç satırda basitçe geçilebilecek bir husustan ibaret değildir. Yani Allah bize peygamberi yoluyla, insanların ve toplumların yaşayışına egemen olan birçok kaideyi, birçok hikmeti bildirmiştir. Aktardığımız hadiste de bu kaidelerden biri yer alıyor.

Nedir bu kaide?

Bizlere aktarılan ve aralarında beşer iradesinin doğrudan göremeyeceği bir ilişkinin bulunduğu bu iki mesele nedir? Cihadın terk edilmesi ve zillet arasındaki bağlantıdır.

İnsan, Allah yolunda cihad etmekle (yani fiilen savaşmakla) malını, canını, toprağını, sevdiği şeyleri kaybedeceğini, dünyanın ve dolayısıyla dünyalık nimetleri elde ederek aziz olmanın kendisinden uzaklaşacağını zannedebilir. Savaşmayı kötü görür, amaçladığı şeylere ulaşmak için savaş dışında vesileler arar, dünyalık yaşantısını bozmadan bu şeylere ulaşmak için uğraşır. Öküzlerin kuyruğuna yapışır, tarımı seçer.

Yani?

Yani plazalara, iş merkezlerine, akademilere, ticarethanelere, maaş bordrolarına, dairelere, arabalara yapışır. Yani alınıp satılacak bir hayatı seçer. Yani hakkıyla iman eden ve ahiret hayatına talip olan değil, herhangi bir insan gibi yaşayıp dünyaya talip olan bir insanın hayatını seçer. Bunları yaparak kendini savaşmanın getireceği "sefaletten" ve "zilletten" kurtaracağını zanneder. Öyle ya, zorlu cihad yolunu seçen insan kirasını ödeyemez, beğendiği şeyleri satın alamaz, insanların kendisine güldüğü, zelil bir hayat yaşar. Bu kınamanın muhatabı dün öküzlerin kuyruklarına mahkum olan kimselerdir, bugün ise banka kuyruklarına mahkum olanlardır.

İşte beşerin cihadı terk etmeye dair idraki böyle kıt ve dardır. Bu sebeple Allah, peygamberi yoluyla bizlere durumun böyle olmadığını ve meseledeki asıl hikmeti bildirmiştir.

Rasulullah, (sallallâhu aleyhi ve sellem) cihadı terk etmekle insanın aziz değil zelil olacağını net şekilde belirtmiştir.

Nedir zillet?

Bir avuç vahşi Siyonistin, 1.5 milyarlık İslam aleminin göbeğinde 8 aydır Gazze Şeridi'ni kuşatması ve 36 bin Müslümanı katletmesidir. Bebeklerin kafalarını parçalaması, çocukları yakarak öldürmesi, kadınların namusuna el uzatmasıdır. Tüm bunları ağlaya ağlaya seyretmek, ardından sefil bir hayatı yaşamaya geri dönmektir. Yavaş yavaş işgalin ve vahşetin kendine doğru ulaşmasını beklemektir. Tıpkı sırayla kesilmeyi bekleyen bir avuç hayvan gibi.

Cihadı terk etmekle Allah'ın üzerimize musallat ettiği zillet işte budur. Bu basit denklemi Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) 14 asır öncesinden bizi net şekilde bildirmiştir.

Denklem oldukça basittir. Cihadı terk etmek eşittir zillete düçar olmak.

Kurtuluş yolu

Ancak her denklemde olduğu gibi bu denklem de tersten de okunabilir. Yani denklemdeki eşitlik farklı bir şekilde yorumlanırsa, zilletten kurtuluş yolu da anlaşılabilir.

Nedir bu yol? Allah Rasulü (sallallâhu aleyhi ve sellem) hadislerinde ne buyuruyordu?

"Cihadı terk ettiğiniz zaman Allah size öyle bir zillet musallat eder ki, dininize dönünceye kadar onu üzerinizden kaldırmaz."

Buradan açık şekilde anlıyoruz ki Allah azze ve celle dinimize dönersek bu zilleti üzerimizden kaldıracaktır.

Yani Rasulullah'ın (sallallâhu aleyhi ve sellem) buyurduğuna göre bizler cihadı terk etmekle dinimizin gerektirdiği, olmazsa olmaz bir işi terk ettik. Bizleri izzetli kılan, zilleti bizden uzak tutan şeyi terk ettik. Bunu yeniden elde etmek için dinimize döneceğiz. Yani cihada, mücadeleye, izzete, şerefe, fedakarlığa ve sebata döneceğiz. Döneceğiz ki bizleri perişan eden bu zillet perdesini yırtıp atalım.

Söz konusu hadisten anlıyoruz ki aslında bizler Müslümanlar olarak tarihin hangi döneminde olursak olalım, eğer zillet halinden muzdarip isek asıl problemimiz dinimizi terk etmemizdir. Dinimizin gereklerini yerine getirmeyişimizdir. Bugün Gazze de dahil olmak üzere yaşadığımız bunca zillet içerisinde hepimiz ne yapacağımızı bilemiyorsak ve arayış içerisinde isek, asıl aradığımız şey dinimize dönmektir. Yani bizler çözüm yolları keşfetmekten ziyade dinimize dönmeyi düşünmeliyiz.

Bugün yazık ki birçok Müslümanın hedefe varmayacak yolları çözüm önerisi olarak ileri sürdüğünü ve peşinden gittiğini görüyoruz. Sohbetler, dernekler, konferanslar, yürüyüşler, protestolar... Sanırım şimdiye kadar hakkıyla cihad etmek dışında her yolu, her yöntemi denedik, tüm kapıları zorladık.

Ancak ortada kocaman bir soru duruyor. Bu soru akılları zorlaması ve üzerinde gerçekten kafa yorulması gereken bir soru. Madem ki üzerimizde asla atamadığımız bir zillet hali var, öyleyse Rasulullah'ın (sallallâhu aleyhi ve sellem) yukarıda aktardığımız hadiste belirttiği halden muzdaribiz. Öyleyse gerçek anlamda dinimizin yolunda değiliz.

O halde bizlerin gerek fert gerekse cemaat olarak düşünmemiz gereken en temel husus, cevaplamamız gereken bu soru şudur: Dinimize nasıl döneceğiz? Yani cihadı nasıl diriltecek ve hayatımıza nasıl egemen kılacağız?

Eğer bu soruyu cevaplamamak için sürekli olarak kaçıyor, hayatlarımızı ve yollarımızı sorgulamıyor, kendimizi ıslah etmiyorsak, 100 değil 1000 sene de geçse bu korkunç zilleti üzerimizden atamayız.

Öküzlerin kuyruklarını bırakmak temennisiyle...


Bu değerlendirmede yer alan ifadeler yazarın kendi görüşleridir ve Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Bu yazı toplam 3935 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.
6 Yorum
Mahmut Cemil İnce Arşivi