Giorgio Cafiero

Giorgio Cafiero

İsrail'in Gazze'deki saldırısı ne zamana kadar devam edecek?

İsrail'in Gazze'deki saldırısı ne zamana kadar devam edecek?

Bir haftadan kısa bir süre önce ABD Başkanı Joe Biden İsrail'in Gazze'ye yönelik savaşıyla ilgili bir konuşma yaptı. İsrail ordusunun Hamas'ı 7 Ekim'in tekrarının artık mümkün olmayacağı bir noktaya kadar yeterince gerilettiğini iddia etti.

Biden, "Tanımlanamayan bir 'tam zafer' kavramının peşinde süresiz savaş İsrail'i Gazze'de sadece batağa saplayacak, ekonomik, askeri ve beşeri kaynaklarını tüketecek ve İsrail'in dünyadaki izolasyonunu daha da artıracaktır" dedi.

Amerikan Başkanı konuşmasında, 7 Ekim'de Hamas'ın "acımasız vahşeti" karşısında sevdiklerini kaybeden İsraillilerin "yürek parçalayan acısını" kabul ederken, Gazze'deki Filistinlilerin "bu savaşta tam bir cehenneme katlandıklarını" ve aralarında binlerce çocuğun da bulunduğu "çok sayıda masum Filistinlinin hayatını kaybettiğini" belirtti.

Muhtemelen geçen yıl Gazze savaşının patlak vermesinden bu yana hiçbir noktada Biden savaşı sona erdirme ve rehineleri eve getirme ihtiyacı konusunda bu kadar cesur bir açıklama yapmamıştı. ABD Başkanı ayrıca üç aşamalı bir öneri ortaya koydu.

ABD Başkanı'nın açıkladığı üzere ilk aşama altı hafta sürecek ve "İsrail güçlerinin Gazze'nin tüm nüfus bölgelerinden çekilmesini" ve "yüzlerce Filistinli mahkumun serbest bırakılması karşılığında kadınlar, yaşlılar ve yaralılar da dahil olmak üzere bir dizi rehinenin serbest bırakılmasını" gerektirecek.

İkinci aşama ise "erkek askerler de dahil olmak üzere hayatta kalan tüm rehinelerin serbest bırakılması karşılığında takası" sağlayacak. Üçüncü aşamada ise "Gazze için büyük bir yeniden inşa planı başlatılacak ve öldürülen rehinelerden geriye kalanlar ailelerine iade edilecek".

İsrail-Suudi normalleşmesi

Bu savaş boyunca İsrail'i tepeden tırnağa silahlandıran Biden yönetiminin, Filistinlilerin yaşamlarına ya da temel ahlaka saygıyla ilgili nedenlerden ötürü savaşın sona ermesini istediğini düşünmek saflık olur. ABD'nin algılanan diğer çıkarları Biden'ın konuşmasının ardındaki motivasyonları açıklıyor.

Önemli bir faktör İsrail'in uluslararası imajıyla ilgili. İtalya'nın eski Irak Büyükelçisi Marco Carnelos, The New Arab'a verdiği röportajda Biden yönetiminin çatışmanın büyük ölçüde "İsrail'i tükettiği ve izole ettiği için bitmesini istediğini" söyledi.

Bir diğer mesele ise bu savaş devam ettiği sürece Washington'un Abraham Anlaşmalarının kapsamını başarılı bir şekilde genişletme olasılığının bulunmaması ki Biden yönetimi bunu beş ay sonra yapılacak ABD başkanlık seçimlerinden önce yapmak istiyor.

Georgetown Üniversitesi Prens Alwaleed bin Talal Müslüman-Hıristiyan Anlayış Merkezi Direktörü Dr. Nader Hashemi, Biden ve ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ın "Abraham Anlaşmalarının genişletilmesi ve İsrail ile Suudi Arabistan'ın ilişkilerini normalleştirmesi fantezilerini" sürdürdüklerinden şüpheleniyor.

Ancak New Arab'a söylediği gibi, İsrail Gazze'ye karşı savaşını sürdürürken bu "neredeyse imkansız".

Dr. Hashemi, "Bu savaşın bir sonuca bağlanmasındaki motivasyonun bir kısmının da Abraham Anlaşmaları ve Suudi Arabistan ile İsrail arasındaki normalleşmeyle bağlantılı olduğundan şüpheleniyorum" dedi ve ekledi:

"Bu savaş sona erer ve koşullarda bazı değişiklikler olursa Suudi Arabistan'ın bu planı imzalayabileceği umuluyor. Ben hala bu normalleşme anlaşmasının ilerleyeceği ve bölgeye barış ve istikrar getireceğinin tamamen bir hayal olduğunu düşünüyorum. Biden ve Blinken bir dış politika zaferi istiyor ve Gazze'deki savaş sona ermeden bu planı ilerletemeyeceklerini biliyor."

İsrail Gazze savaşını uzatıyor

Biden Gazze savaşını sona erdirecek bu planı bir İsrail önerisi olarak sunmaya çalıştı. Bununla birlikte, temelde Hamas tarafından öne sürülen ve İsrail tarafından birkaç hafta önce reddedilen teklifin aynısıydı.

Bu teklife göre İsrail, Hamas'a karşı örgütü yok edecek topyekun bir askeri zafer elde etmeden Gazze'deki mevcut savaşını sona erdirecekti. Bu nedenle Biden'ın konuşmasından kısa bir süre sonra İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisinden yapılan açıklamada İsrail'in "Hamas'ın askeri ve hükümet kapasitesini ortadan kaldırmadan" savaşı sonlandırmayacağının vurgulanması sürpriz olmadı.

Bu da İsrail'in Gazze'ye yönelik savaşının bu yılı rahatlıkla geçebileceği anlamına geliyor. Nitekim 29 Mayıs'ta Netanyahu'nun ulusal güvenlik danışmanı Tzachi Hanegbi, bu askeri harekatın yedi ay daha sürmesinin ve 2025'in başlarına kadar uzamasının beklendiğini söyledi.

Netanyahu'nun Biden'ın önerisini (ya da Hamas'ın Gazze'de iktidarda kalmasına izin veren herhangi bir öneriyi) kabul etmesi halinde İsrail'deki iktidar koalisyonunun çökeceği gerçeğini göz önünde bulunduran İsrail başbakanı, bu savaşı sürdürmek için çok fazla nedene sahip. Özellikle de Biden yönetiminin İsrail hükümetinin Beyaz Saray'a burun kıvırmasının hiçbir sonucuyla karşılaşmayacağını açıkça belirttiği düşünüldüğünde.

Katar'daki Georgetown Üniversitesi'nde Hükümet Profesörü olan Dr. Mehran Kamrava The New Arab'a verdiği röportajda şunları söyledi:

"Netanyahu yönetiminin, başbakanın uzun siyasi kariyerinin kesin olarak sona ermesi anlamına geleceği için savaşı yakın zamanda sona erdirme konusunda isteksiz olduğu açık. Uluslararası toplumun bazı kesimlerinden gelen baskılara ve artık yaygın hale gelen soykırım ve etnik temizlik suçlamalarına rağmen bu böyle. İsrail'in Gazze'ye yönelik savaşının tam olarak ne kadar süreceğini tahmin etmek zor. Ancak İsrail hükümetinin bunu mümkün olduğunca uzatmaya çalışacağı aşikar."

Carnelos ise şu ifadeleri kullandı:

"Benim hissiyatım Netanyahu'nun çatışmayı ABD başkanlık seçimlerine kadar uzatma konusunda çıkarı olduğu ve Trump'ın seçimleri kazanabileceğini umduğu yönünde. Böyle bir durumda hem Gazze'de hem de Batı Şeria'da Filistin sorununu kesin olarak çözmek için kendisine yeşil ışık yakılmasını umabilir."

İsrail'in Gazze'ye yönelik oyun planı

İsrail'in Gazze'ye açtığı savaşın üzerinden yaklaşık sekiz ay geçmesine rağmen Hamas kuşatma altındaki bölgede varlığını sürdürmekle kalmıyor, aynı zamanda örgütün askeri kanadı da silahlı direnişini sürdürüyor. İzzeddin El Kassam Tugayları 26 Mayıs'ta Gazze'den İsrail'e roket yağdırmayı başardı ve Tel Aviv'de roket sirenlerinin çalmasına neden oldu.

Hamas'ın, İsrail'in Gazze'ye yönelik imha harekatından sekiz ay sonra İsrail'i bu şekilde hedef alabilmesi, İsrail'in 7 Ekim'de aldığı rehineleri geri vermedeki ve Hamas'ı askeri olarak yenilgiye uğratmadaki başarısızlığını vurguluyor.

Dolayısıyla şu soruyu sormakta fayda var: İsrail'in Gazze'deki gerçekçi nihai hedefi ne?

Görünen o ki, Gazze'nin kalan altyapısına mümkün olduğunca zarar vermek ve bölgeyi o kadar yaşanmaz hale getirmek ki, bölgedeki Filistinliler ya kaçsın ya da savaşma isteği olmadan orada kalsınlar.

Dr. Hashemi şu ifadeleri kullandı:

"İsrail, düşmanlarına karşı caydırıcılık kapasitesi oluşturmak için maksimum yıkım gerçekleştirmeye çalışıyor. Bence diğer siyasi amaç ise Gazze Şeridi'ni yaşanmaz hale getirerek orada yaşayan Filistinlileri ya Mısır'a kaçmaya zorlamak ya da onları Gazze Şeridi'nden çıkarmak için küresel bir çaba oluşmasına yol açmak. Bence nihai planın bir parçası da intikam."

Ancak intikam sağlam bir strateji değil. Açık olan şu ki, Gazze'deki insanlara uğruna yaşayacakları hiçbir şey vermemek, bu korkunç savaşta çocukluklarını ve yetişkinliğin ilk dönemlerini yaşayan genç nesil Filistinlilerin daha fazla militanlaşmasına ve radikalleşmesine yol açacak.

Başka bir deyişle, nasıl ki 7 Ekim'den önce Gazze, Patrick Seale'in deyimiyle "patlamayı bekleyen bir bomba" idiyse, bu koşullar var olduğu sürece de öyle kalacak.

Ne yazık ki İsrail liderliği, işgal ettiği toprakların yerli halkına yönelik aşırı gaddarlığı ve pervasız politikaları nedeniyle ülkelerinin öngörülebilir bir gelecek boyunca her zaman ciddi güvenlik tehditleriyle karşı karşıya kalacağını idrak edecek bilgelik ve stratejik öngörüden yoksun.


New Arab'da yayınlanan bu değerlendirme Mepa News okurları için Türkçeleştirilmiştir. Değerlendirmede yer alan ifadeler yazarın kendi görüşleridir ve Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Bu yazı toplam 1503 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Giorgio Cafiero Arşivi