Leonid Ragozin

Leonid Ragozin

Putin Ukrayna’daki hedeflerine ulaşabiliyor mu?

Putin Ukrayna’daki hedeflerine ulaşabiliyor mu?

Rusya yaşadığı sayısız sorun ve hayal kırıklığına rağmen Ukrayna’ya yönelik harekata dair açıkladığı resmi hedefleri hususunda büyük gelişmeler kaydetti.

Mariupol’u savunan son Ukraynalı askerler cuma günü Azovstal çelik fabrikasında teslim oldu. Bu askerlerin en az yarısının 2014 yılında aşırı sağcı militanların kurduğu Azov Taburu üyesi olması Kremlin’in savaşın başında resmi olarak ilan ettiği “Ukrayna’nın Nazilerden arındırılması” hedefi doğrultusunda büyük bir gelişme olarak kullanılacaktır.

Rus propaganda makinesi bu amaçla hiç vakit kaybetmeden teslim olan Azov militanlarına ait dövme ve peç armaların fotoğraflarını servis etmeye başladı. Propagandacı televizyon kanallarına ait kameraların önünde soyunmaya ve dövmelerini göstermeye zorlanan resmi savaş esirlerine ait videoların Kremlin yanlısı medya kuruluşlarından servis edilmesi Cenevre Konferansının “Savaş Esirlerine Muamele” maddelerinin açık bir ihlalidir. Sorgu ve işkence süreçleri dahil savaş esirlerinin filme alınması suçu Ukrayna tarafından da işlenmektedir.

Hem Rusya hem de doğu Ukrayna’daki Rus destekli devletçiklerdeki yetkililer Azov savaşçılarının mahkemeye çıkarılması çağrıları yapmaktadır. Azovstal’a yönelik kuşatma harekatının son dönemlerine doğru Rus Başsavcılık Ofisi ülkedeki Anayasa Mahkemesine başvurarak Azov Taburunun terörist bir grup ilan edilmesini talep etti. Bu hamle Rusya’nın kendi toprakları içindeki Azov mensuplarını terörist kimliği altında yargılamasının önünü açacaktır. Bir diğer olasılık da bu mahkemelerin idam cezasının olmadığı Rusya’da değil de hala idam cezasının uygulandığı Donetsk ve Luhansk devletçiklerinde görülmesidir.

Kremlin’in Ukrayna’daki yönetimin aşırı sağ gruplara yönelik kafa karıştıran hoşgörüsünü gündeme taşıma faaliyetleri açıkçası Rusya’daki aşırı sağcılar Putin tarafından kullanılmıyor olsaydı çok daha ikna edici olabilirdi. Mesela, meşhur paralı asker şirketi Wagner Grup’un Donbas cephesindeki Popasna şehri yakınlarına sevk ettiği birliklerden birisi olan ‘Rusich Takımı’ neo-Nazi olduğunu saklamaya dahi çalışmayan St. Petersburglulardan müteşekkildir.

Rus halkının bu gerçeklere erişimi kısıtlandığı için Kremlin emri altındaki dev propaganda makinesinin yardımıyla “Nazilerden arındırma” hedefinin üstünün çizebilecektir zira ele geçirilen Azov Tugayı Ukrayna yönetiminin aşırı sağ ile sahip olduğu tartışmalı ilişkinin açık ara en sembolik örneğidir.

Peki ya diğer Rus hedefleri?

Her ne kadar birçok Batılı Putin’in tüm Ukrayna’yı işgal etmeyi hedeflediğini düşünüyor olsa da harekatın başında Rus tarafının resmi olarak açıkladığı toprak hedefleri bu kadar hırslı değildi. Rusya’nın toprak hususunda açıkladığı resmi hedefi 2014’ten bu yana hepsinin Rus destekli ayrılıkçılar tarafından alınamadığı Donetsk ve Luhansk bölgelerinin tümüyle ele geçirilmesiydi.

Aslında askerî açıdan bakıldığında bu korkutucu bir hedeftir zira bu amaca ulaşmak için Ukraynalıların yedi yıldır dikkatlice savunma için hazırlandığı ülkedeki en korunaklı bölgelerin teker teker alınması gerekmektedir.

Donbas’ta şimdiye kadarki Rus ilerleyişi çok yavaş da olsa devam ederken Luhansk bölgesinde ise mutlak Rus kontrolü neredeyse tamamlanmak üzere. Fakat Ukrayna’nın Donetsk’teki savunmaları bu kadar kolay ezilip geçilmeyecektir.

Donetsk ve Luhansk dışında elde edilecek her karış toprak parçası savaşın aşırı milliyetçi (jingoist) Ruslara pazarlanması faaliyetleri açısından Rusya için bir bonustur. Kremlin yönetiminin, Ukrayna’da hedeflerine vardığını söyleyerek zafer kazanıldığı hususunda destek tabanını ikna etmek içinse Donbas dışında toprak elde etmesine ihtiyacı yoktur.

Mariupol’un Rus ordusu tarafından ele geçirilmesi bu bonus başarılardan birisidir. Bu kentin alınmasıyla birlikte Rusya 2014’de işgal ettiği Kırım’a karadan ulaşabileceği bir koridor elde etmiş oldu ve Ukraynalıların bunca yıldır Kırım’a yönelik uyguladığı su ve enerji kuşatması da kırıldı. Kırım Yarımadasını Dinyeper Nehrine bağlayan taze su kanalı, yarımadanın kuzeyinde kalan nükleer güç istasyonu ve Rusya’ya aktarılmasının önü açılan Ukrayna’nın güneydoğusundaki elektrik tamamen Rusların eline geçti.

Putin’in orijinal Ukrayna planlarının detaylarını ancak bundan on yıllar sonra Kremlin arşivlerini inceleyen tarihçiler ortaya çıkaracaktır.

Şu ana kadar bildiklerimiz, Kiev’e yönelik başarısız harekât ile yine başarısız olan Ukrayna’nın en büyük ikinci şehri olan Kharkiv’i kuşatma harekatının savaşın ilk safhasının bir parçası olduğundan ibarettir. Bu harekatlar acaba daha geniş çaplı bir işgal planının mı birer parçasıydı yoksa Kırım’a bir kara koridoru açılırken Ukrayna kuvvetlerini meşgul etmek için kullanılan bir yem miydi?

Şahit olduklarımız belki de İngiliz siyaset bilimci Mark Galeotti’nin Kremlin’in bir ‘adhokrasi (bürokratik rutinin aksine anlık görevler konusunda uzmanlaşmış son derece esnek örgütsel yapılardan müteşekkil yönetim)’ olduğu tezinin bir örneğiydi. Belki de ortada belli bir plan yoktu. Ruslar belki de sadece 2014-15'teki ilk Donbas savaşını sonlandırarak Rusya destekli Donetsk ve Luhansk bölgelerine özerklik kazandıran Minsk anlaşmalarının gereklerini yerine getirmeyen Ukrayna’yı cezalandırmak istemişti. Putin’in işgali başlatma kararından bir hafta kadar önce Başkan Zelensky, Minsk anlaşmalarının “boş” olduğunu ve Ukrayna’yı kaybeden tarafa dönüştürmek üzere tasarlandıklarını söylemişti.

Bu bağlamdan bakılırsa Kiev’e yönelik saldırının toprak kazanmaya yönelik bir operasyondan ziyade Ukrayna’ya bir bedel ödetmek için gerçekleştirildiği ihtimali artmaktadır. Rus ordusunun Ukrayna’nın kuzeyinden çekilmesinin ardından ortaya çıkan görüntüler Rusların bu bölgede “akılları ve kalpleri kazanmaya” gelmediğini açıkça gösterdi.

Eğer bu teori gerçekten doğru ise Kremlin halihazırdaki savaşın sonunda Ukrayna’yı Minsk anlaşmalarının beraberinde getirdiği şartlardan daha ağırlarını kabul etmeye zorlayarak onları aşağılamak istemektedir. Eğer savaş Luhansk ve Donetsk ile Kırım’a uzanan kara koridorunun Rusların kontrolünde kalacak şekilde biterse bu Putin’in lekesiz bir zafer ilan etmesi için yeter de artar.

Fakat Rus lider zaferini sağlamlaştırmak için önce Ukrayna’yı bu şartları kabul ettiği bir ateşkese mecbur etmek zorunda ve açıkçası bu biraz zor olacaktır. Ukrayna ve Batılı müttefikleri Rusya’ya uygulanan ağır yaptırımların bir süre sonra Kremlin’in askeri ve ekonomik kaynaklarını tüketmesini ve Rusların savaşı kaybetmesini beklemektedir.

Bu sadece Ukrayna ve Avrupa için değil aynı zamanda Rusya içinde en hayırlı sonuçtur zira Rusya’nın tarihindeki bu karanlık dönemi en kısa zamanda arkada bırakması, saldırgan bir askeri diktatörlük gibi hareket ederek ekonomisine daha fazla zarar vermek yerine 45 sonrası Almanya benzeri bir hale dönüşmesi Rusların başına gelebilecek en iyi şey olacaktır.

Dünya Bankası’nın tahminlerine göre Rusya’nın bu yıl GSMH’sının %11.2’sini kaybetmesi beklenirken Ukrayna ise yıl sonunda %45 küçülmüş olacak. Ukraynalı yetkililer bu yıl çıkmadan Batılı müttefiklerin kendilerine yolladığı ağır silahlar eşliğinde büyük ölçekli bir karşı saldırı gerçekleştireceklerini her yerde bağıra bağıra anlatıyor fakat ülkenin böylesine bir operasyon için yeterli insan gücüne sahip olup olmadığı kesin değildir.

Saldırı harekatları savunma harekatlarına kıyasla beraberinde her zaman daha fazla personel kaybı getirir. Ukrayna her ne kadar en son model batı menşeli silahlara sahip olsa da ortadaki mesele sonuçta yine Rusya gibi çok güçlü bir düşmana saldırmak olduğu için çok dikkatli davranılmalıdır. İlaveten, büyük ihtimalle acı eşik değerine ilk ulaşan taraf Rusya değil Ukrayna olacaktır.


Al Jazeera için kaleme alınan bu görüş yazısı Mepa News okurları için Türkçeleştirilmiştir. Yazıdaki ifadeler Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Bu yazı toplam 2211 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.
Leonid Ragozin Arşivi