Dr. Mehmet Sürmeli

Dr. Mehmet Sürmeli

Şehid Seyyid Kutub'u doğru anlamak

Şehid Seyyid Kutub'u doğru anlamak

Seyyid Kutup'un "Önce medineni kur, sonra çözüm ara.” Sözü o kadar mutlaklaştırıldı ki Müslümanlar sadece iktidar olmaya kilitlendiler. Bu kilitlemeyi de hukukun kaynaklarını Kur’an ve Sünnet üzerinden kurumsallaştırıp dârü-l İslâm kurma üzerinden değil de sistem partilerini iktidar yapmak şekilinde icra ettiler. Kısacası yanlış anlayıp yanıldılar.

Hz. Peygamber, İslâm’ı hayata hâkim kılabilmek için insanları önce tevhidi bir eğitimden geçirdi. Müslümanlar bu süreçte yakîni bir imanı elde edip hayatlarının tüm alanlarına vahyi hâkim kıldılar. En küçük eylemlerinden en büyüğüne kadar Allah Teâlâ’nın emirlerini ve yasaklarını yaşamlarının merkezinde tuttular. Hayata sadece Allah’la baktılar; O’nun onay vermediği hiçbir şeye rağbet etmediler. Tevhidin rengine boyandılar. Kur’an’ın sahte tanrılar diye ifade ettiği; monarkları, firavunları, şeytanları, şeytanlaşmış kişi ve kurumları, oligarşiyi, bürokrasiyi, alt ego/nefsi, hevayı, tağutları, bilgiyi küfrün emrinde kullanan Belam’ları ve inananları finans kurumlarının bir parçası yapmak isteyen karunları hayatlarından çıkardılar. Yaratmada yalnızca Allah Teâlâ’yı kabul ettikleri gibi, emir alanında da sadece O’nu kabul ettiler. Hayatlarına Allah’tan(c.) başka bir varlığın hükmetmesine asla rıza göstermediler. Hayatın belirleyicisi olarak Allah’tan başka varlıkları kabul etmenin şirk olduğuna inandılar.

Müslümanlar, Peygamber Efendimizin gözetiminde tevhidi eğitim süreci ile ahlaki eğitim sürecini eş zamanlı yaşadılar. Bu dönemde gelen Enam, İsra, Furkan, Mearic ve Mü’minun surelerinde ahlaki vurgular yoğunlaşırken diğer Mekki surelerde de iman ve ahlak temaları yeterince ele alınmıştır. İman ve ahlak eğitimini zirvede tamamlayıp ibadetlerle ruhi iletişimlerini daimileştiren mü’minler, günahlara karşı duyarlı hale getirilmişlerdir.

Allah Teâlâ’nın ve insanların hukukuna riayeti ilke edinen tevhit ehli Müslümanların kazandıkları bu ruhi olgunluk ve liyakat hâli onları iktidara taşımıştır. Kısacası iktidar; tevhidin rengine boyanmanın, üstün ahlaki vasıflarla donanmanın ve ibadetleri ihsan halinde devamlı yapmanın meyvesidir. Zihinsel anlamda saflaşmayanlara, imanda taklitten çıkamayanlara, imanın bölünmezliğini kavrayamayanlara, hayatının en basit eylemlerini bile vahye göre anlamlandıramayanlara, Muhammedi ahlakla bezenmeyenlere, değil haramlardan kaçınmak mekruhları bile gözlerinde büyütüp sakınmayanlara, sabah namazlarını kaçıranlara ve tövbe etmeyip alışkanlık hâline getirenlere, yeryüzündeki mazlumlara kulak tıkayıp zalimlere karşı nebevi bir duruş sergilemeyenlere, ümmetin derdiyle dertlenmeyenlere, kâfirler gibi yaşayıp Müslüman gibi konuşanlara, neslinin itikadi geleceğini düşünmeyenlere, zalimlerle bilerek yol arkadaşlığı yapanlara, rüşvet ve adam kayırmayı meslek edinenlere, dağıtımda dengeyi gözetmeyenlere, tüketim çlgınlarına, adaleti kurumsallaştıramayanlara, uygun işe uygun insanı atayamayanlara, yönetimin emanet olduğunu unutup siyaseti ilahlaştıranlara, nesil ve namus emniyetini sağlayamayanlara, yediklerine ve içtiklerine dikkat etmeyenlere Allah (c.) iktidar nasip etmez. Etse bile iktidarları daimi olmaz. Çünkü “küfür devam eder ama zulüm devam etmez.”

Seyyid Kutup, “Önce medineni kur…” derken, medineye giden yolların da açılmasını beraberinde söylemiştir. Tefsiri dâhil, eserlerinin tamamını okursak görürüz ki Şehid her çalışmasında itikâdi ve ahlaki derinleşmeyi tavsiye etmiştir. Onun yolundan giden İhvanı, bulundukları coğrafyada çözüm makamları oluşturmuşlardır. Müslümanlar farazi meselelere çok dalarlar ve hedeflerinden saparlar; yapay gündemler oluştururlar da güçlerini kaybederler endişesiyle kâfirlerin belirlediği gündemlere teslim olmamaları için dava arkadaşlarına bu sözü söylemiştir. Müslümanları dünya sisteminin gündemleriyle oyalanmaktan korumayı amaçlamıştır. O’nun bu sözünü kontekstinden kopararak imansız, eğitimsiz, plânsız, ahlaksız, ibadetsiz bir iktidar özlemi için kullanmak beyhudedir.


Bu değerlendirmede yer alan ifadeler yazarın kendi görüşleridir ve Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Bu yazı toplam 4782 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.
2 Yorum
Dr. Mehmet Sürmeli Arşivi