Muhammed Eyüp

Muhammed Eyüp

Gazze'de zafer ne anlama geliyor?

Gazze'de zafer ne anlama geliyor?

"Mü'minler (düşman) birliklerini görünce: 'İşte bu Allah ve Rasulü'nün bize vadettiği şeydir. Allah ve Rasulü doğru söylemiştir.' dediler. Bu da ancak onların imanlarını ve teslimiyetlerini artırdı.

Mü'minlerden öyle erler vardır ki Allah'a verdikleri sözde durdular. Onlardan kimi (can) adağını ödedi (şehit oldu), kimi de (şehitliği) beklemektedir. Onlar (verdikleri sözü) hiçbir şekilde değiştirmediler. Çünkü Allah sadık kalanları sadakatlerinden dolayı mükafatlandıracak, münafıklara da dilerse azap edecek yahut tevbelerini kabul edecektir. Şüphesiz Allah, çok bağışlayan, çok merhamet edendir.

Allah, o kâfirleri hiçbir başarıya erememiş bir halde, öfkeleriyle geri çevirdi. Allah savaşta mü'minlere yetti. Allah güçlüdür, mutlak galiptir.

Allah, Ehl-i Kitap'tan onlara yardım edenleri de kalplerine korku düşürerek kalelerinden indirdi. Bir kısmını öldürüyor, bir kısmını da esir ediyordunuz. Onların yerlerine, evlerine, mallarına ve henüz ayak basmadığınız topraklara da sizi mirasçı yaptı. Allah her şeye kadirdir." (Ahzab Suresi, 22-27)

Allah azze ve celle, Müslümanların ağır bir imtihandan geçirildiği Hendek Gazvesi hakkındaki ayetlerde işte böyle buyurmaktadır. Miladi 627 yılında, Arap Yarımadası'ndan birçok müşrik topluluk bu savaş için bir araya gelmiş, Medine'deki Yahudilerle de yardımlaşarak bir avuç Müslümanı muhasara etmiş, onları katlederek yok etmek istemiştir. Ancak Allah azze ve celle savaşta mü'minlere yetmiş, onlara katından yardım ve zafer ihsan etmiş, tüm hizipleri tek başına dağıtmıştır. Ardından, müşrik ordularına yardım eden Medine'deki Yahudilere karşı da Müslümanlara zafer ihsan etmiştir.

İslam ümmeti, Gazze Şeridi'nde son 15 aydır muasır bir Hendek Gazvesi'ne şahitlik etmiştir. Başını asrın en büyük tağutu ABD'nin çektiği bir grup müstekbir güç tarafından desteklenen Siyonist işgal ve katliam şebekesi İsrail, Gazze'deki bir avuç mücahidin üzerine yürümüştür. ABD, İngiltere, Almanya gibi birçok küresel gücün askeri, iktisadi ve siyasi olarak desteklediği İsrail, Gazze'deki Müslümanları kuşatmak, boğmak ve yok etmek için tüm dünyanın gözleri önünde, küçücük bir toprak parçasına aylarca ölüm yağdırmıştır.

Resmi olarak kabul edilen rakamlara göre 47 bin Müslüman şehid edilmiş, yüz binlerce ev, cami, okul, hastane, fırın, pazar yeri yok edilmiştir. Raporlar gerçek can kaybının 80 binin üzerinde olduğu yönündedir.

Tüm bunlar karşısında Müslüman Gazze halkı ve mücahid evlatları yılmamış, geri adım atmamış, işgalci Yahudiler karşısında tarih sayfalarına altın harflerle yazılacak bir direniş sergilemiştir. Canlarını avuçlarında taşıyan bir grup kahraman mücahid, tamamen enkaza dönen Gazze'de direnmeye devam etmiştir. Dünyanın en teknolojik ölüm makinalarıyla, tanklarla, savaş uçaklarıyla, insansız hava araçlarıyla, savaş gemileriyle donanmış İsrail'in saldırıları karşısında gevşememiş, ümitsizliğe düşmemiş, kanlarının son damlasına kadar savaşmaya devam etmiştir.

Mücahid kardeşlerimiz düşmanlarının gücüne ve dostlarının kendilerini yalnız bırakmasına karşın hiçbir şekilde Allah azze ve celle yolunda cihad etmekten geri adım atmamış, sabır ve sebatla direnişi sürdürmüştür. Yalnızca bu bile başlı başına büyük bir zaferdir. Gazze'deki mücahid kardeşlerimiz için iki güzelden başkası söz konusu değildir.

"De ki: 'Siz bizim için iki güzelliğin birinden (şehadet veya zaferden) başkasını mı bekliyorsunuz? Oysa biz, Allah'ın ya kendi katından veya bizim elimizle sizi bir azaba uğratmasını bekliyoruz. Haydi bekleyin! Biz de sizinle beraber beklemekteyiz." (Tevbe Suresi, 52)

Bu müthiş direniş karşısında işgalci İsrail ve dostları en sonunda amaçlarına savaş yoluyla ulaşamayacaklarını kabullenmiş ve ateşkesi onaylamak durumunda kalmıştır. Lakin Müslümanlar bu hususta rehavete kapılmamalı, ihanetleriyle ve peygamberleri öldürmeleriyle bilinen Yahudilerin her an bu anlaşmaya da ihanet edebileceğini akılda bulundurmalıdır. Bu sebeple bizler her daim tetikte olmalı, gevşememeli ve kardeşlerimize destekten geri adım atmamalıyız.

Gazze Şeridi, İslam ümmetinin direniş cephelerinden bir cephedir, ribat noktalarından bir noktadır. Belki de bugün Gazze'deki ehlimiz gerek halk olarak gerekse mücahidler olarak, Müslümanlar adına en mühim ribatlardan birini beklemekte, İslam ümmetinin istikbali için canlarıyla ve mallarıyla fedakarlıkta bulunmaktadır. Zira Gazze'deki ehlimiz direnmemiş ve gevşeklik göstermiş olsaydı bugün İsrail tanklarının Mısır'da, Suriye'de, Ürdün'de, Lübnan'da ve hatta Arap Yarımadası'nda bulunduğuna şahitlik edebilirdik. Ancak onlar bir araya gelmeyi ve küresel küfür düzeninin İslam alemindeki karakolu olan Siyonist İsrail'e karşı cihadı seçmiştir. Şüphesiz Allah azze ve celle kendi yolunda cihad edenlere yardım edecektir.

Gazze cephesi bir direniş cephesi olduğundan, buradaki zaferi ele geçirilen topraklar veya başka türden ganimetlerle ölçmek mümkün değildir. Bu sebeple mücahidlerin kazandığı zafer hususunda tereddüte düşmemek, ümitsizliğe kapılmamak gerekir. Gazze'deki zafer, İsrail'in amaçlarına ulaşamamasından geçmektedir. İşgal ordularının durdurulmasından geçmektedir. Gazze'nin bir cihad ve ribat beldesi olarak ayakta durmasından geçmektedir. İşte mücahidler bu amaçlarına ulaşmıştır. Gazze İsrail'in boğazına batan bir diken olarak cihadını, ribatını ve kıyamını sürdürmektedir. Bu durum Allah azze ve celle'nin izniyle uzun bir süre daha İsrail'in geniş çaplı amaçlarına ulaşmasına mâni olacaktır. Ta ki yeryüzündeki Müslümanlar bir araya gelerek Siyonist işgali yok edinceye ve Mescid-i Aksa'ya tevhid sancaklarını dikinceye kadar...

İsrail Gazze'de mücahidleri yok edeceğini söylemesine rağmen buna yaklaşamamıştır bile. Her düşmanını yok edeceğini söylemesine rağmen mücahidlerin elleriyle kazdıkları tünelleri dahi ele geçirememiştir. Her şeyi gördüğünü söylemesine rağmen Gazze'de tutulan İsrailli rehineleri bulamamış ve kurtaramamıştır. Tüm bu gerçekler, İsrail'in hezimetinin delilleridir.

İsrail'in yaşadığı bir diğer hezimet ise algı ve propaganda alanındadır. Dünyadaki tüm büyük medya kuruluşları, televizyon kanalları, sinema sektörü ve diğer propaganda aygıtları ellerinde olmasına rağmen, Siyonistler Gazze'de yaşananların kendi aleyhlerine dönmesini engelleyememiştir. Bugün dünyadaki neredeyse her bir insan Siyonist işgal şebekesi İsrail'den nefret etmektedir. Herkes Yahudilerin şerrinden haberdardır. İsrail üzerine binlerce kitap yazılsa, yüzlerce konferans düzenlense bu denli bir propaganda başarısını elde etmek mümkün olmazdı.

Bu konuda İsrail'in acziyeti Hamas lideri Yahya Sinvar'ın şehadetinin ardından bir kez daha izhar olmuştur. Şehadetinin ardından İsrail, Sinvar'ı küçük düşürme amacıyla şehadet anlarının görüntülerini yayınlamıştır. Ancak bu görüntüler, bırakın onu küçük düşürmeyi, kendisini dünya genelinde bir kahraman haline getirmiştir. Sinvar, bu görüntüler vesilesiyle tüm dünyanın hafızalarına kazınmıştır. Her şeyin ellerinde olduğunu ve dünyayı kendilerinin şekillendirdiğini iddia edenler, bizzat kendi elleriyle kendilerini rezil etmiştir. Tüm bu propaganda hezimeti esasen mücahidlerin propaganda zaferidir. Allah'ın izniyle bu zafer İsrail'in sonunun başlangıcı olacaktır.

Kur'an-ı Kerim'in ayetleri hiç şüphesiz indirildiği ilk günkü gibi canlıdır. Bizler bugün yaşananlarla, Allah'ın kelamının canlılığını bir kez daha tecrübe etmiş bulunuyoruz. Adeta Allah azze ve celle bu çağın insanlarına Kur'an'ın canlı bir tefsirini izletmiş bulunuyor. Peygamber katili Yahudilerin şerrini, onlara destek olan Ehl-i Kitap'tan ve diğer müşriklerden olan toplulukların şerrini bizlere aynel yakin izletmiş bulunuyor. Gazze'de yaşanan olaylar vasıtasıyla bugün yeryüzünde, Afrika'daki barakalardan Asya'daki kıl çadırlara, Amerika'daki gökdelenlerden Avrupa'daki kafelere kadar, İslam'dan habersiz vaziyette hiçbir insan kalmamıştır. Dünyadaki herkes kimin adil kimin zalim olduğunu, kimin haklı kimin haksız olduğunu, kimin gerçekten Allah'a iman ettiğini kimin ise şeytanın peşinde olduğunu gözleriyle görmüştür.

Son olarak söylemek gerekir ki Müslümanlar, Haçlılara ve Siyonistlere karşı verecekleri büyük savaşlara hazırlıklı olmalıdır. Yaşanan zafer bizleri rehavete sürüklememeli, bilakis Gazze'de olup bitenlerden dersler çıkarmaya itmelidir. Her Müslüman uzun soluklu çalışmalarla, cihadı kendi sokağından Kudüs'e dek taşıyacak sistemli bir hareket haline sokmalıdır.

Ey Müslümanlar! Düşmanlarınızın hepsi bir araya geldiğinde dahi ne kadar zayıf olduğunu, kapana kısılmış bir avuç mücahide dahi diş geçiremediğini gözlerinizle gördünüz. O halde düşmanlarınızdan değil, yalnızca Allah'tan korkun.

"Yarın bekleyen için yakındır, zafer ancak Allah'tandır."

Velhamdulillahi Rabbi'l alemin...


Muhammed Eyüp tarafından kaleme alınan bu değerlendirme Nebevi Hayat dergisinin 2025 yılı Şubat ayı sayısında yayınlanmıştır. Değerlendirmede yer alan ifadeler yazarın kendi görüşleridir ve Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Bu yazı toplam 1656 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.
Muhammed Eyüp Arşivi