Halid Abdurrahman

Halid Abdurrahman

"Hocam şu an Gazze'deyiz"

"Hocam şu an Gazze'deyiz"

Geçtiğimiz gün sosyal medyada gezinirken karşıma bir video çıktı. Videoda konuşan kişi binlerce genç, körpe beyini peşinden sürükleyen, kendisine entelektüel denilen bir kimse.

Videoda konuşan bu kişiye göre kendisine Cumhurbaşkanlığı'ndan telefon gelmiş ve çok önemli, kalabalık bir ortamda bulunuyor olmasına rağmen telefonu açmış. Karşı taraftaki kişi, "hocam şu an Gazze''deyiz" demiş.

Hiç şüphe yok ki hikayeyi anlatan kişinin amacı şu ana kadar Gazze'de yaşanan soykırım karşısında hiçbir şey yapmayan, üstüne üstlük İsrail ile ticari ve diplomatik ilişkilerini de devam ettiren siyasal iktidarın aslında perde gerisinden bir şeyler yaptığını ima etmek. Çünkü Türkiye'de ucuz siyaset bu şekilde yapılıyor.

Kitlelerinizi kandırmak ve bu şekilde konsolide etmek için bu yöntemlere başvurmanız her ne kadar mide bulandırıcı olsa da gayet normal.

Peki hangi Gazze?

Telefonun ucundaki kişi "hocam şu an Gazze'deyiz" demiş. Peki hangi Gazze?

Filistin Sağlık Bakanlığı verilerine göre 30.000 insanın öldüğü, yaklaşık 10.000'inin İsrail bombalarıyla yerle bir olmuş binaların enkazı altında kaldığı, on binlercesinin yaralandığı Gazze.

Savaşların dengelerini değiştirecek insansız hava araçlarına sahip olan orduların bir şişe su bile sokamadığı Gazze.

İnsanların açlıktan otları, sokak hayvanlarını, taşımacılıkta kullandıkları atları, hayvan yemlerini yediği, kanalizasyon sularını içtiği, bebeklerin açlıktan öldüğü Gazze.

Telefonun geldiği kişi gibi kimseyi kandırmadan doğruyu söyleyelim. Gazze'de Gazzelilerden başka kimse yok.

Gazze'de ruhlarını avuçlarına almış bir şekilde İsrail işgaline karşı savaşan kahraman Gazzelilerden başka kimse yok.

Diyelim ki "Gazze'de olduğunuz" doğru. Peki bu Gazze'ye ne kattı? Yani Gazze'de olduğunuz hal bu mu?

Bırakın. Gazze'nin bu bembeyaz mücadelesini kirli, kokuşmuş siyasetinizle zehirlemeyin.

Peki neden bu yalanları üretiyorlar?

İlk olarak bu haberleri uyduranların bir çıkarı olduğunu söylemek gerekli. Türkiye'de şu anda siyasal iktidarın Gazze'de yaşanan soykırım karşısında hiçbir şey yapmıyor olması, üstüne üstlük İsrail ile ticari ve diplomatik ilişkilerin devam etmesi, her gün gemilerin Hayfa'ya gidiyor olması oldukça tepki topladı ve hatırı sayılır bir baskı oluşturdu.

Bu baskının entelektüel hocamız gibi vasıtalarla hafifletilmesi, özellikle yerel seçimler öncesinde bunun yapılıyor olması oldukça mühim.

Hatta işi biraz daha ileri boyuta taşıyayım. Yerel seçimlerden önce Gazze konusunda atılacak farklı adımları da görebiliriz. Ateşkes konusunda ara bulucu olmamalarına rağmen kendilerini ara bulucu ilan edebilir, ateşkesten önce veya olası ateşkes döneminde Gazze'ye insani yardım kampanyaları düzenleyebilir, havadan yardım atmaya kadar işi götürebilirler.

Ancak unutulmaması gereken nokta tüm bunların siyasi çıkar elde etmek, insanların dini duyguları istismar edilerek oy kazanmak için yapılıyor olduğudur.

Sonuç olarak, Gazze'de Gazzelilerden başka kimse yoktur. Gazze ve Filistin davası İslam ülkeleri tarafından terk edilmiştir. Hele ki ateşkes görüşmelerinde ara bulucu dahi olamamış Türkiye'deki siyasal iktidarın Gazze'ye verebileceği bir şey kalmamıştır.

Bugün aralarında İslam ülkelerinin de bulunduğu birçok ülke "İsrail'in Gazze'deki işi bitse de biz de işimize baksak" havasındadır.

Umarım bugün Gazze'de yaşananların, insanların hakikati görmelerinde bir payı olur. Hiç şüphe yok ki orada İsrail tarafından katledilen en az 30.000 Müslümanın kanı heba olup gitmeyecektir.

Ancak Gazze bu haldeyken kılını dahi kımıldatmayıp katillerle ticarete devam edenlerin heba olup gideceğinde şüphe yok.


Bu değerlendirmede yer alan ifadeler yazarın kendi görüşleridir ve Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Bu yazı toplam 7410 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.
18 Yorum
Halid Abdurrahman Arşivi